Ezoterizm'de Dünden Bugüne Taş Kültü
Çevrelerine belirli tesirler yaydıklarına ve canlı organizmalar üzerinde hem psişik hem de fiziksel etkilerde bulunduklarına inanılan taşlara eski uygarlıkların kültürlerinde ve ezoterik çalışmalarda "Tılsımlı Taşlar" ismi verilmiştir. Ezoterik prensiplere göre bazı taşlar evrendeki ve yerküredeki birtakım güçleri çekme, biriktirme, dönüştürme ve yayma özelliklerine sahiptir. İnisiyatik çalışmalarda bu tür taşların enerjetik özelliklerinden yararlanmak, başlı başına bir araştırma konusuydu. Ve elimizdeki bu konuyla ilgili kayıtlar eskilerin bu konuda hayli ileri düzeyde bilgi sahibi olduklarını göstermektedir.
Ezoterizm'de taşlar dört ana grupta sınıflandırılmıştır:
1- Atlantisliler'in özel işlemlerden geçirdikten ve biçimlendirdikten sonra enerji santrallerinde kullandıkları nadir kristaller ve çok farklı bir maddesel yapıya sahip olan özel taşlar.
2- Tufan'dan sonra bizim devremize ait uygarlıkların inisiyatik merkezlerindeki mabetlerde yer alan psişik çalışmalarda kullanılan, kökenleri bilinmeyen ve günümüzde kayıp durumdaki taşlar.
Bu taşlardan bazılarının kozmik kökenli, bazılarının ise Atlantis kökenli olduklarını ve bizim devremizin ortalarına doğru bazılarının yeryüzünün belirli yerlerine gizlenmiş oldukları söylenir.
Kabe'deki Siyah Taş ve İstanbul'a yerleştirildiği söylenilen ancak nerede olduğu bugün için bilinmeyen gizemli taş bu grupta değerlendirilmektedir.
3- Günümüzde mevcut olan değerli taşlar ve kristaller. Bunlar da doğru kullanıldığı takdirde canlılar üzerinde önemli etkilerde bulunduğu yapılan deneysel çalışmalarla ispatlaıımış durumdadır Günümüzdeki New Age yaşam kültüründe bu çalışmaların önemli bir yeri vardır.
4- Değersiz taşlar Kendiliklerinden özel bir enerjetik yayınları olmayan, ancak ley hatları üzerine dikildiklerinde belirli bir büyüklükte olmak koşuluyla yerkürenin telürik enerjisiyle ilgili bir etkinlik meydana getirebilen taşlardır.
Puta tapmanın perde arkası:
Daha önce de söylemiş olduğum gibi, taştan yapılmış putlara tapma meselesinin ardında yatan gizli gerçek, yukarıda farklı yönleriyle ele aldığımız "Tılsımlı Taşlar" in çevrelerine yaydıkları etkiyle bağlantılıdır. Eski devre ait insanlar taşlara tapmıyorlardı. Taşların sihirli gücünden yararlanmaya çalışıyorlardı. Bu onları gözleyenlerce yanlış yorumlandığı için onların taşlara taptıkları sonucuna ulaşılmıştır.
Tılsımlı Taşlar'dan Sihirli Asalar'a...
Asaların da, yukarıda sözünü ettiğimiz enerji toplama ve dağıtma özelliğine sahip bu özel maddelerden yapılan küçük modeller olduğu tahmin edilmektedir.
Eski uygarlıklara ait kabartma ve resimlerde sıklıkla karşımıza çıkan asa, ezoterizmde her şeye uzanan tesir gücünü sembolize etmektedir. Ancak şunu hemen belirtmek gerekir ki, asa sadece bir sembol değil, aynı zamanda kullanılan bir objedir. Kullanıldığı alan ise, manyetik ve psişik enerjilerin bu obje vasıtasıyla bir yerden bir yere yönlendirilmesidir. Önce Atlantis'te, Tufan Sonrası'nda ise bizim devremize ait uygarlıkların inisiyatik merkezlerinde bu objeler- sıklıkla
kullanılmıştır.
Gizli mabetlerde sürdürülen inisiyasyonlarda, inisiyatörlerin psişik etkinliklerinde kullandıkları, özel işlemlerden geçirilmiş taş ve madenlerden yapılma ve günümüzde "tılsımlı" olarak adlandırılan özel değneklerin varlığı bilinmekle birlikte, bu özel değneklerin niteliği hakkında çok az bilgiye sahip bulunulmaktadır .
Konumuzu kısaca toparlarsak şunları söyleyebiliriz:
Eldeki tüm verilerden anlaşıldığı kadarıyla, bu asalar sıradan değnekler olmayıp, birtakım enerjileri çeken, toplayan, dönüştüren ve psişik yeteneklerle ilgili uygulamalarda gücün etkisini misliyle büyüten bir nevi amplifikatör gibi kullanılabilen özel aletlerdi.
Kaynak : Belirtilmeli
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder