15 Ocak 2016 Cuma

PARAPSİKOLOJİ NEDİR ?




Parapsikoloji Nedir?

Parapsikoloji, klinik bulgularla ölçümlenebilen psişik feno­menlerin dışında kalan alan üzerinde araştırma yapan bir bilim dalıdır.
Günümüz Parapsikolojisi, modern psikoloji ve modern tıbbın verileriyle, doğu bilgeliğinin verileri arasında köprü oluşturan bağımsız bir bilim dalıdır.

Parapsikoloji; duyular-dışı algılama, psikokinezi, ölümden sonra yaşam gibi konulara ilişkin paranormal olayların; deneysel yöntem yoluyla, çok disiplinli (çok yöntemli) etüdü. Parapsikologlar tarafından, telepati, durugörür gibi paranormal yetenekleri, psikokinezi fenomenini ve diğer çeşitli psişikfenomenleri konu alan bir araştırma alanı olarak görülür.

Parapsikoloji hakkında çeşitli tanımlar mevcuttur. Fakat gerçek olan bir şey vardır ki o da Parapsikoloji'yi herkesin çok merak ettiği bir alan olduğudur. Parapsikoloji; Duyular dışı algılama, psikokinezi, “ölümden sonra yaşam” gibi konulara ilişkin olan, paranormal         (normal dışı) olduğu düşünülen olayların yani klinik bulgularla ölçümlenebilen psişik feno­menlerin dışında kalan alanların üzerinde deneysel yöntem yoluyla araştırıma yapılması anlamına gelmektedir. Kelime anlamı olarak psikolojinin ötesinde, ardında,
kenarında bulunan manasındadır.

Parapsikoloji terim Yunanca kökenli bir kelimedir. “Ötesinde” anlamına gelen “Para” sözcüğünün, “ruhbilim” anlamında kullanılan “psikoloji” terimine eklenmesiyle elde edilmiş olup, ilk kez 1889'da Alman psikolog Max Dessoir tarafından kullanılmıştır.

Oesterreich’in tanımına göre parapsikoloji sözcüğü, “para: yanında, ötesinde” ve “pscychische: ruh” kelimeleriyle tanımlanmış bir alandır. Dr. Rhine’ın da aynı dönemlerde telepati, telekinezi ve duru görü üzerinde çalıştı ve bu alana “parapsychologie” adını verdi. Bu, alışıla gelmiş farklı psikoloji anlamına gelmektedir.

Parapsikolojik araştırma alanı için önceleri, özellikle Avrupa'da metapsişik ve parapsişik terimleri kullanılıyordu. Metapsişik terimi Aristo'nun "Metafizik" kitabının isminden esinlenen 1913 Nobel ödüllü fizyoloji profesörü Charles Richet (1850-1935)[40] tarafından 1905'te ortaya atılmış, parapsişik terimi ise, Dijon Akademisi ve Grenoble Akademisirektörü olan Emden ödüllü bilimci ve filozof Emile Boirac (1851-1917)[41] tarafından ortaya atılmıştır. Prof. W. McDougall bu adı parapsikoloji terimiyle değiştirerek bu terimin uluslararası sahada kabul görmesini ve literatürde yerini almasını sağlamıştır. Fakat parapsikolojinin ABD’li öncüsü biyoloji doktoru ve bitkibilimci olan Prof. J. B. Rhine’dır. Rhine çalışmaları sonucunda bazı kişilerin bedensel duyuları kullanmadan dış dünyadan ya da diğer insanların zihinlerinden bilgi edinebileceklerini iddia etti. Bu olguya duyular-dışı algılama (D.D.A.) ya da duyular-dışı idrak (D.D.İ.) anlamında "extra sensory perception" – (İngilizce kısaltılmışı: ESP) adını verdi.

Parapsikoloji terimi Alman psikolog Max Dessoir tarafından 1889’da ortaya atılmış, Rhine tarafından benimsenmiştir. Bununla birlikte 1930’lu yıllardan itibaren psişik fenomeninlaboratuvar koşulları içine çekildiğinin, yani laboratuvar metodolojileri uygulanarak incelendiğinin vurgulanması amacıyla parapsikoloji terimi yerine “psişik araştırma” teriminin kullanımı daha yaygınlık kazanmıştır.

Parapsikologlar parapsikolojinin tarihsel gelişim sürecini dört dönemde ele alırlar: Antik Dönem, Mesmerizm Dönemi, spiritüel bilgilerin yayıldığı, yani ekolleştiği Kurumlaşma Dönemi ve bir bilimsel araştırma alanı olarak üniversitelere yayıldığı Modern ya da Akademik Dönem.

Psikolog Watson'un Çalışmaları ve Parapsikolojinin Gelişimi

1927 yılı sonbahar 'aylarından itibaren şansı olumlu yönde değişen parapsikoloji araştırmacıları artık: giderek  mekanik dünya görüşüne dayanan kurulu düzenin muha­lefetini kırmaya ve kendilerini kabul ettirmeye başladılar.
Bu tarihte, John B. Watson'un davranışçı öğretilerini izlemeyi reddeden birkaç ünlü psikologdan biri olan Dr.William Mc Dougall, Duke Üniversitesindeki yeni Psikoloji Fakültesi'nin başkanı olarak görevine başlamak üzere Kuzey Karolina eyaletine ayakbastı.
1871 doğumlu Dr, Mc Dougall, 1900 yılında profesyonel bir psikolog olmak üzere ilk Londra'da, sonradan da Oxford'da yerleşmesinden önce biyoloji, antropoloji ve tıp alanlarında zaten tanınmış bir kişiydi.
Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiliz Ordusu'nda tıp subayı olarak savaş nevrozu vakalarına bakan Dr. Mc Dougall, savaştan sonra, Harvard'da psikoloji profesörü oldu, 1920-21 yıllarında da SPR'nin Başkanlığı gibi önemli bir görevi üstlendi.

Dr. Mc Dougall'ın Duke Universltesi'ne gelişinden kısa bir süre sonra kendisine başvuran iki genç biyolog, üniversitenin bünyesi içinde parapsikolojik araştırmalar yapmak üzere izin verilmesini rica ettiler.
Bu genç biyologlar, Dr. Joseph Banks Rhine ve karısı Louisa Rhine. Mc Dougall’ın büyük yapıtı olan «Beden ve Zihin : Animizm'in bir Tarihi ve Savunması» « Mind and Body: A History and Defence of Animism») adlı kitabı ve ayrıca, Clark universitesi'ndeyken «Bir Üniversite Çalısmanı olarak Psişik Araştırma»( «Psychical  Research asn University  Studys) adı altında verdiği konferansı okumuşlardı,
SPR başkanlığı yapmış Dr, Mc Dougall'ın parapsikolojik araştırmalara önem veren birkaç psikoloji profesöründen biri olduğunu ve ayrıca, üniversite rektörü Dr, William Preston Few'in de bu konuyla ilgilendiğini biliyorlardı.
Bu durumda, Duke üniversitesi, 1927 bir parapsikoloji araştırma programının tesisi için ideal bir yer sayılabilirdi,
Dr. Mc Dougall'ın kendi deyimiyle görkemli bir atılganlık'la kendilerini bu yola adıyan Rhine çifti, biyoloji öğretmenliğini biryana bırakarak Harvard'da bir yıl süreyle psikoloji ve felsefe öğrenimi gördüler.
Dönüşte, insanın tabiatı sorununa yöneltilecek yeni bir girişime önderlik etmek üzere Duke Üniversitesi Psikoloji Fakültesi'nin bünyesine katıldılar.  Dr. J.B. Rhine, olağanüstü dayanıklılık ve azim gösteren bir kişiliğe sahipti, Bilimsel yöntemlerin, var oluşun derin gizemlerini çözmede yeterli olacağına bütün kalbiyle inanıyordu.


Tarihi boyunca birçok deney uygulayarak belli bir aşamaya gelen parapsikoloji acaba yeni bir yüzyıla yaklaştığımız şu günlerde görevini, insanlığı geliştirici özelliğini yerine getirebiliyor mu? Araştırdığımız kadarıyla pek getirememektedir.

Parapsikolojinin Aradığı Tekrarlanabilirlik Özelliği

Parapsikoloji diğer bilim dallarında da olduğu gibi aynı deneyin tekrar edilmesi üzerinde ısrarla durmaktadır. Bilim adamları deneylerin benzer sonuçlar vermesi için gayret içindeler. Oysa biliyoruz ki bizler sürekli değişim içinde olan varlıklarız. Hücrelerimizden tutalım da düşünce yapımıza kadar her şeyimiz her an değişmekte. Bir dakika önceki ben bir dakika sonraki ben değilim. Sürekli yeni şeyler öğreniyorum ve değişiyorum. Tüm varlıklardaki bu değişime rağmen bilim aynı doğrultuda deneyin aynı sonuçlar vermesini beklemektedir. Bu olabilecek bir şey midir? Sonra bilim dalı olarak kabul edilen sosyoloji, psikoloji gibi bilim dallarındaki olaylar da tekrar edilebilir olaylar değillerdir.

Parapsikoloji ve Felsefe adlı kitaptaki bilgilere başvuracak olursak bilim sosyologu ve parapsikolojinin en dürüst eleştirmenlerinden biri olan Marcello Truzzi tekrarlanabilirlik ve parapsikoloji hakkında iki noktayı Paul Allison’dan bir alıntıyla belirtiyor:

“Kolaylıkla tekrarlanabilen bir deneyin keşfi, parapsikolojiyi sonsuza dek kurtarabilecekken, bunun yokluğu, bu alana karşı olanların yoğunluğunu izahta yetersiz kalmaktadır. Bu yoksunluk diğer alanların (yani psikoloji) bilimsel biçimde yasal olarak kabul edilmesine kesinlikle engel olmamıştır. Hayır, muhalefet; daha çok parapsikolojinin birbirine çok yakın iki özelliğinden kaynaklanıyor gibidir; temel bilimsel varsayımları tehdit edişinden ve kökeninin okült ilişkisinden.”

Bu alıntıda aktarılan temel bilimsel varsayımları tehdit ediş ve kökenin okült ilişkisi bilimin üzerinde durduğu iki konu olmaktadır. Bu konularda esneklik gösterilmediği için bir aşama kaydedilmektedir. Eğer böyle bir esneme söz konusu olsa bilimin oturduğu tüm temellerin sarsıntısı söz konusu olacaktır. Bilimin yepyeni bir yapı kazanması gerekecektir. Ancak rahatına alışmış, değişimden hoşlanmayan kişiler bu sarsıntılı değişimi göze alamamaktadır.

Bu konuda bilimin yeniden bir yapılanmaya ihtiyacı olduğu görülmektedir. Bu konuda Neotik Bilimler Enstitüsü başkanı ve Uluslararası Stanford Araştırma Enstitüsü sosyal bilimler kürsüsü eski başkanı Willis Harman, böylesi bir kabulün hem bilimin hem de insan uygarlığının devamı açısından yaşamsal bir önem taşıdığını aktarmaya çalışmaktadır. Dahası, bilimde temel yapılanmanın gerçekleşmemesinin şaşkınlığını yaşamaktadır. Bunu da Holografik Evren adlı kitapta şöyle ifade etmektedir:

“Çağlar boyu ve çeşitli kültürler arasında ortaya çıkmış her tür deneyim ya da fenomenin inkar edilemeyecek bir geçerliliğe sahip olduğunu niçin dikkate almıyoruz?”

Parapsikolojinin bugünkü durumu karanlıkta görmeyen insanların fili teşhis edişine benzemektedir. Karanlıkta kalan insanların bazıları filin bacağını tutmaktadırlar ve onu sütun olarak değerlendirmektedirler, diğerleri filin hortumunu yoklarlar ve tuttukları şeyin yılana benzediğini ifade ederler. Parapsikoloji de insan varlığının gördüğü kısımlarını duyularının verdiği bilgiler kadar değerlendirebilmektedir. Görünenin ardındakine uzanamamaktadır.

Günümüzde parapsikolojinin inceleme sahasına giren konulardan bazılarını şöylece sıralayabiliriz:

Duyu dışı Algılama (ESP): Telepati, Durugörü, Kehanet - Rüyada ESP - Yakın Kişiler arası ESP – Hayvanlarda ESP (ANPSI) - Psikokinezi  (PK) ya da Telekinezi - Duru işiti - Radyestezi - Hipnoz ve Hipnoz Altın­da ESP - Ruhsal Tedavi - Teleoptik - Otoskopi – Düşünce Fotoğrafçılığı - Otomatik Yazı - Psikometri - Teleg­nosis – Teleportasyon – Reenkarnasyon – Ölüm ve Ölüm ötesi Yaşam - Ksenoglosi –Telkin Bilim – Levitasyon – Değişik Şuur Halleri (ASC) - Ekminezi - Kendiliğinden PK (RSPK) - Gözsüz Görüş - Paranormal Ses Kaydı - ­Kirlian Fotoğrafçı1ığı- Auralar- Astral Seyahat (OOBE) - Enerji Bedenleri - Enerji Üreteçleri ya da Psikotronik Üreteçler -  Geller Etkisi


KAYNAKLAR:
Dualarım.org  
Vikipedi        
Ufonet.be
Ruhsalfenomenler.com        
Cavit Utku-Ruhun Okyanusu      
Parapsikoloji.nedir.com        
Psikosentez.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yukarı Git