Materyalizasyon
(Apor)
Materyalizasyon sözcük anlamıyla maddeleşme anlamına gelmekte olup, spiritüalizm’de “bedenli veya bedensiz bir varlığın bedenli bir varlığa ait beden maddelerinin bir kısmını demateryalize etmesinden sonra, istediği bir biçime sokarak başka bir yerde ortaya çıkarması” olarak tanımlanır. Demateryalizasyon fenomeninin karşıtı olarak kabul edilir.
Bilinen fizik yasalarıyla
açıklanamayan demateryalizasyon ve materyalizasyon fenomenlerini neo-spiritüalist görüş, kısaca, maddi partiküller arasındaki çekim-itim dengesine yapılan ruhsal müdahaleyle, maddenin genleştirilmesi ve eski haline döndürülmesi olarak açıklar. İnsan gözü, bir maddeyi ancak belirli bir hacimde belirli bir miktarda atom ve partiküle sahipse görür.
Maddileşerek beş duyu ile algılanabilir hale gelen (ortayaçıkan, beliren) şeyin herhangi bir eşya olması durumunda fenomen apor (apport) adını alır. Apor fenomenlerine fiziksel medyumların yanı sıra
mistiklerin, yogilerin ve şamanların çevresinde de rastlandığı ileri sürülür.
Maddeleşme, kendiliğinden ve çok kısa zamanda organik bir cismin kısmen ya da tamamen şekillenmesidir, maddelikten çıkma ise bunun tersidir. Birinci derecedeki maddeleşme, belirli bir organik cismihatırlatır biçimde az çok seçilen bir ışık gibi tezahür eder. İkinci derecedeki maddeleşmede şekil tam olarak ortaya çıkar ama kalıcılığı azdır, çok hızlı olmak koşuluyla araştırma yapma imkanı sağlar. Örneğin,siyah perdeli medyum odacığından bir el çıkar, celsedekilerin birine dokunur ve çabucak geri çekilir. Karanlıkta fantoma benzer bir tezahür görünür ve hemen kaybolur. Temaslar, teması sağlayan şekil görünürde yokken celsedekilerce hissedilir. El, kol, omuz veya ensede bir temas duyulur, dokunuyor ya da okşuyor gibidir.Yüksek dereceden maddeleşme ise, bir uzuv veya bedenin tam olarak ortaya çıkmasını sağlar. Herhangi biri bu maddeleşmiş varlıkta bir yakınını ya da bir dostunu tanıyabilir.Bu bir fantom değildir artık, eti, kemiği, davranışları olan, kalbi çarpan, ciğerleri solunum yapan, konuşup hareket eden fiziksel bir varlıktan hiç de farklı olmayan tam teşekküllü canlı bir varlıktır. Değişik giysilere bürünebilir, varlığı kısa sürebilir. (10-15 saniye ile
5-10 dakika ) Geldiği gibi gider.
Bedenden ayrılıp öbür aleme geçmiş bir ruhu normal halde göremeyiz. Görünebilmesi için kendine dünyamaddelerinden bir beden oluşturması gerekir. Beden oluşturmaya yarayan bu madde fizik medyumdan çıkan ve ektoplazma denen akışkan bir maddedir.Ektoplazma, medyumun bedenmaddelerinin daha ince ve akışkan hale gelmiş şeklidir. Yapılan çeşitli deneylerde bu akışkan maddenin medyumunbedeninin her tarafından çıkabildiği görülmüştür, fakat genellikle ağız, burun, kulak gibi doğal deliklerden çıkar. Elbise bu maddenin bedenden çıkmasına engel olmamaktadır. Ektoplazma çıkışından sonra medyumun ağırlığı çıkan madde kadar azalmakta, deney bittikten sonra
ağırlığı eski haline dönmektedir. Bir deneyde medyumun ağzından çıkan ktoplazmadan 1 cm. kadar bir parça kesilerek tartılmış ve ağırlığının 0,101 gr.geldiği görülmüştür. Sarımtırak beyaz renkte, kokusuz ve parlakbir akışkan olan ektoplazmanın laboratuvarda yapılan inceleme sonunda yağla kaplı albümine benzer bir madde olduğu görülmüştür. İçinde bolca akyuvar bulunmakta, adeta bir lenf sıvısını andırmaktadır.
Brezilyalıspiritist H.G.Andrade’nin “Psi maddesi” hipotezine göre, insan iki bedenden oluşmaktadır. Fizik beden ve psi beden. Psi beden de iki kısımdan oluşur, astral beden ve vital beden. Astral beden zihnin kayıtlarını, vital bedense ait olunan insani ırkın organik gelişiminin kayıtlarını barındırır. Bu iki kısım manyetik çekimle bir arada tutulur.Buna ‘biyomanyetik alan’ ya da kısaca BMF denir. Psi bedenini meydana getiren psi maddesinin temel birimi psi atomudur. Psi atomunun elektronu da “biyon” olmaktadır.
Ünlü İngiliz Fizik Profesörü Sir WilliamCrook’un, İngiliz Kraliyet Akademisine mensup arkadaşlarının katılımı ve Matmazel Florance Cook’un medyumluğuyla yaptığı celseler çok ünlüdür.
Bu celselerde Katie King isimli bir kadın materyalize olmuş ve yapılan yüzlerce deneyde her tür kontrole izin verilmiştir. Yapılan ölçümlerde Katie King’in nabzının dakikada 15 attığı saptanmıştır, normal insanda nabız atışı dakikada 65-70’dir. Katie King hızla materyalize olmakta ve yine hızla demateryalize hale gelmektedir. Konuşması ve bilgi durumunun medyumdan üstün olduğu görülmüştür. Resimleri çekilmiş ve hakkında birçok rapor yayımlanmıştır.
Dr. Gibier adlı bir bilim adamının yayımladığı notlar, materyalizasyonun nasıl başladığını göstermesi
bakımından ilginçtir. Doktor olayı şöyle anlatıyor: “Parke üzerinde beyaz bir nokta görünüyor. 2-3 saniye içinde bir yumurta kadar büyüyor, sonra yuvarlanır gibi hareket ediyor. Bu cisim bir süre sonra 10 cm. genişliğinde ve 1 metre boyunda bir sütun halini alıyor. Daha sonra T şeklini alıyor, T’nin kolları hareket ederek bir çeşit tüle benzer maddeyayıyor. Bütün şekil yavaş yavaş genişliyor. Önce belli belirsiz, sonragayet belirgin görünen tülle örtünmüş beyaz bir kadın ortaya çıkıyor. Tülün altından iki beyaz kol uzanıyor, daha sonra tül kendiliğinden kayboluyor ve gayet güzel, sevimli ve ince yapılı bir genç kız yüzü beliriyor. Orantılı ve zarif bir vücudu var, yaklaşık olarak 1.60 boyunda. Gayet hafif bir sesle ismini söylüyor. Lucie. Siyah saçları ve giydiği elbisenin hatları açıkça görünüyor.”
18 ocak 1964’de Brezilya’da eşine ender rastlanan bir deney yapılmıştır. Deney, Uberada kentinde yapılmış ve aralarında Sao Paulo Devlet Hastanesi Operatörü Dr.Oswaldo de Castro’nun da bulunduğu 19 doktor tarafından izlenmiştir. Psişik olayları kesinlikle reddeden Dr. Oswaldo, deneyden sonra bu olayların tamamen gerçek olduğunu özellikle ifade etmiştir. Seanstan önce medyumların üzerleri aranmış, oturdukları iskemlelere sıkıca bağlanarak bulundukları bölüm demir kafesle çevrilip kapısı
kilitlenmiştir. Medyum Ottilia Diego hemen transa geçerek ağzından ve kulaklarından ektoplazma çıkarmaya başlar. Bunu ruhsal varlık Maria Jozefa’nın materyalize oluşu izler. 17 yıl önce ölmüş olan hemşire Jozefa materyalize olduktan sonra sık demirli kafesten geçerek deneyin yapıldığı salona doğru yürür ve uzatılan kitabı tutar. Daha sonra deneyiyapan bilim adamlarıyla konuşur ve çiçek dağıtır, hatta oda bu çiçeklerin kokusuyla dolar. Hemşire Jozefa’nın boynunda zincire asılı bir haç da kendisiyle birlikte materyalize olur. Ruhsal varlık bir ara örtündüğü ektoplazmik tülü açarak yüzünü de gösterir. Celseler sırasındaçekilen 400 fotoğraftan bir kısmı televizyonda gösterilmiş ve büyük
ilgi toplamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder