Yüksek Titreşime Sahip Gıdalar
Naturopat, orthomoleküler ve doğal beslenme uzmanı Martine te Kloese tarafından hazırlanmıştır.
İnsanlığın ortak, kollektif bilincini artırmak amacıyla her birimiz kendi bireysel enerji frekansımıza dikkat etmeliyiz. Bu da, diğer şeylerin yanı sıra, yediğimiz gıdalar ile ilgili daha bilgili olmamızı gerektiriyor. Böylece, sadece üç boyutlu dünyada var olmak için ihtiyaç duyduğumuz fiziksel vücudumuzun ötesinde olduğumuzu bilerek, bizi bir adım daha ötesine geçebliriz.
Etik Yön
Holistik bakış açısına göre bizler, sadece bir fizik bedenin çok daha fazlasıyız. Bizim ayrıca, fiziksel bedenimizden daha yüksek boyutlarda var olan yedi tane eterik bedenimiz ve diğer pek çok enerji alanımız da vardır. Bu bedenlerimiz de dengeli ve güçlü kalabilmek için besine gereksinim duyarlar. Bunu sağlayacak besinlerden söz ederken, gıdaların sadece besin değerlerinden değil, etik anlamdaki özelliklerini de görebilmeliyiz. Çünkü eterik bedenlerimiz saygı ve iyi niyet gibi ruhsal bileşenlerden etkilenirler.
Kendi fiziksel ve enerji zenginliklerini bizimle paylaşan Gaia’ya, Dünya Anamıza karşı olan saygımız önemlidir, O, her zaman dahil edilmelidir. Bu ayrıca, kendilerinin olan süt, bal ve yumurtalarını ve hatta en değerli şeylerini, hayatlarını bile bizimle paylaşan hayvanları da içeriyor. Bunun yanı sıra doğaya saygıyı içeren bir tarz ile üretilen yiyecekler, toprağın özenle bakımı, kullanılan suyun kalitesi, yoğun kimyasalların kullanılmaması gibi şeyler de bizlerin ruhsal titreşim frekansımızı yükselten unsurlar.
Titreşimlerimizi yükseltme konusunda, kendi niyetlerimiz de çok önemli ve bu noktada kendimize sormalıyız: Şu anda yemek üzere olduğum gıda, sevgiyle mi üretilmiş, yoksa sadece para kazanmak için mi? Bunu yapmadan başlarsak, daha ilk adımda merdivenin düşük basamaklarında oluruz, ve doğal olarak, sadece çok düşük frekansları gerçekleştirebiliriz. İşlemden geçirilmiş gıdalar tüketebiliriz, düşük maliyetle hazırlanmış ve çoklukla zehir içeren maddelerle hazırlanmış olanlar – ki bunlar, hem fiziksel bedenlerimiz için zararlıdır, hem de frekansımızı gözle görünür şekilde düşürürler.
Farkındalık
Mücadelemizin çok büyük bir kısmı, insanların çoğunda gördüğümüz bilgi eksikliğinden oluyor. İllegal bir ekonomiye dayanan bir dünyada yaşıyoruz, hırslı ve aydınlanmamış süpermarketler tarafından kuşatılmışız. Sıklıkla ne yediğimizi düşünemeyecek kadar aşırı meşgulüz ve işlenmiş, çok az ya da hiç besin içermeyen, hatta GDO, koruyucular ve sözü edilmeyen diğer zararlı şeyler içeren fast food yiyeceklere bağımlıyız.
Et ve Balık
Hayvanları yemek frekansımızı düşürür. Nokta. Çoğumuz, et lezzetli olduğu için ve zamanın başlangıcından itibaren et yediğimiz için bunu duymak istemeyiz. Ama özellikle enerji seviyesini yüksek tutmak isteyenler için, uygunsuz şekilde yetiştirilen ve korku ve acı getiren affedilemez öldürme süreçlerinden geçen bu hayvan etlerini yemek kötü titreşimlere neden olur. Bu durum, serbest çiftliklerde organik usullerle yetiştirilen hayvanlardan yenilerek yumuşatılabilir, ama yine de yüksek frekanslar için yeterli değildir.
Kutsallık
Et yemek, düşünmeden ve şükran hissetmeden gerçekleşen sıradan bir şey değil, kutsal bir eylem olmalıdır. Sonuçta hiçbir canlı hayatını kendi isteğiyle feda etmez. Ayrıca dünyamızda yaşayan iki kişi de birbirine benzemezler, bazıları gerçekten de vücut fonksiyonlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmek için bir parça ete ihtiyaç duyar. Yine de bunun aşırı miktarlarda olması şart değildir, sonuçta herkes kendisi için en iyi kalitedeki etin ne olduğunu kendisi belirleyebilir – ki burada kastedilen, hem ölümünden önce hem de sonrasında, o canlıya karşı duyulan saygıyla doğru orantılıdır.
Süt ürünleri, Yumurta ve Bal
Aynı kurallar burada da geçerlidir. Bu ürünleri tükettiğimiz zaman, bizim için üretilmemiş bir şeyleri yiyoruz, demektir. Süt, anneleri tarafından kendi yavruları için ve bal da, balı toplamak ve üretmek için çok ağır çalışan arılar içindir. Doğrudan söylemiş olursak, süt ürünleri ve bal tüketiminin, gezegenimizde yaşayan diğer canlılardan çalınmış besinler olduğunu bilmeliyiz. Yine de bu konu o denli siyah / beyaz olarak değerlendirilmemeli… Burada söz konusu olan frekansın yükseltilmesi ve süt ve süt ürünleri, yumurta ve bal tüketimi, bir canlının hayatına mal olmadığı için et kadar etkili değildir, yine de frekansımızı düşürdüklerini bilmeliyiz.
Eğer gıdalar hayvanların özü için büyük bir saygıyla hazırlansalar, yine de frekans yükseltici olabilirler, ve bu, onların besleyici değerlerini de artıracaktır, örneğin, ham bal üretiminde arıcı, elde edilen balın tamamını almayıp, arılara, kışı geçirebilmelerini sağlayacak ve bağışıklık sistemlerini kuvvetlendirecek yüksek besleyici gıdalar verirse ya da organik çiğ süt elde edilirken buzağıların da yeterince süt içmeleri sağlanırsa, veya tavukların serbest dolaşıp, kendi doğal kilolarında kalmaları ve organik yumurtalar üretmeleri sağlanırsa, bu, olacaktır. Bu tür gıdalar için etrafınızda aramaya şimdiden başlayabilirsiniz, tıpkı eski atasözünde olduğu gibi : “arayın, bulacaksınız”
Meyve ve Sebzeler
Sebze ve meyvaların üretiminde de çok dikkatli olmak gerekir. Toprağın bileşenleri, suyun kalitesi ve ürünlerin yetişmeleri için yeterli zaman tanımak önemlidir. Eğer sebze ve meyvalar doğayla uyum içinde yetiştirilirse, yüksek frekanslı, ve zenginleştirici olurlar. Ve tabii, hasat edildikten hemen sonra sofranız gelirlerse, çok daha iyi olur, bu yüzden yerel sezon ürünlerini ithal ürünlerine tercih etmeliyiz.
Ve son olarak, yiyeceklerimizin sevgi ve özenle hazırlanması da, toplu tüketim ürünlerine oranla çok daha yüksek frekans demektir. Ayrıca olabildiğince çok çeşitli ürün ve farklı pişirme yöntemleri de önerilebilir, yazları daha ziyade çiğ ya da az pişmiş, kışın, özellikle soğuk iklim olan yerlerde iyi pişirilmiş gıdalar tercih edilebilir.
Yaban Ürünleri
Doğada kendinizin bulacağı ürünleri tercih etmeniz çok bilgece olurdu. İnternette bu konuyla ilgili çeşitli bilgiler bulabilirsiniz. Yenilebilir bitkiler üzerine bir kitap edinin ve kendi yiyeceklerinizi kendiniz yetiştirmeye çalışın. Her kıtada farklı, kendine has ve özellikle salatalarda kullanılabilecek çeşitli ürünler vardır, fındık (kabuklu yemişler), mantar, meyve veya sebzeler gibi… Yetiştireceğiniz ürünlerin otobanlardan uzak yerlerde olmasına da dikkat edin, bunları ayrıca yumuşak ve zararsız sabun vb ile parazit ve böceklerden güzelce arıtın. Özenle ve doğa içinde yetiştirilen her şeyin yüksek besi değeri vardır ve bu yüzden hem bedeninizi, hem eterik bedenlerinizi beslerler.
Evimizin Bahçesinde Yetiştirme
Doğayla bağlantıda olabilmek için en güzel yoldur bu. Minicik tohumlardan bitkilerin oluşup yetişmeleri, yaşamın mucizevi oluşunu anlamamız için en güzel yöntem… Çok fazla para veya yer ayırmanıza da gerek yok bunun için, eski kovalar, tencere ya da saksılarda bile bitki yetiştirebilirsiniz. Ayrıca, dikey bahçecilik muhteşem ürünler yetiştirmemizi sağlayabiliyor. Her halükarda, kendi yetiştirdiğiniz taze gıdaları tüketmek muhteşem olurdu, hem temiz hem sevgi ile yetiştirildiklerinden emin olabilirsiniz.
Eterik Bedenlerimiz için Gıdalar
Eterik bedenlerimizi her zaman pozitif / sevecen duygular ve niyetler üreterek, doğada zaman geçirerek besleyebiliriz. Ayrıca sanat, müzik, edebiyat gibi güzel olan şeylere odaklanabiliriz. Savaş oyunları, zulüm içeren gürültülü korku filmleri ya da ölüm konulu negatif programlar ya da haberlerin negatif titreşimleri artırdığını bilmeliyiz.
Yine de, eterik bedenimiz için asıl gıdaları insanlar, bitki ve hayvanlar arasındaki sevgi dolu ilişkilerde bulabiliriz. Kalplerimiz ve ruhumuz için en gerçek gıdalar bunlardır.
Kaynak : https://tr.prepareforchange.net/high-vibrational-foods/?fbclid=IwAR1TJXAqJO3kQoeKPYYhLK-hCQpgZM7PQ2mud7WCSzEE7LMD-R1CuL4tBYE