20 Haziran 2017 Salı

YÜRÜYEN AĞAÇ : PALMİYE



Bizler pek farkında olamasak da var olduğumuz doğamızda bizlere fazlasıyla ilginç gelebilecek sayısızca olay meydana gelmekte. Bizimde bir parçası olduğumuz doğada fark edebildiğimiz güzelliklerin dışında yavaş olageldiğinden fark edemediğimiz yine sayısızca eylem gerçekleştirir. Var edilmiş bu doğanın büyük bir parçasını kaplayan ağaçları düşündüğümüzde büyüdükleri topraklarda sabit bir şekilde canlılık faaliyetlerini sürdürdükleri aklımıza gelir. Öyle ki neredeyse hepsinin hareket yeteneği sadece bir rüzgarın onları bir sağa bir sola savurmasından ibaret zannederiz. Ağaç denildiğinde aklımızda genelde bu düşünceler belirmekte. Fakat işin özünde ağaçlar ve de diğer bitkilerin büyük çoğunluğu metabolizmalarında ürettikleri hormonlar ve topraktan aldıkları su sayesinde yaşam evrelerini daha iyi standartlarda tamamlayabilmek adına vücutlarını en verimli şekilde yaşamaları için en uygun şekle sokmaktadırlar. Bütün bunlar bizim fark edemeyeceğimiz bir hızda gerçekleşmektedir.

Bu sayısız harika ağaç türlerinden öyle bir tanesi var ki yaşamsal faaliyetlerini azaltacak veya durduracak herhangi bir olumsuzluk durumunda bu olumsuzluğu ortadan kaldırmak adına sabit olarak bulunduğu toprak üzerinde yürüyebiliyor. Palmiye familyasının bir türü olan bu ağaç diğer ağaçlar büyüyüp güneş ışığının kendisine ulaşmasını engellediklerinde güneş ışığının ulaştığı alana doğru köklerini topraktan koparıp bulunduğu alandan ayrılıyor ve ışığına kavuşuyor. Etkileyici değil mi ? Tamamen hidrostatik ve hormonal kuvvetlerle ilerleyen bu ağacın yürüdüğünü biz fark edemiyoruz. Çünkü yılda sadece yaklaşık 1 metre ilerliyor ve bu hızı biz fark edemiyoruz. 1 metre gözünüze kısa görünüyor olabilir ama hiçbir tür sinir ve kas sistemini içinde barındırmayan bir canlı için oldukça uzun bir yol bu.

Bu ağaç yılda 12 metreye kadar uzayabiliyor ve gövdesinden diğer ağaçlar gibi ev ve diğer yapıların inşaasında yararlanılıyor.

Bu ağaç türü şaşırabileceğiniz milyonlarca harika türden sadece bir tanesi. Doğa bizi şaşırtmak için keşfedilmeyi beklerken bizler de doğadan uzaklaşmayarak bu keşfedilme arzusuna cevap vermeliyiz..

Sezer ÇEVİK

Kaynak : https://www.fenadami.com/y%C3%BCr%C3%BCyen-a%C4%9Fa%C3%A7-palmiye/
Devamını Oku »

SESSİZ ALEM - ( KONUŞAN AĞAÇLAR - AKILLI BİTKİLER )



Kimin aklına ağaçların soyları hakkında bilinçli olduğunu, hafızaya sahip olduklarını, birbirleriyle iletişim halinde oldukları, ya da bir diğer deyişle akıllı canlılar olduğunu bilebilirdi ki! Yapılan araştırmalar, bitkilerin de sosyal yaşam, duyarlılık, iletişim konusunda hayvanlar kadar kompleks yaşama biçimleri olduğunu gösterdi. Kanada?da Alberta Üniversitesinde profesör olan James Cahill, son 10 yıldır artık bitkilerin için de, hayvanlarda olduğu gibi ?bitkisel davranış cümlesini kullanmaya başlayabildiklerini belirtti.

Max Planck Enstitüsü eğitim görevlisi olan Ian Baldwin bitkilerle ilgili dediklerine değinelim: Çevreye inanılmaz duyarlılar. Hatta hayvanlardan bile daha gelişmiş bir hassasiyetleri ve davranış mekanizmaları var. Bugüne kadar bitkilerin 700'ün üzerinde algılama biçimleri olduğu sayıldı (mekanik, kimyasal, termik, ışıksal…) Işık ele alınırsa, bizim algılayamadığımız dalga boylarını algılıyorlar. Dokunmaya karşı şaşırtıcı derecede hassaslar. Dallarındaki en küçük hareketliliği hissedebiliyorlar. Kimyaya gelince: onların esas uzmanlık alanları diyebiliriz. İnsanoğlunun kokusunu bile duymadığı yüzlerce sinyali duyabiliyorlar.? Ayrıca bir bitkinin çevredeki en küçük değişikliğe cevap olarak (esen rüzgar, böcek istilası, ışık açısı) metabolizmasını baştan sona değiştirebileceğini biliyoruz.

KENDİ ARALARINDA REKABET EDİYORLAR

Hareketlerindeki bir başka değişiklik ise çevredeki diğer bitkilerle olan iletişimlerine dayanıyor. Yapraklarından ya da köklerinden gönderdikleri kimyasal vs. sinyaller sayesinde türdeşleriyle konuşabiliyorlar, ya da kendilerine saldıran böceklerin avcılarını yaydıkları kimyasallarla çekip kendilerini kurtarabiliyorlar. Ancak hepsi bu da değil. Florans Üniversitesi profesörü Stefano Mancuso: Toplumsal davranış biçimleri var. Kendi türdeşlerini, diğerlerinden ayırt edip türlerine yakınlıklarıyla orantılı olarak açgözlülükle rekabet edebiliyorlar. Bu bağlamda gruplaştıklarını söyleyebiliriz.

Dünyanın dört bir yanından araştırmacılar bitkilerin bu kadar karmaşık ve donanımlı doğaları üzerine cevap aramaya calışıyor. Yapılan keşiflere dayanarak bitki kognisyonundan bahsedebilir miyiz? Eğer bu kadar akıllılarsa beyinleri nerede? Acaba bu özellikler sadece doğal seleksiyon ve adaptasyon süreçlerinin bir sonucu mu?


Bitkiler kendi aralarında iletişime geçtikleri kadar kendilerine saldıran canlılarla da iletişime geçebilirler. Örneğin bir tırtıl bir domates bitkisini yemeye başladığı zaman yapraklar zehirli ve uçucu bileşikler salgılarlar. Bu bileşikler saldırganı kaçırttığı gibi komşu bitkileri de kendi savunmalarını hazır duruma getirmeleri için uyarır.

Bazen de bitkiler iki bitki arasındaki iletişim için bir şebeke ağı vazifesi görürler. Buna binayen Redbud Üniversitesi’nden Josef Stuefer’in son araştırmaları bitkilerin birbirlerini uyarmaları içi kendi kablosuz iletişim sistemlerini kullandıklarını ortaya koyuyor.Sarmaşık, çilek, yonca, kamış, gibi birçok bitki doğal olarak şebekeler oluşturuyor ve bireysel bitkiler birbirleriyle belli bir zaman aralığında bağlantılı kalıyor. Bu bağlantılar bitkilerin içsel kanallar aracılığıyla birbirleriyle bilgi paylaşmasını sağlıyor.Son zamanlarda Stuefer ve çalışma arkadaşları eğer düşmanlar yakınlarda iseler bitkilerin birbirlerini şebeke hatları aracılığla uyardığını ilk kez gösterdiler.Eğer bitkilerden birine tırtıl saldırırsa şebekenin diğer üyeleri içsel sinyaller aracılığıyla uyarılır.Bunu kızılağaçların yaptığı bilimsel olarak tespit edilmiş durumdadır.Uyarıldıklarında el sürülmemiş sağlam bitkiler yaklaşan tırtıllar için daha az çekici olmak için kimyasal ve mekanik dirençlerini güçlendirirler ve acıtonel adlı acı bir esans salgı salarlar ve rüzgar yardımıyla diğer çevredeki ağaçlara iletirler.Daha da ilginci türdeşlerini kayırmada uzmanlar.Yapraklarından ya da köklerinden gönderdikleri kimyasallar sayesinde türdeşleriyle konuşabiliyorlar ya da kendilerine saldıran böceklerin avcılarını yaydıkları kimyasallarla çekip kendilerini kurtarabiliyorlar.Ancak bu da değil, sosyal olarak oldukça gelişmiş durumdalar. Florance üniversitesi profesörü Stefano Mancuso ‘’Toplumsal davranış biçimleri var. Kendi türdeşlerini diğerlerinden ayırıp yakınlıklarıyla orantılı olarak aç gözlülükle rekabet edebiliyorlar. Bu bağlamda gruplaştıklarını söyleyebiliriz ‘’ diyor.

Bir o kadar ilginç bir davranışta kavak ve kızılağaçtan geliyor.Bir çekirge istilası ya da bir tırtıl istilası olduğunda bir insan müdahalesi olmasa dahi bunun aniden durduğunu ve milyonlarca tırtılın öldüğünü görebiliyoruz.Tıpkı düzenli olarak her 10 yılda bir aşırı çoğalan ve kavak ve kızılağaç sürgünlerinin %90 ını yiyen Alaska beyaz tavşanları gibi.Bu aşırı tacizin sonunda kavak ve kızılağaçlar tavşanlar açlıktan ölseler dahi onlara dokunamayacakları bir salgı üretirler.Bu olayın açıklamasını ise bir muhabirle bir uzmanın röportajından anlıyoruz.Uzman şöyle diyor: ‘’ 80 li yılların başında bir kavağın, akağacın veya çınarın yapraklarının bir kısmını tahrip ettiğimiz zaman ağacın geri kalanı otoburların yiyemeyeceği kadar yoğunlukta maddeler üreterek karşı saldırıya geçerler.Özellikle de tanen maddesi.Kısaca eğer çok yenirse ağaç kendini sindirilemez hale getiriyor.


Kaynak 1: https://www.fenadami.com/konu%C5%9Fan-a%C4%9Fa%C3%A7lar-ve-sessiz-alem/

Kaynak 2: http://www.hutopia.net/akilli-bitkiler-2/ 
Devamını Oku »

12 Haziran 2017 Pazartesi

GENOM HARİTANIZI ÇIKARMA MALİYETİ 100$'A SÜRESİ DE BİR SAATE İNEBİLİR



İlk insan genom dizilimi çalışması 2003 yılında yapıldı ve yaklaşık 2,7 milyar dolara mal oldu. Şimdiyse, DNA dizilim devi Illumina, yarattığı yeni makinesiyle tüm genom haritanızı 100$’dan daha az bir tutara çıkarabileceklerini iddia ediyor.

Illumina’nın CEO’su Francis deSouza NovaSeg isimli makineyi, San Fransico’da JP Morgan Healthcare Konferası’nda sunarken katılımcılara, makinenin tarayıcı hızıyla tüm bir insan genom dizilimini bir saatten daha kısa bir sürede deşifre edebileceğini iletti.

Etkilenmemek mümkün değil; 15 yıldan kısa bir süre içinde, bir zamanlar milyarlarca dolar ve onlarca yıl süren araştırmalardan, bu makul maliyetlere ve “1 saatlik” bir süreye vardık. Gerçi, genom dizilimi maliyetleri sürekli düşüş sergiliyor. 2006 yılında Illumina’nın bir makinesi bu işi 300.000$’a yapıyorken, 2014’te aynı işi 1000$’a yapabiliyordu.

Bu hızlı düşüş klinik araştırmalara şimdiden faydalı oldu. Ancak tüketiciye odaklanmış şekilde, daha hızlı ve daha düşük fiyat noktasına ulaşmak sağlık alanındaki girişimler için daha da çekici olacaktır. Pek çok klinik ve araştırmacı, kanser ve diğer hastalıklar konusundaki çalışmalarında genetik verilere ulaşırken; müşterilerin genetik araştırmalara olan ilgisi, 23andMe ve AncesteryDNA gibi girişim kaynaklı çalışmalar sebebiyle de artmış durumda. Angelina Jolie gibi ünlü isimler de Color Genomics firmasının BRCA-1 ve BRCA-2 gibi göğüs kanseri taramalarına kadınların katılımını ve ilgisini artırmak için çaba gösteriyor.

Illumina, doğrudan tüketicilere yapılan bu tarz testler konusunda arka planda önemli bir rol oynamakta, yani genom dizilimi konusunda 23anMe gibi bir çalışmaya katıldıysanız testler büyük olasılıkla Illumina’nın makinelerinden birinde yapıldı.

Bu test hizmetlerinin çoğu şimdiden birkaç yüz dolara mal oldu. Artan hız ve düşen maliyetler ise sadece karlılığı artırmakla kalmayıp, sayısı çoğalan müşteri yükünü de beraberinde getirdi.

Illumina’nın yeni makinesinin düşük fiyatlı olması hedefleniyor. NovaSeq 5000 850.000$’a, NovaSeq 6000 ise 985.000$’a satılacak iki model olarak üretilecek.

Şimdiden 6 müşteri NovaSeq’i test etmek için bekliyor. Bunlardan biri Chan Zuckerberg’in firması Biohub (Mark Zuckerberg ve eşi Priscilla Chan tarafından kurulmuş bilimsel çalışmalar yapan bir şirket), diğerleri ise MIT’e bağlı Broad Institute, Harvard Üniversitesi ile Regeneron ve Human Longevity isimli biyoteknoloji şirketleri. DeSouza da, bu şirketlerin yeni makine için sipariş verdiğini doğruluyor.

Illumina, her ne kadar yeni makinesi için fiyat düşüşünü birden gerçekleştiremiyor ve verilerin işlenmesi için hala zaman gerekiyor olsa da; yapay zekanın hızlı adaptasyonu tabii ki süreci hızlandıracaktır ve böyle bir iş için bu inanılmaz fiyat düşüşü gerçekten heyecan verici. Duyurunun ardından Illumina şirket hisseleri de %16 artış gösterdi.

KAYNAK : https://techcrunch.com/2017/01/10/illumina-wants-to-sequence-your-whole-genome-for-100/
Devamını Oku »

BU KÜÇÜK METAL PARADA 1000 FARKLI DİLİN MİKROSKOBİK ARŞİVİ VAR


Dosyalarınızın güvende olduğundan emin olmak istiyorsanız, bunları farklı yerlere yedeklemek iyi bir fikirdir. Bu da tamamen Rosetta Giyilebilir Disk fikrinin gerisindeki temel düşünceyi yansıtıyor. Madeni paranın bir tarafında, 2010 yılında kullanılan 1.000 farklı insan lisanının bir arşivi bulunuyor. Çoklu kopyalar üreterek, dil uzmanları bu arşivin yüzyıllar boyunca saklanabileceğinden emin olabiliyor.

Rosetta Projesi öncülüğünde yürümekte olan çalışmada amaç meşhur Rosetta Taşı’nın modern bir sürümünü oluşturmak ve modern metinleri tercüme etmek için kullanılabilecek ve sonraki nesillerle paylaşılabilecek bir ortam meydana getirmek – disk MS 12.000 yılına kadar dayanacak şekilde tasarlandı.



Nikelden yapılacak Rosetta Giyilebilir Disk, genişliği sadece 1,98 santimetre olup mikroçip yapmak için kullanılana benzer bir süreç ile üretiliyor.  Küçük nikel parçaları bir cam tabaka üzerinde çekilerek 1.000 sayfalık dil bilgisini yazmış oluyor ve sonuçta oluşan diskte bütün bilgi yüzeye işlenmiş oluyor. Sayfalara bakmak için normal bir büyüteç yeterli olabilir, ancak gerçekten metni okumak istiyorsanız 150X kapasiteli bir laboratuar mikroskobuna ihtiyacınız olacak.

Bunlardan birini nasıl edinebilirsiniz? Rosetta Projesi’nin bunları ucuz ve kolayca erişilebilir hale getirmesi gerektiğini düşünüyor olabilirsiniz. Bunlardan birini kolye gibi boynunuza takmanız için dil inisiyatifine 1.000 USD gibi bir harcama yapmanız gerekiyor ve mevcutlar oldukça sınırlı olacak. Maliyet kısmen, çok küçük bir yüzeye dağıtılmış çok görünür bir veriyi üretme sürecinden kaynaklanıyor. Bir mikro-SD kartına bir metin dosyası atmakla kıyaslandığında, arşivlerin günümüzden yüzyıllar sonra bile erişilebilecek olmasında hiç kuşku görünmüyor.

KAYNAK : http://gizmodo.com/this-tiny-coin-contains-a-microscopic-archive-of-1-000-1791607699
Devamını Oku »

EMPAT MISINIZ ?



  Empatlar, insanların vücut dilini, ses tonunu, beden hareketlerini, konuşurken seçtikleri ve kaçındıkları kelimeleri, yürüttükleri mantığı okuyabilen kişilerdir. Hayatlarını başka şeylerden çok, neyin nasıl “hissettirdiğine” bakarak yaşarlar. Başkalarının duygularını kendilerininmiş gibi almaya eğilimlidirler.

 1. Biliş

 Empatlar bir şeyi söylenmeden öylece bilirler. Bu biliş, birçoklarının sezgi veya iç ses olarak tarif etmesine rağmen bundan öte bir şeydir. Empat'ın bu armağanının güçlü olması, onun yeteneğine ne kadar uyumlandığıyla bağlantılıdır.

 2. Herkese açık alanlarda bulunmak bunaltıcı gelebilir

 Alışveriş merkezleri, süpermarketler, stadyumlar, yani bir sürü insanın olduğu yerler empatları çalkantılı bir şekilde başkalarından gelen sıkıntılı hislerle doldurabilir

 3. Başkalarının duygularını hissetmek ve onları kendine almak

 Bu empatlar için en okkalı durumlardan biridir. Bazıları, yakınlardaki insanların duygularını hisseder ve bazıları da çok çok uzaklardaki insanları hisseder, ya da ikisi birden olabilir. Yeteneklerinin farkında olan usta bir empat, insanların onun hakkında kötü bir düşünceye sahip olduğunu çok uzak mesafelerden bile hissedebilir.

 4. Şiddet, zalimlik veya trajedi içeren şeyleri izlemek dayanılmazdır

 Empat ne kadar uyumlanmışsa (ne kadar ilerlemişse) bu durum daha da şiddetlenir. Bu yüzden çoğu empat eninde sonunda televizyon izlemeyi ve gazete okumayı bırakmak durumunda kalır.

 5. Birisi dürüst olmadığı zaman bilmek

 Bir arkadaş veya sevdiği bir insan yalan söylediği zaman bilme durumudur (ki birçok empat sevdiklerinin ona yalan söylediğini bilmek acı verici olduğu için buna odaklanmamaya çalışır. Ya da birisi bir şey dediğinde, öbür şeyi hissediyor/düşünüyorsa, bilme durumu.

 6. Başkasının fiziksel semptomlarını almak

 Bir empat neredeyse daima başka birinin belirtilerini kendinde ortaya çıkarır (üşütme, göz enfeksiyonu, vücuttaki ağrı ve acılar). Özellikle de çok yakın olduğu kişilerle olur ve bir nevi duygudaşlıktır bu .

 7. Sindirim bozuklukları ve bel problemleri

 Güneş sinirağı çakrası karındadır ve duyguların tahtı olarak da bilinir. Burası, empatların başkalarından gelen duyguları hissettiği bölgedir ve bu nedenle bu bölge zayıf düşebilir, sonunda da mide ülserinden İBS’ye kadar varan sonuçlarla karşılaşabilir. Bel sorunları ise, başka sebeplerden ziyade topraklanmama yüzünden gelişebilir ve empat olduğundan bihaber olanların çoğu zaten çoğunlukla topraklanmaz

 8. Daima mazlumu gözetmek

 Acı çeken, duygusal yara almış veya korkutulmuş olan insanlar bir empatın dikkatini ve şefkatini daima çeker.

 9. İnsanlar hep ona içini döker, hiç tanımadığı insanlar bile

 Bir empat, insanların sorunlarına, problemlerine çöplük olabilir, ki dikkatli olmazsa hepsi onun üzerinde kalabilir/o sorunlar kendininmiş gibi olur

 10. Kronik yorgunluk

 Empatların enerjileri çoğunlukla sömürülür. Bu enerji vampirleri tarafından da, başkalarının üzerine fazla düşmekle de olabilir. Böylesi bir durumda, uyku bile fayda etmez. Çoğuna Myalgic Encephalopathy tanısı konulur

 11. Bağımlı kişilik

Alkol, uyuşturucu, seks gibi empatın bulaşmadığı çok az şey vardır. Bunun sebebi dışardan gelen duyguları kapatmaya çalışmalarıdır (Ki bunu bilinçli olarak farketmezler). Kendini korumanın başka bir şeklidir ve bu bir kişi veya şeye karşı olabilir.

 12. Şifacılığa, holistik terapilere ve metafizik olan her bir şeye çekim duyarlar

 Çoğu empat başkalarını iyileştirmeyi sevse de, kendilerini eğittikten, uzmanlaştıktan sonra şifacılığa (bu konuda doğuştan bir yetenekleri olmasına rağmen) sırtlarını da dönebilirler. Çünkü şifa verdikleri kişilerden çok fazla üzerlerine yük alırlar. Bu özellikle empat olduklarının farkında değillerse geçerlidir. Doğaüstü güçler empatlara çekici gelebilir ve kolay kolay şaşırmaz veya şok olmazlar. Hatta birçoklarının akla hayale sığmaz olarak varsaydığı keşiflerde bile. Örneğin, başkaları dünyanın düz olduğuna inanmışken, empatlar yuvarlak olduğunu bilmektedir

 13. Yaratıcı

 Şarkı söylemek olsun, dans etmek olsun, rol yapmak olsun, yazmak ve çizmek olsun, bir empat oldukça güçlü bir yaratıcılık damarına, geniş bir hayal gücüne sahiptir

 14. Doğayı ve hayvanlara aşık

 Doğanın içinde olmak empatlar için bir gerekliliktir ve evcil hayvanlar yaşamlarında olmazsa olmazdır

  15. Yalnızlık ihtiyacı

 Bir empatın eğer kendiyle baş başa kaldığı bir zamanı olmazsa, kafayı yemesi işten değildir. Bu özellikle çocukluklarında bariz olarak gözlemlenir

 16. Keyif almadıkları bir şeyi yapmak onlar için imkansızdır

 Bu şekilde sahte bir hayat sürdüklerini hissederler. Bir empata hoşlanmadığı bir şeyi suçluluk duygusu aşılayarak veya başıboş olarak etiketleyerek yaptırmaya zorlamak onu sadece mutsuz eder.

 17. Teşvik edilmezse kolayca sıkılır ve/veya dikkati dağılır

 İş, okul ve ev hayatının empatlar için ilgi çekici tutulması gerekir, yoksa oldukları yerden koparlar, hayallere dalarlar ve/veya bir şeyler karalamaya başlarlar

 18. Hakikat için mücadele eder

 Bu özellikle, bir empat yeteneklerini ve doğuştan hakkı olan şeyi keşfettiği zaman daha yaygınlık gösterir. Yalan/uydurma olan herhangi bir şey fazlasıyla rahatsız hissettirir.

 19. Daima cevapların ve bilginin arayışındadır

 Cevapsız sorular bir empat için moral bozucu olabilir ve bir açıklama bulmak için yanıp tutuşurlar.

 20. Maceradan, özgür olmaktan ve seyahatten hoşlanır

 Empatlar özgür ruhlardır

 21. Kargaşadan tiksinir

 Bu empatın ağırlık hissetmesine ve enerji akışının bloke olmasına yol açar

 22.Rutin işleri, kuralları veya kontrolü hapis gibi görür

 Özgürlüklerini kısıtlayan herhangi bir şey empatı güçten düşürür, hatta zehirler

 23.Çok yemeseler de kilo almaya yatkındırlar

 Fazla kilo, dışarıdan gelen negatif enerjilere karşı korunmanın bir başka şeklidir

24. Çok iyi dinleyici

 Karşılarındaki çok güvendikleri biri olmadığı müddetçe, kendileri hakkında pek konuşmazlar. Başkaları hakkında şeyler öğrenmeyi ve bilmeyi severler ve gerçekten umursarlar

25. Narsisizme tahammülü yoktur

 Ne kadar kibar ve hoşgörülü olsa da, empatlar egoist (kendini önemseyip başkalarının duygularını veya bakış açılarını önemsemeyen) insanların etrafında olmaktan hoşlanmazlar.

26. Haftanın günlerini hissetme yeteneği

 Cuma gününün verdiği hissi, çalışıyor veya çalışmıyor olsalar da alırlar. Genel (kolektif) nasıl hissediyorsa onlar da bu hissi kaparlar. Birkaç gün öncesinden, bankalar gibi yerlerin tatile gireceği zamanları hissedebilirler, onlar için dünya sanki gülümsüyor gibi gelir, sakin ve rahatlamış hissettirir. Pazar akşamları, pazartesiler ve salılar, çalışma günleri olduğu için oldukça ağır bir his verir

 27.Antikaları, yaş almış şeyleri veya ikinci el eşyaları almamayı tercih eder

 Önceden kullanılmış herhangi bir şey, önceki sahibinin enerjisini taşır. Bir empat, içinde artık enerji olmayan sıfır bir araba ve hatta ev almayı (finansal durumları müsaitse) büyük olasılıkla tercih edebilir

28. Yemeğin enerjisini sezmek

 Birçok empat tadını sevse bile et yemekten hoşlanmaz çünkü hayvanın titreşimlerini (özellikle hayvan acı çekmişse) hisseder.


EMPAT KİŞİLİK ÖZELLİKLERİ

 Empati, insanları anlama ve okuma yetisidir. Diğerleriyle -“empat”ın kapasitesine göre- gönüllü veya gönülsüz olarak rezonans ve uyum içerisinde olmaktır.
Empatlarda, kişilerin ruhunu inceleme yetisi vardır. Bunu, düşünceler, duygular için; geçmiş, şimdi ve gelecek hayat hadiseleri için yapabilirler. Çoğu empat, bu yetilerinin işleyiş şeklinden bihaberlerdir ve kendilerini daha çok diğerlerine karşı “hassas” olarak nitelerler.

 Empatlar Derin Duyguları Sezerler

Empati, birinin bir noktaya kadar gerçek duygularını hissetmekken, bir empat, birinin dışa vurduğu yüzünden çok, gerçek hislerini algılar. Kişiler yüzlerine alelade bir ifade takınırlar; bu, talepkar toplumlarda gerçek ifadeleri gizlemek için öğrenilmiş bir davranıştır.
Bir empat, gizlenen gerçeği sezebilir ve acıma duygusuyla o kişinin rahatlaması, yalnızlığını gidermesi için kendini ifade etmesine yardım etmeye çalışır.
Empatlar; aileye, çocuklara, arkadaşlara, yakın tanışlara, tamamen yabancılara, hayvanlara, bitkilere ve cansız nesnelere karşı empati duyarlar. Empati, zaman ve mekanla kısıtlı bir olgu değildir. Bundandır ki, bir empat uzaktaki kişilerin veya şeylerin hislerini sezebilir. Bazı empatiklerin, sadece hayvanlara (Ata/Aslana Fısıldayanlar gibi), doğaya, gezegen sistemine, mekanik cihazlara ya da yapılara yatkınlığı olur.  Diğerleri ise bunlardan birkaçına birden duyarlıdır.

 Bilişin Derin Sezgisi

Empatlar aşırı hassaslardır. Bu terim genelde, birinin bir başkasının hislerine ve duygularına yönelik (duyarlılık) yeteneklerini temsil eder. Empatlar, empatiye eşlik eden derin bir bilme sezgisine sahiptirler ve genellikle başkalarına merhametli, düşünceli ve anlayışlıdırlar.
Yanısıra, empatlarda değişken güç düzeyleri vardır. Bunlar, bireyin kendinin farkında olması, empati gücünün bilincinde olması, ve/veya empatisi olup bunu kabullenmesi/kabullenmemesi şeklinde görülür. Genellikle, empatik olan bu kişiler, bu eğilimleriyle büyürler ve hayatlarında sonraki seviyeye geçene kadar kendileri hakkında bilgi sahibi olmazlar.

 Irsî Özellik?

Empati genetiktir, DNA’mızın özündedir ve nesilden nesile geçer. Hem geleneksel bilim, hem alternatif şifa uygulayıcıları bunun üzerinde çalışmışlardır.
Empati, hem biyolojik/genetik hem de ruhsal yönlere sahiptir.
Empatlar, diğerlerini sezme yetisine sıklıkla farklı düzeylerde sahip olurlar. Onların konumunda bu, söz, his ve düşünceyi inceleyerek başkasını anlayabilmektir. Kişilerin vücut dilini okuma ve/veya dikkatle göz hareketlerini inceleme konusunda oldukça usta olabilirler. Bu başlı başına bir empati değildir, bu diğerlerine karşı dikkatli olmaktan gelen bir ek özelliktir. Bir bakıma, empatlar eksiksiz bir iletişim paketine sahiptirler.

 Empati Nasıl İşler

Empatinin nasıl işlediği hakkında anlamadığımız çok nokta olmasının yanında, bazı bilgilere de sahibiz. Her şey, enerjitik titreşim ya da frekansa sahiptir ve bir empat bu titreşimleri sezebilerek çıplak gözle veya beş duyuyla farkına varılamayacak en ufak değişikliklerin farkına varır.
Dışa vurumun sözcükleri, konuşmacıdan doğan bir enerjitik yapıyı bünyesinde bulundurur. Konuşmacıya has belli bir anlam içerirler. Bu dışavurumun ardında, – bir güç veya kuvvet alanı, ya da en iyi bilinen deyişle- enerji vardır. Örneğin, nefret, kelimenin beraberinde keskin bir his de taşır. Nefret sözcüğü, konuşmacının hissiyatıyla beraber güç kazanır. Empatlarca yakalanan, bu kişinin söylediği şeyden çok, hisleri yani kelimeye kattığı enerjidir.
Empatlar genellikle şair ruhludurlar. Yüksek seviyede yaratıcılık ve hayal gücüne sahip yazarlar, şarkıcılar ve sanatçılar olarak doğarlar. Birçok yetenekleriyle bilinirler, ilgi alanları değişken, geniş ve devamlıdır; sevgi dolu, vefalı ve komiktirler. Genellikle birçok kültüre ilgi duyarlar ve hepsine hoşgörülü bir bakış açısıyla yaklaşırlar. Onlar annedir, babadır, çocuktur, arkadaştır, hemşiredir, bakıcıdır, öğretmendir, doktordur, esnaftır…
....psişiktir, kâhindir, şifacıdır… (Bu, bunların hepsi kesin empattır demek değildir.) Liste çok geniştir ve bunun pek de önemi yoktur. Önemli olan, empatların her yerde olduğunun farkına varmaktır.
 – Onlar, bütün kültürlerde ve dünyanın her yerindeler-

 Empatlar İyi Dinleyicilerdir

Empatlar kişilik ve dışavurum olarak çok şefkatlidirler, iyi dinleyici ve rehberdirler (sadece profesyonel alanda demek değil). Kendilerini insanlara yardım ederken ve sıklıkla da başkalarının ihtiyaçlarını kendilerinden önce görürken bulurlar. Aynı zamanda, bunun tam tersi de olabilirler. Sessiz, dış dünyadan kendini çekmiş, yalnızlığı seven, depresif, sinir hastası, hayalperest hatta narsist olabilirler.
Oldukça doğaya tutkundurlar ve bu cömert güzelliğe saygı beslerler. Empatları açık alandan, kumsaldan, yürümekten vs. zevk alırken görebilirsiniz. Empatlar bir gevşeme şekli olarak kendilerini sürekli doğaya çekilirken bulabilirler. Bu sezgilerini anımsamaları ve yoğun bir yaşam sürüyorlarsa sükunet hissi kazanabilmeleri için müsait bir alandır.
Her şeyden sıyrılmak ve artık doğa ile gevşemek empat için gerekli olur. Hayvanlar da ayrıca empatların canıdır. Onlar için hayvanlar, güç değil, sevgi ifade eder. Empatların evlerinde birden fazla hayvan olması sıradışı bir durum değildir.

 Bir Empat’ın Hasletleri

Empatlar genellikle sessizdirler ve başkalarının pozitif niteliklerini belirtmeye eğilimli olduklarından kendilerine bir iltifat geldiğinde toparlanmaları biraz sürebilir. Duygusal irtibatın olduğu bütün dallarda bir hayli etkileyicidirler ve açık açık konuşurlar, ara sıra da kendilerine içtenlikle saygı duyarlar. Hislerini dile getirme konusunda bazı problemleri olabilir.
Ancak, bunun tam zıttı da olabilirler: en iyi durumda bile münzevi ve görünüşte tepkisiz olabilirler. Cahil bir görünümleri de olabilir. Bazıları, diğerlerine kendilerini kapatma konusunda oldukça iyilerdir ve bu her zaman da kötü bir şey değildir; en azından öğrenme sürecinde olup, kendi duygularından ziyade, diğerlerinin duygularının yarattığı engelle mücadele etmekte olan empatlar için.
Empatların, içlerinden çok dışlarında olan biteni açıkça hissetmeye yatkınlıkları vardır. Bu da empatların kendi ihtiyaçlarını gözardı etmelerine sebep olabilmektedir. Genel olarak bir empat, zararsız, sessizdir ve daha çok barışçıl olmaya ağırlığını koyar. Uyumsuzlukla dolu herhangi bir alan empatta huzursuzluk duygusu yaratır. Kendilerini bir çatışmanın ortasında bulurlarsa, eğer topluca çözüme vardırılamıyorsa, durumu bir an önce yatıştırmak için ellerinden geleni yaparlar.  Kendilerini korumak adına herhangi kırıcı bir söz söylenirse, muhtemelen öz-denetimlerini içerleyecek ve sorunu bir an önce barışçıl şekilde çözmeyi tercih edeceklerdir.
Empatlar, TV’ye, videolara, filmlere, haberlere ve yayınlara karşı hassastırlar. Şiddet veya duygusal trajediler; yetişkinlerin, çocukların veya hayvanların  fiziksel veya duygusal acılarını içeren şok edici sahneler, empatların kolaylıkla gözlerini yaşartabilir. Bazı empatlar, böylesine zalimlikleri idrak etmekte zorluk çekebilir ve başkasının hiçe sayıcı oluşu, bağnazlığı ve bariz şefkat eksikliğine karşı kendilerini ifade etmekte büyük güçlük çekebilirler.  Yani, duydukları ve gördükleri acıyı haklı çıkaramazlar.
Her kesimden insan ve hayvan, empatların içten ve hakiki şefkatine ilgi duyar. Empatik olduğunun farkına varsın veya varmasın, her insan metal objenin mıknatısa çekilmesi gibi onlara çekilir! Denizfeneri gibidirler.
Tamamen yabancı kişiler bile, empatlarla en özel şeyler hakkında konuşmayı kolay bulur ve farkına varana dek, tereddüt bile etmeksizin, kasten yapmaksızın, tüm yüreklerini ortaya dökerler. Bilinçaltı seviyesinde, sezgisel olarak, empatların şefkatli bir anlayışla dinleyeceklerini bilirler.
İşte hayatın dinleyicileri… Empatlar problem çözücüler, düşünürler ve birçok şeye gönül koyanlardır. Empatlar ilgili olduğu müddetçe, problemin olduğu yerde, çözüm de olur. Eğer ki bu huzurlu olmak içinse, bir cevap bulana kadar ararlar.

KAYNAK : Traits of an Empath ( Cristel Broederlow )
http://empathayat.wordpress.com/
Devamını Oku »

KADİM MISIRLILARIN ŞAŞIRTICI ATALARI: MUMYALARIN İLK GENOM ARAŞTIRMASI ONLARIN AFRİKALI OLMAKTAN ÇOK TÜRK VE AVRUPALI OLDUKLARINI ORTAYA KOYUYOR



Kadim Mısırlıların ilk tam – genom analizi onların Afrikalı olmaktan daha çok Türk ve Avrupalı olduklarını gösteriyor.
Bilim insanları MÖ 1400 – MS 400 tarihlerinden kalmış Mısırlı mumyalardan alınan kadim DNA’yı analiz ettiler ve onların Akdenizli insanlar ile genleri paylaştıklarını keşfettiler.
Kadim Mısırlıların Levant’taki (Doğu Akdeniz ülkeleri – modern günümüz Türkiyesi, Suriye, Ürdün, İsrail ve Lübnan) kadim popülasyon ile yakından ilişki olduklarını buldular.
Ayrıca genetik olarak Anadolu Yarımadası ve Avrupa’daki Neolitik popülasyona benziyorlardı.


Çığır açan araştırma mumya genetiklerinin daha yakın incelenmesini gerçekleştirmek için DNA diziliş tekniklerinde son ilerlemeleri kullandı.
Nature Communications’da yayınlanan araştırma modern Mısırlıların kadim Mısırlılardan daha çok Alt – Sahralı Afrikalılar ile genleri paylaştıklarını buldu.
Veriler modern Mısırlıların Alt – Sahra Afrikalılar ile nükleer seviyede yaklaşık yüzde sekiz daha fazla ataları paylaştıklarını gösteriyor.
Mısır kadim popülasyonların araştırılması için ümit verici bir bölge, çünkü dünya çapında ticaretin göbeği idi.
Tuebingen Üniversitesi ve İnsan Tarihi Bilimi Max Planck Enstitüsünden yazarlar “Kadim Mısırlıların böyle çeşitli genetik mirasa sahip olmalarının muhtemel nedeni bu” dediler.
“Mısırın popülasyon geçmişi karmaşık, çünkü Afrikanın giriş kapısında bulunuyor ve çok fazla tarihi devirler gördü”
‘MÖ 1 nci binyılda kadim Mısır bir çok yabancı güçler tarafından yönetildi.
Ekibin araştırması hem modern hem de kadim yerli ırklardan alınan DNA örneklerini karşılaştırarak Mısırlıların genetik geçmişini çözmeyi kapsıyordu.
Araştırmacılar ilk kez Mısırın kadim geçmişini araştırmak için geniş kapsamlı genetik veri tabanı oluşturmayı amaçlıyorlardı.
Professor Krause ‘Asurlular, Nunbianlar, Yunanlar veya Romalılar gibi yabancı hegemonyaların kadim Avrupanın gen havuzunu değiştirip değiştirmediği, onları daha fazla veya daha az Afrikalı yapıp yapmadıkları çok fazla tartışılmaktaydı.” dedi.
“Bunu test etmek ve eski krallık ve Roma periyodu arasında genetik devamlılık olduğunu bulmak istedik.”




ARAŞTIRMA NASIL YAPILDI

Mumyalamadan önce bedenlerin kimyasal işlemden geçirilmesi ve tutuldukları sıcak ortam nedeniyle mumyalanmış insan DNA’sının normalde incelenmesi zordur.
Ama ekibin kullandığı yeni genetik teknikler mumyalanmış DNA’yı daha önce olduğundan daha ayrıntılı incelemelerini sağladı.
Ekip Orta Mısır’da Nil Nehri boyunca Abusir el-Meleq arkeolojik sitesinden 151 mumyalanmış bireyden örnek topladı.
Toplamda, yazarlar 90 bireyden alınan mitokondriyal genomu düzelttiler ve üç bireyden genom – çapında veri setlerini düzelttiler.




Genom – çapında örnekler mumyalanmış kalıntılardan ilk kez alındı.
Ekip genetik yapıdaki farklılıkları analiz etmek için bu kadim Mısırlı DNA’yı, modern Mısırlılardan alınan genom örnekleri ile karşılaştırdı.
‘Ancak son 1500 yılda Mısırlılar genetik olarak daha fazla Afrikalı oldular, kadim Mısırlılar neredeyse alt – Sahra Afrikalı ataların genetiğini hiç göstermediler ve kadim Yakın Doğu ve Avrupalı popülasyonlara yüksek yakınlık gösterdiler.’
Tuebingen Üniversitesinden Profesör Alexander Peltzer; ‘Özelde, Abusir el-Meleq’in kadim sakinlerinin genetik yapısındaki değişikliklere ve sürekliliklere bakmak ile ilgileniyorduk.
‘Büyük İskender’in ve diğer yabancı güçlerin kadim Mısır popülasyonunda genetik bir damga bırakıp bırakmadıklarını test etmek istedik.’
Araştırma kadim Mısırlıların Levant’taki ( modern günümüz Türkiyesi, Suriye, Ürdün, İsrail ve Lübnan) kadim popülasyonlar ile çok yakından ilişkili olduklarını ve ayrıca Anadolu Yarımadası ve Avrupanın Neolitik popülasyonları ile yakından ilişkili olduklarını buldu.
Max Planck Enstitüsündeki grup lideri ortak yazar Wolfgang Haack ekledi; ‘Abusir el-Meleq toplumunun genetikleri incelediğimiz 1300 yıl zaman aralığı sırasında herhangi büyük değişimden geçmedi; bu, poplülasyonun genetik olarak yabancı güçler ve yöneticiler tarafından göreli olarak etkilenmediğini ileri sürüyor.”

KAYNAK : http://www.dailymail.co.uk/sciencetech/article-4555292/Study-mummies-reveals-Turkish-European.html

Devamını Oku »

DÜNYANIN EN HIZLI KAMERASINDAN YENİ REKOR : ARTIK IŞIĞIN HAREKETİNİ ÇEKEBİLİYOR


İsveç Lund Üniversitesi"nden bilim insanları saniyede 5 trilyon kare yakalayabilen ve bu hızıyla bizzat ışığın kendisini yakalama hızına erişebilen en hızlı kamerayı yaptılar.
Bulguları Light: Science and Applications’da yayınlanan yöntem; bir nesneyi filme alınmak üzere nesneden yansıyan lazer ışığının kısa flaşlarına maruz bırakmayı kapsıyor. Her atım kodları önce resme, ardında da video dizinine çeviren bir algoritma ile benzersiz bir kod veriyor.

Bir dizindeki görüntüleri teker teker çekmek yerine diğer yüksek hızlı kameralar gibi bu kamera her bir kare için dört ayrı görüntü çekiyor. Araştırmacılar bu teknolojiye Çoklu Pozlama için Sık Tanım Algoritması (FRAME) adını verdiler.

Aynalar ve lenslerden meydana gelen karmaşık laboratuvar ekipmanları gerektiren bu metodu kullanarak araştırmacılar anları saniyenin 0.2 trilyonunda biri kadar kısa sürede çekebiliyorlar. Bu da şimdiye kadar ulaşılan en yüksek hız.

Işığın hareketini saniyenin katrilyonda birinde gösteren aşağıdaki videoda kâğıt kalınlığına denk gelen mesafe boyunca bir saniyenin milyarda birinin milyonda birini görebilirsiniz.



Araştırmanın yazarlarından Elias Kristensson yaptığı bir açıklamada: “Bugün bu denli hızlı olayları görselleştirmenin tek yolu sürecin hareketsiz görüntülerini fotoğraflamaktır. O zaman daha sonra bir filme dönüştürülebilecek çeşitli sabit görüntüler elde etmek için aynı uygulamayı tekrar etmek durumunda kalırsınız. Bu yaklaşımdaki sorun ise uygulamayı tekrar ettiğinizde sürecin tıpatıp aynı olma ihtimalinin pek muhtemel olmamasıdır”, şeklinde konuştu. New Atlas’a göre daha önceki en hızlı kameraya ait kayıt Tokyo Üniversitesi tarafından geliştirilen saniyede 4.4 trilyon kareydi.

Lund Üniversitesi araştırmacıları bu atılımın kimya, fizik, biyoloji gibi pek çok alanda faydalı olabileceğini söylüyorlar. Bu teknolojinin pek çok faydası olacağına eminiz. Kim hareket eden ışığı yakalamak istemez ki?

KAYNAKLAR : https://www.fizikist.com/dunyanin-en-hizli-kamerasindan-yeni-rekor-artik-isigin-hareketini-cekebiliyor/
http://www.iflscience.com/technology/new-record-for-worlds-fastest-camera-can-picture-the-movement-of-light-itself/
Devamını Oku »

BLADE RUNNER 2049 - ( BIÇAK SIRTI 2049 ) - ( 2017 )



Başrollerinde Ryan Gosling ve Rick Deckard rolünde Harrison Ford'un boy göstereceği filmin kadrosunda kilit bir rol için Oscar ödüllü oyuncu Jared Leto da yer alıyor. Büyük yankı uyandıran 1982 yapımı Bıçak Sırtı filminin uzun zamandır beklenen devam halkası olan Blade Runner 2 bir kez daha Philip K. Dick'in romanından beyazperdeye uyarlanacak. Kadrosunda Robin Wright, Ana de Armas, Carla Juri, Mackenzie Davis, Barkhad Abdi, David Dastmalchian, Hiam Abbass, Lennie James ve Dave Bautista'yı bulunduran devam halkasının yönetmenliğini Denis Villeneuve üstleniyor. Filmin senaryosunda ise Hampton Fancher ve Michael Green imzası var.

KAYNAK : http://www.beyazperde.com/filmler/film-197686/
Devamını Oku »

GEOSTORM - ( MANYETİK FIRTINA ) - ( 2017 )


Dünya'nın önde gelen liderleri, eşi benzeri görülmemiş bir dizi doğal felaket dünyayı tehdit ettikten sonra, küresel iklimi kontrol etmek ve herkesi güvende tutmak için karmaşık bir uydu ağı oluşturmak üzere bir araya gelirler. Fakat bir şeyler ters gider ve Dünya'yı korumak için yapılan sistem ona saldırmaya başlar. Dünya çapında bir jeostrome yaklaşmaktadır ve dünyadaki her şeyi silip süpürmeden önce bir çözüm yolu bulunmazsa her şey yok olacaktır...

KAYNAK : http://www.beyazperde.com/filmler/film-228321/
Devamını Oku »

LIFE - ( HAYAT ) - ( 2017 )



Uluslararası bir uzay istasyonunda görevli altı kişi, insanlık tarihinde çığır açacak bir keşfin eşiğindedir. Bu görevli ekip, Mars'ta ilk kez hayat olduğuna dair ip uçları bulur. Ekip araştırmalarını ilerlettikçe, beklenmedik sonuçlar almaya başlar çünkü buldukları bu hayat formu, kimsenin tahmin edemeyeceği kadar zekidir.
Daniel Espinosa'nın yönettiği filmin senaryosunu Rhett Reese ve Paul Wernick kaleme aldı. Oyuncu kadrosunda ise Ryan Reynolds, Jake Gyllenhaal ve Rebecca Ferguson gibi isimlerin yer alıyor.

KAYNAK : http://www.beyazperde.com/filmler/film-244761/
Devamını Oku »

THE DISCOVERY - ( KEŞİF ) - ( 2017 )



İnsanoğlunun binlerce yıldır peşinden koştuğu ihtimal, nihayet bilimsel olarak doğrulanmıştır: Ölümden sonra başka bir hayat, bu dünyadan başka gidilen bir yer vardır. Fakat öteki dünyanın "keşfedilmesi" 1 yıl içerisinde milyonlarca insanın intihar edip, hayatına son vermesine neden olmuştur. Çünkü herkes "oraya varmak" istemektedir.  Tüm bu arbede içerisinde bir adam ve bir kadın birbirine aşık olur. Şimdi ikisi için de bildiklerini sorgulama zamanıdır...
Başrollerini Jason Segel, Rooney Mara ve Robert Redford'un paylaştığı filmde yönetmenliği Charlie McDowell üstlenirken senaryo ise Justin Lader'a ait.

KAYNAK : http://www.beyazperde.com/filmler/film-242216/
Devamını Oku »

Yukarı Git