BİLİM VE TEKNOLOJİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
BİLİM VE TEKNOLOJİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

25 Temmuz 2018 Çarşamba

ŞAMANİZMİN BİLİMSEL ARKA PLANI

'ŞAMANİZMİN BİLİMSEL ARKA PLANI' adlı yazıdan Günümüzde ses dalgaları ve bitkiler arasındaki ilişkiyi ele alan çalışmalar 'biyoakustik' adı verilen çalışma alanında yapılan deneyler ile birlikte yürütülmektedir.Bitkilerin birbirleriyle kimyasal madde ve ses dalgaları aracılığıyla iletişim kurabiliyor olmaları bilimsel yöntemlerle kanıtlanabilir mi? Elbette bunun için öncelikle bu fenomenlerin bilimsel yöntemlerle ele alınabileceğini düşünebilen açık fikirli bilim insanları gereklidir.Bunlardan biri Batı Avustralya Üniversitesi'nden Monica Gagliano'dur.Gagliano, biz insanların doğanın bize sundukları konusunda aşırı korumacı olduğumuzu ve kendimizi kapalı bir kutudaymış gibi sınırlandırdığımızı,aslında doğanın bize kullanabileceğimiz birçok şey sunduğunu...
Devamını Oku »

SUYUN HAFIZASINDAN YENİDEN OLUŞTURULAN DNA DİZİSİ ?

Dr. Luke Montanye tarafından 2011 yılında yapılan bir deney, yaşamın nasıl işlediğine dair anlayışımızı temelden değiştirdi.Montanye, tüm DNA'ları su örnekleri ile doldurulmuş test tüplerinden çıkardı ve bunları 7.83 frekansına maruz bıraktı. DNA'sı olmayan su, hiçbir yaşam olmasa bile yeni moleküller üretti.Montanye, DNA'mızın, yaşadığımız Dünya'yı çevreleyen ve hepimizin bağlı olduğu görünmez elektromanyetik alan üzerinden iletişim kurduğunu teorileştirdi. Bu araştırmanın sonuçları akıl patlamasıdır.Dünyanın elektromanyetik frekansının, gezegenimizde sadece yaşamı sürdürmede bir eli olmadığı, aynı zamanda onu yaratmaya da katıldığı görülmektedir. Kaynak : http://www.i-sis.org.uk/DNA_sequence_reconstituted_from_Water_Memory.ph...
Devamını Oku »

21 Nisan 2018 Cumartesi

EMPATİ İLE DOKUNMANIN İYİLEŞTİRİCİ GÜCÜ

Proceedings of the National Academy of Sciences (PNAS) dergisinde geçtiğimiz ay yayınlanan bir araştırmaya göre sevdiğiniz kişinin ağrısı olduğunda onun elini tutmanız sadece nefes alıp verişlerinizi ve kalp hızlarınızı eşitlemekle kalmıyor, aynı zamanda beyin dalgalarınızı da birleştiriyor. Colorado Boulder Üniversitesi ve Haifa Üniversitesi’nden bir grup araştırmacının yürüttüğü çalışmada, ağrısı olan eş ile ne kadar çok empati kurulursa, beyin dalgaları o kadar güçlü eşitleniyor. Dahası, beyin dalgaları ne kadar fazla eşitlenirse, ağrı o kadar çok hafifliyor. Colorado Boulder Üniversitesi’ndeki Bilişsel ve Duygusal Nörobilim Laboratuvarında doktora sonrası araştırmacısı ve söz konusu makalenin baş yazarı olan Pavel Goldstein yönettiği çalışmayla ilgili...
Devamını Oku »

HANGİ DUYGULAR HANGİ ORGANLARI ETKİLİYOR ?

Doğu’da, organ-duygu ilişkisinin farkındalığı uzun zamandır tıp ilminin bir parçası olarak öğretilmektedir. Batı dünyası ise, duygular ve organlar arasındaki bağlantıyı yeni yeni keşfetmeye başladı. Örneğin doktorlar kalp krizine eğilimli insanların duygusal profilini çıkarmaya başladı. Hayvanların korktuklarında altlarına işedikleri bilinir. Tıp kurumu, hayatlarını sürekli korku içinde geçen ve bedenlerinde çok miktarda bilinçdışı endişe depolamış insanların artrit gibi böbrek temeli hastalıklara eğilimli olduklarını henüz dile getirmedi! İşte duygu-organ ilişkilerinden bazıları: Böbrekler ve idrar torbası: Korkudan etkilenir. Karaciğer ve safra kesesi: Kızgınlık ve duygusal hüsrandan etkilenir. Özellikle karaciğer her türlü derin duygusal acılardan,...
Devamını Oku »

1 Şubat 2018 Perşembe

MÜTHİŞ İDDİA : MARS'TAKİ YAŞAM NÜKLEER BOMBALARLA SON BULDU !

Ünlü fizikçi Dr. John Brandenburg, Mars’taki antik medeniyetlerin, daha ileri bir teknolojiye sahip uzaylılarca yok edildiğini iddia etti. ABD’li Dr. John Brandenburg, Mars’ta iki büyük nükleer patlama gerçekleştiğini ve NASA tarafından yayınlanan fotoğraflardaki arkeolojik kalıntıların antik Marslılara ait olduğunu iddia etti. Bay Brandenburg, nükleer savaşın yaklaşık yarım milyar yıl önce gerçekleştiğine ve patlamanın izlerinin iki önemli yerde yoğunlaştığına inanıyor. Plazma fizikçisi “bir haritayı okuyabilen herkes, nükleer patlama alanlarını görebilir” ifadelerini kullanıyor. En şiddetli şok dalgaları ise Cydonia Mesa ve Galaxias Chaos’da oluşmuş. Branderburg’un teorisine göre, Bronz Çağındaki insanları andıran antik bir medeniyet Mars’ta gelişti....
Devamını Oku »

14 Ocak 2018 Pazar

UFO DEDECTOR

UFO Dedektörü, herkesin gece gündüz UFO'lar için gökyüzünü izlemesini sağlayan ücretsiz bir yazılımdır. Bir UFO tespit edilirse, yazılım otomatik olarak olayın bir videosunu mümkün olan en iyi kalitede kaydediyor. Yazılım ufoid.net tarafından desteklenmektedir ve ücretsizdir.İhtiyacınız olan şey bir bilgisayar ve bir webcam.Geliştirilmiş özel bir algoritması olan program tanıma sistemi ile kuş, uçak, helikopter, böcek ya da Ufo olup olmadığını analiz edebiliyor.Ayrıca sistem videonun web kamerasından tam olarak nasıl kaydedildiğini ve manipüle edilmediğini garanti edebilmek ve güvenli bir dosya biçimi oluşturmak için güncellemeler üzerinde çalışmakta. Detaylı bilgi için : http://www.theblackvault.com/casefiles/the-ufo-detecto...
Devamını Oku »

6 Ekim 2017 Cuma

ARAŞTIRMALAR RH NEGATİF KAN GRUBUNA SAHİP İNSANLARIN DÜNYA'DAN OLMADIĞINI GÖSTERİYOR

Modern tıp, insanların kan gruplarını A, B, AB ve 0 grubu olmak üzere dört kategoriye ayırıyor. Kan grupları arasındaki temel fark, her özgün tipte bulunan proteinlerle bağlantılıdır. Fakat Rh negatif kan gruplarında sıra dışı bir durum söz konusu. Bu tip kan grubunda protein yok. Popüler sosyal medya kültüründe bu protein farkının ardında yatan sebep ile ilgili birkaç teori bulunmakta. Bu teorilerden birinin temeli ise başka bir dünya. Başka bir deyişle, insan popülasyonunun %15’ini oluşturan bu kan grubuna sahip insanlar başka gezegenden olabilir. Bu tür teoriler daha ileriye de gidebiliyor fakat kesin olan bir şey varsa o da bu kan grubuna sahip insanların bazı karakteristik özellikleri olduğudur. Öncelikle bu kan grubu diğer bütün gruplara donör olabilir,...
Devamını Oku »

SHEFFIELD ÜNİVERSİTESİNDEN DR. MILTON WAINWRIGHT : UZAYLILAR GEZEGENİMİZDE TOHUM ÖMRÜ OLUŞTURMAK İÇİN MİKROSKOBİK METAL TOPLARIN İÇİNDE MİKROORGANİZMALARI DÜNYA'YA GÖNDERMİŞ OLABİLİR

Dr Milton Wainwright : Uzaylılar gezegenimizde tohum ömrü oluşturmak için mikroskobik metal topların içinde mikroorganizmaları Dünya'ya göndermiş olabilir. * Sheffield Üniversitesi'nden Dr Milton Wainwright, balonları, dünyanın atmosferinden 16 mil uzakta toz ve parçacık örnekleri toplamak için kullandı. * Bir örnekte mikroskobik bir metal top buldu. * Kürenin, uzaydan geldiği gibi hızla seyahat edebileceğini iddia ediyor. * Metal top insan saçıyla aynı genişlikte ve titanyumdan yapılmış. * Dr Wainwright, uzaylıalrın Dünya'ya göndermiş olabileceğini söylüyor. * O, gooey bir maddenin topun dışına sızdığını ve biyolojik olduğunu iddia ediyor. Dr Milton Wainwright, Dünya'nın stratosferinde bir balon tarafından toplanan numunelerde "gooey" bir madde sızıntısı...
Devamını Oku »

4 Ağustos 2017 Cuma

KANIT, GÖBEKLİTEPE' DEKİ SÜTUN 43'ÜN 13.000 YIL ÖNCE ÇARPAN BİR KUYRUKLU YILDIZI TASVİR ETTİĞİNİ İLERİ SÜRÜYOR.

Kanıt, Göbeklitepe’deki Sütun 43’ün 13,000 yıl önce çarpan bir kuyruklu yıldızı tasvir ettiğini ileri sürüyor Kanıt, Göbekli Tepe’deki Sütun 43’ün 13,000 yıl önce çarpan bir kuyruklu yıldızı tasvir ettiğini ileri sürüyor, yazar Graham Hancock’un çalışmasının doğruluğunu kanıtlıyor Üniversite uzmanları kadim taşların mesajının şifresini çözüyor İskoçya, Edinburg Üniversitesinden Martin Sweatman ve Dimitrios Tsikritsis’e göre, kadim bir taş oymasının yaklaşık 13,000 yıl önce çarpan bir kuyruklu yıldızı tanımladığı görülüyor. 43 numaralı T şeklindeki sütunda (Akbaba Taşı) görünen oyma rölyef kanatları gerilmiş bir kuşu, iki daha küçük kuşu, bir akrebi, bir yılanı ve bir daireyi tasvir ediyor. Göbekli Tepe’deki sütunların bazılarındaki düşük – rölyef oymayı...
Devamını Oku »

BİLİM İNSANLARI MADDENİN YEPYENİ BİR FAZINI ONAYLADILAR: ZAMAN KRİSTALLERİ

Enerji olmadan sürekli hareket Aylardır, araştırmacıların sonunda zaman kristallerini yaratmış olabielceği spekülasyonu vardı – sadece uzayda değil, ayrıca zamanda tekrarlanan atomik yapıya sahip olan garip kristaller, bu onları enerji olmadan sürekli salınıma sokuyor. Şimdi bu resmi – araştırmacılar bu garip kristallerin nasıl yapıldığını ve ölçüldüğünü ayrıntılı şekilde rapor ettiler. Ve iki bağımsız bilim insan ekibi laboratuarda bu mavikopyaya dayanan zaman kristallerini yarattıklarını iddia etti; bu tümüyle maddenin yeni bir fazının varlığını onaylıyor. Keşif oldukça soyut görünebilir, ama fizikte tamamıyla yeni bir çağın habercisi – onlarca yıllardır metaller ve yalıtkanlar gibi ‘dengede’ olduğu tanımlanan maddeyi incelemekteyiz. Ama Evrende, dengede...
Devamını Oku »

11 Temmuz 2017 Salı

SAĞLIK İÇİN TOPRAKLAMA YÖNTEMİ VE ÖNEMİ

SAĞLIK İÇİN TOPRAKLAMA YÖNTEMİ VE ÖNEMİ Doğal Tedavi alanındaki bütün modern okullar,farklı kelimelerle tanımlasalar da “enerji” den bahsederler. Nedir bu enerji? Dr. Oschman araştırdıkça bu gizemli kelimenin üzerindeki sis perdesini kaldırmış. Bir dergide,konu hakkında bir kaç makale yazmış.Okuyuculardan gelen teşvikler 2 kitap yazmasıyla neticelenmiş:Enerji Tıbbının Bilimsel Temeli ile Tedavide ve İnsan Performansında Enerji Tıbbı adlı iki kitap. Dr. Oschman’ın topraklama dediği yöntem Yerkürenin daha sağlıklı bir hayat sürmenize nasıl yardımcı olabileceği hakkında ilginç bilgiler ortaya çıkarıyor. Dr. Oschman 2010 yılında ,Clinton Ober, Dr. Stephen T. Sinatra ve M. Zucker tarafından yazılmış “Topraklama:Şimdiye Kadar Keşfedilmiş En Önemli Sağlık Keşfi...
Devamını Oku »

20 Haziran 2017 Salı

YÜRÜYEN AĞAÇ : PALMİYE

Bizler pek farkında olamasak da var olduğumuz doğamızda bizlere fazlasıyla ilginç gelebilecek sayısızca olay meydana gelmekte. Bizimde bir parçası olduğumuz doğada fark edebildiğimiz güzelliklerin dışında yavaş olageldiğinden fark edemediğimiz yine sayısızca eylem gerçekleştirir. Var edilmiş bu doğanın büyük bir parçasını kaplayan ağaçları düşündüğümüzde büyüdükleri topraklarda sabit bir şekilde canlılık faaliyetlerini sürdürdükleri aklımıza gelir. Öyle ki neredeyse hepsinin hareket yeteneği sadece bir rüzgarın onları bir sağa bir sola savurmasından ibaret zannederiz. Ağaç denildiğinde aklımızda genelde bu düşünceler belirmekte. Fakat işin özünde ağaçlar ve de diğer bitkilerin büyük çoğunluğu metabolizmalarında ürettikleri hormonlar ve topraktan aldıkları...
Devamını Oku »

SESSİZ ALEM - ( KONUŞAN AĞAÇLAR - AKILLI BİTKİLER )

Kimin aklına ağaçların soyları hakkında bilinçli olduğunu, hafızaya sahip olduklarını, birbirleriyle iletişim halinde oldukları, ya da bir diğer deyişle akıllı canlılar olduğunu bilebilirdi ki! Yapılan araştırmalar, bitkilerin de sosyal yaşam, duyarlılık, iletişim konusunda hayvanlar kadar kompleks yaşama biçimleri olduğunu gösterdi. Kanada?da Alberta Üniversitesinde profesör olan James Cahill, son 10 yıldır artık bitkilerin için de, hayvanlarda olduğu gibi ?bitkisel davranış cümlesini kullanmaya başlayabildiklerini belirtti. Max Planck Enstitüsü eğitim görevlisi olan Ian Baldwin bitkilerle ilgili dediklerine değinelim: Çevreye inanılmaz duyarlılar. Hatta hayvanlardan bile daha gelişmiş bir hassasiyetleri ve davranış mekanizmaları var. Bugüne kadar bitkilerin...
Devamını Oku »

12 Haziran 2017 Pazartesi

GENOM HARİTANIZI ÇIKARMA MALİYETİ 100$'A SÜRESİ DE BİR SAATE İNEBİLİR

İlk insan genom dizilimi çalışması 2003 yılında yapıldı ve yaklaşık 2,7 milyar dolara mal oldu. Şimdiyse, DNA dizilim devi Illumina, yarattığı yeni makinesiyle tüm genom haritanızı 100$’dan daha az bir tutara çıkarabileceklerini iddia ediyor. Illumina’nın CEO’su Francis deSouza NovaSeg isimli makineyi, San Fransico’da JP Morgan Healthcare Konferası’nda sunarken katılımcılara, makinenin tarayıcı hızıyla tüm bir insan genom dizilimini bir saatten daha kısa bir sürede deşifre edebileceğini iletti. Etkilenmemek mümkün değil; 15 yıldan kısa bir süre içinde, bir zamanlar milyarlarca dolar ve onlarca yıl süren araştırmalardan, bu makul maliyetlere ve “1 saatlik” bir süreye vardık. Gerçi, genom dizilimi maliyetleri sürekli düşüş sergiliyor. 2006 yılında Illumina’nın...
Devamını Oku »

BU KÜÇÜK METAL PARADA 1000 FARKLI DİLİN MİKROSKOBİK ARŞİVİ VAR

Dosyalarınızın güvende olduğundan emin olmak istiyorsanız, bunları farklı yerlere yedeklemek iyi bir fikirdir. Bu da tamamen Rosetta Giyilebilir Disk fikrinin gerisindeki temel düşünceyi yansıtıyor. Madeni paranın bir tarafında, 2010 yılında kullanılan 1.000 farklı insan lisanının bir arşivi bulunuyor. Çoklu kopyalar üreterek, dil uzmanları bu arşivin yüzyıllar boyunca saklanabileceğinden emin olabiliyor. Rosetta Projesi öncülüğünde yürümekte olan çalışmada amaç meşhur Rosetta Taşı’nın modern bir sürümünü oluşturmak ve modern metinleri tercüme etmek için kullanılabilecek ve sonraki nesillerle paylaşılabilecek bir ortam meydana getirmek – disk MS 12.000 yılına kadar dayanacak şekilde tasarlandı. Nikelden yapılacak Rosetta Giyilebilir Disk, genişliği sadece...
Devamını Oku »

KADİM MISIRLILARIN ŞAŞIRTICI ATALARI: MUMYALARIN İLK GENOM ARAŞTIRMASI ONLARIN AFRİKALI OLMAKTAN ÇOK TÜRK VE AVRUPALI OLDUKLARINI ORTAYA KOYUYOR

Kadim Mısırlıların ilk tam – genom analizi onların Afrikalı olmaktan daha çok Türk ve Avrupalı olduklarını gösteriyor. Bilim insanları MÖ 1400 – MS 400 tarihlerinden kalmış Mısırlı mumyalardan alınan kadim DNA’yı analiz ettiler ve onların Akdenizli insanlar ile genleri paylaştıklarını keşfettiler. Kadim Mısırlıların Levant’taki (Doğu Akdeniz ülkeleri – modern günümüz Türkiyesi, Suriye, Ürdün, İsrail ve Lübnan) kadim popülasyon ile yakından ilişki olduklarını buldular. Ayrıca genetik olarak Anadolu Yarımadası ve Avrupa’daki Neolitik popülasyona benziyorlardı. Çığır açan araştırma mumya genetiklerinin daha yakın incelenmesini gerçekleştirmek için DNA diziliş tekniklerinde son ilerlemeleri kullandı. Nature Communications’da yayınlanan araştırma modern...
Devamını Oku »

DÜNYANIN EN HIZLI KAMERASINDAN YENİ REKOR : ARTIK IŞIĞIN HAREKETİNİ ÇEKEBİLİYOR

İsveç Lund Üniversitesi"nden bilim insanları saniyede 5 trilyon kare yakalayabilen ve bu hızıyla bizzat ışığın kendisini yakalama hızına erişebilen en hızlı kamerayı yaptılar. Bulguları Light: Science and Applications’da yayınlanan yöntem; bir nesneyi filme alınmak üzere nesneden yansıyan lazer ışığının kısa flaşlarına maruz bırakmayı kapsıyor. Her atım kodları önce resme, ardında da video dizinine çeviren bir algoritma ile benzersiz bir kod veriyor. Bir dizindeki görüntüleri teker teker çekmek yerine diğer yüksek hızlı kameralar gibi bu kamera her bir kare için dört ayrı görüntü çekiyor. Araştırmacılar bu teknolojiye Çoklu Pozlama için Sık Tanım Algoritması (FRAME) adını verdiler. Aynalar ve lenslerden meydana gelen karmaşık laboratuvar ekipmanları gerektiren...
Devamını Oku »

8 Şubat 2017 Çarşamba

DİKKATİNİ VERMEK ENERJİ VERMENİN BİR YOLUDUR

Dikkatini Vermek Enerji Vermenin Bir Yoludur Aşağıdaki vaka, The Hidden Messages in Water (Beyond VVords Publishing, 2004) adlı kitabımda sunulduğu için bazı okuyucular bunu hatırlayabilirler. Bu kitaptan bir alıntı yapıyorum: Dergimize abone olan bir aile ilgi çekici bir deney yaptı. İki cam kavanoza pirinç koydular ve bir ay boyunca her gün birine "Teşekkür ederim" diğerine ise "Sen aptalsın" dediler ve bu dönem içinde pirincin nasıl değişim gösterdiğini izlediler. Çocuklar bile, okuldan eve döndüklerinde, pirinç kavanozlarına bu sözcükleri söylediler. Bir ay sonra, kendisine "Teşekkür ederim" denen pirinç malt kokusuna benzer olgun, yumuşak bir kokuyla mayalanmaya başlarken, "Sen aptalsın" denen pirinç çürüdü ve karardı.Bu deneye yayımladığım kitapta...
Devamını Oku »

13 Ocak 2017 Cuma

İSKOÇYA'DAN TÜRKİYE'YE KADAR UZANAN 12.000 YILLIK BÜYÜK YERALTI TÜNELLERİ !

İskoçya'dan Türkiye'ye kadar uzanan 12.000 yıllık büyük yeraltı tünelleri! İskoçya'nın kuzeyinden başlayıp Türkiye'ye kadar ulaşan binlerce tünel bulunuyor. Bu tüneller içerisindeki en etkileyici olanı ise 12.000 yıllık büyük tünel. Tünellerin yapılış amacı tam olarak bilinmese de bazı ikna edici tahminler var. İskoçya'nın kuzeyinden başlayıp Akdeniz'e ulaşan binlerce tünel bulunuyor. Bu tüneller içerisindeki en etkileyici olanı ise 12000 yıllık büyük tünel. Bazı uzmanlar bu tünellerin insanları yırtıcı hayvanlardan korumak için yapıldığına inanırken, bir diğer kısım ise, birbirine bağlı bu tünellerin insanların savaştan veya şiddetten korunarak güvenli bir şekilde seyahat edebilmesi için yapıldığı fikrini öne sürmekte. Yani bu tüneller bir çeşit...
Devamını Oku »

Yukarı Git