20 Ocak 2016 Çarşamba

MAJİ VE MİSTİSİZM





Maji ve Mistisizm

Asırlardan beri, maji ve mistisizm, rahip eğitimi veren gizli okullarda eş zamanlı olarak öğretilmiş ve ikisine de eşit derecede önem verilmiştir, çünkü bu iki felsefi bakış, Hermetik bilimde daima son derece önemli olmuştur ve gelecekte de öyle olmaya devam edecektir. Maji, maddesel planda zaman içinde gelişen bütün hermetik bilimlerin ve bu planla alakalı her şeyin içsel bir parçasıydı. Dolayısıyla, hangi bilim dalından olursa olsun, bütün teknik bilgi, rahip kastının kararıyla üstattan çırağa aktarılıyordu. Bütün bilimler, matematik, kimya, fizik, astronomi vs. hepsi majinin alanına giriyordu.
Diğer taraftan elle tutulur olmayan din, felsefe, tanrı telâkkileri, ahlak, erdem, beceriler ve her türden nitelik mistisizmin alanına düştü. O halde, Hermetik açıdan, maji mistisizmden ayrılamaz; çünkü kanunlara dayalı, nitel-maddesel bir temelin olmadığı yerde, ne yetenek, ne herhangi bir erdem ne de ahlaki görüş olabilir.

Zaman ve insanlığın ilerlemesiyle, maddi bilimler sadece kendi ilerlemeleriyle ilgilenir oldular. Artık kaba fiziksel duyularla algılanamayan ve anlaşılmak için belli bir olgunluk gerektiren enerji, madde ve tözün doğasındaki yüksek kanunlar mecburen bağımsızlaştı ve tecrit oldu.
Sonuç olarak iki çeşit bilgi alanı ortaya çıktı. İlki, entelektüel çalışma ile elde edilen fiziksel bilgi ve ikincisi, daha sübtil madde ve güçlerle alakalı, fakat sadece zeka ile algılanamayan metafizik bilgi. Metafizik bilginin geri plana düşmesinin ve son olarak, sadece gerçek üstatların ona sahip olmasının sebebi budur. Bununla birlikte, Hermetik yolu takip eden, metafizik kanunlara nüfuz etme yeteneğine sahip bir kişi, yine aynı kanunlara göre, varolan bütün bilgi dalları arasındaki mantıksal bağlantıları anlamalıdır.

Kafa karışıklığına sebep olmamak için, "metafizik" terimini daha ilerideki izahatlerimde kullanmayacağım; bunun yerine, eskiden Hermesçilerin yaptığı gibi "maji" terimini kullanacağım. Hermetik açıdan bakıldığında, maji, günümüzün genel bilimleriyle (hangi bilim dalı olduğu farketmeksizin) paralelliklere sahip, daha süptil bir doğaya sahip güçlerle, maddelerle ve tözlerle ilgilenen yüksek metafizikten başka birşey değildir. O sebeple, ne zaman bir inisiye maji hakkında konuşsa, mikrokozmos ve makrokozmostaki (yani fiziksel, astral ve mental bedenlerde bütünlük içindeki, evrende bulunan herhangi bir insan[1] (Maji ve Mistisizm - Franz Bardon)) güçlere, süptil madde ve tözlere ve onların kanun ve işleyiş etkilerine atıfta bulunuyordur.
Gerçek maji, bugünün bilimi tarafından tanınmamış daha sübtil güçlerin yüksek bir ilmidir[2] (Maji ve Mistisizm - Franz Bardon çünkü her ne kadar majinin kanunları dünyamızın resmi bilimleri ile benzerlik gösterse de, ince eleyip sık dokuyan bilimsel metotlar bu güçleri anlamaya ve kullanmaya yetmemektedir.

Maji bilimine ve onun etkililiğine dair mantıki tefekkürler ve sonuçlar, gerçek bir Hermesçiğe sadece sübtil materyal güçleri tanıtmaz, aynı zamanda onu bu güçlerin kanunlarını gezegenimizin bütün resmi bilimleriyle uyumlu hale getirme pozisyonuna sokar. Çeşitli anahtarların yardımıyla, ruhsal bilimadamı[3] (Maji ve Mistisizm - Franz Bardon) kendi ilmiyle bütün bilim dallarını büyütmeye ve genişletmeye bile ehildir. Gerçek maji bilgisi, keşfetmeye yatkın bir zekaya, teknik ve materyal ilerleme için büyük pek çok imkan sunar. Tabii ki, kişinin olgunluğu, evrensel kanunların gücünü maddi dünyaya taşıyabildiği kadar olduğu için, bu durumda, büyük bir öneme sahiptir.
Bu kitabın ileriki sayfalarında farklı analojilere ve kendini üç farklı alanda[4] (Maji ve Mistisizm - Franz Bardon) gösteren sübtil maddesel güçlerin etkilerine değineceğim. Diğer bir deyişle, maji kanunların pratik uygulanışını açıklayacağım. Bu bilgi ve bilgeliğin nasıl kullanılacağı her okuyucunun kendi amacına kalmıştır.

Bu açıkça gösterir ki, maji, maddeyle ilgilenen diğer bütün bilim dalları ile tam olarak aynı şekilde analiz edilebilecek, doğa bilimleri ile uyum sağlayabilecek, katıksız bir metafiziktir. Söylemek gerekir ki, metafizik, doğa bilimlerinin fizikî bilgisinin açılımıdır.

Mistisizmsiz maji yoktur, çünkü bu iki temel konsept birbirlerine bağımlıdır, aynı etki ve tepkisiz madde olmadığı gibi… Maji, mistisizmden ayrılmamalıdır ve ikisi de aynı zamanda ve benzer şekilde ele alınmalıdır. Hermetik, çalışmalarında maji ve mistiği; yani, nitelik ve niceliği daima aklında tutmalı ve kesin olarak niteli (örneğin madde ve özlerdeki güçler) ve niceli (örneğin vasıflar, etki ve tepkiler vs.) ayırabilmelidir. Eğer kaos yaratmak istemiyorsa, bu iki kavramı asla karıştırmamalıdır.
Hatırlayın! Maji nicelik ve mistisizm niteliktir! İlerleyen bölümlerde niceliklerden bahsettiğim zaman, daima majiyi kastetmiş olacağım. Etkilerden, vasıflardan, erdemlerden vesaireden konuşurken de mistisizmi kastetmiş olacağım. Bu, dünyanın başlangıcından beri evrensel bir kanun olmuştur ve sonuna kadar böyle olmaya devam edecektir
Devamını Oku »

TASAVVUF




Tasavvuf

Tasavvuf, sufilik, halk deyimi ile sofuluk (Arapça: صُوفِية sufiyye) (Farsça: تصوف tasavvuf) (Farsça: صوفیگری sūfīgarī), İslam'ın iç veya mistik yüzü olarak tarif edilir.

Tasavvuf kelimesinin kökleri Muhammed döneminde keçi ve benzeri hayvanların kılından yapılmış çobanların giydiği üst kalın elbise, kepenekten geldiği söylenmektedir. Bu görüşün açıklanmasında peygamberin döneminde hiç bir sohbeti kaçırmayan ve İslâm peygamberinin tüm dini açıklamalarına daime katılan çok fakir bir bedevi grubu anlatılmaktadır. Bunlar işleri veya mecbur sebeplerden dolayı sohbete ve konuşmalara katılamayan diğer din mensuplarına İslam hakkında peygamberin konuşmalarını anlatırlarmış. Bunların kendilerini tamamen fiziki olarak da İslam'a ve dini yaşamaya adamaları her kesimin dikkatini çekmiştir. Belirgin özellikleri olan giydikleri keçi kılından olan üst kalın elbise nedeniyle suffa ehli (Ashab-ı Suffa) olarak anılmaya başlanmışlardır. Nitekim bu giydikleri elbise Arapça dilinde soffa veya suffa olarak anılmaktaymış. Yine bu görüşe göre İslam peygamberinin bahçede sohbet yaptığı etrafı açık çardak benzeri bir yapı yüzünden de tasavvuf kelimesinin türeyebileceği söylenmektedir. Zira bu yapı da soffa veya suffa olarak anılmaktaymış. Bu ifadeler kapsamında "tasavvuf" lafzı buralardan gelebilir denilmektedir ancak esasta kelimenin ruhani manası Kuran-ı Kerim'im "yaşama geçirilmiş hali, Kuran-ı Kerim'in tamamına inanıp onu yaşamak"[1] olarak tarif edilmektedir.[2]

Tasavvufun mistisizmin İslam özelindeki hali olduğunu iddia edenler olduğu gibi, mistisizmin Çin-Hindu dinlerinden gelmesi nedeni ile İslam ile tamamen farklı olduğunu iddia edenler de olmuştur. Kimilerine göre, tasavvuf şeriattan daha yüksek bir aşamayı ifade eder. Mutasavvıflar sufi olmaya çalışmışlar, tekkeler, medreseler kurmuşlardır. Sufiyâne hayat yaşamaya çalışanlara derviş de denilir. Türkler arasında Tasavvuf Batı Türkistan’da çıkmıştır.[3] İlk sufiler keşif sahibi insanlardı, mala mülke değer vermezler, bazen çıkınları bile olmadan gezer ve gittikleri yerlerde insanları dini yönden aydınlatırlardı. Batı Türkistan’daki bu ilk sufilerin bazıları, bir tarikat gütmedikleri için tarikat şeyhleri gibi isim yapmamış olabiliyorlardı
Devamını Oku »

MİSTİSİZMİN TEHLİKELERİ




Mistisizmin Tehlikeleri
Aleister Crowley

Arthur Edward Waite'e sevgiyle ithaf edilmiştir

Mistisizmin En Yüksek'e «Güvenli» Yol, majinin(1) ise En Aşağı'ya Tehlikeli Yol olduğuna dair tuhaf bir düşünce ısrarla yayılıyor ve sanki giderek taraftar kazanıyor.

Bu sav hakkında birkaç şey söylenebilir. İnsan kendine tehlikesiz bir şey hiç yapmaya değer mi diye sorabilir ve kendi mutlak mahvını hedeflemiş birini hangi tehlikenin tehdit edebileceğini merak edebilir. Ayrıca, militan mistiğin şu anki el çabukluğunda olduğu gibi, tüm Maji'yi Kara Maji olarak sınıflayanların dürüstlüğüne biraz acı bir tebessümle gülümseyebilir.
Şimdi, iki yolun literatüründe de az biraz mürekkep yalamış ve her iki yoldan adeptlerinin(2) birebir açıklamalarıyla onurlanmış biri olduğunu iddia eden biri olarak inanıyorum ki ben bu iki yolu epey bir dengeye getirebilirim.

İşte majikal teori: Sonsuzluktan ilk kopuş dengelenmeli ve böylece düzeltilmedir. Demek yanılsamanın yaratıcısı «Yüce Majisyen» Yaratıcı Maya(3) ile yüz yüze çarpışmak gerekir. Fakat «eğer İblis, İblis'e karşı gelirse krallığı nasıl ayakta kalacaktır?» İkisi de yok olur: yanılsama kalmaz. Matematiksel olarak, 1 + (-1) = 0'dır. Bu yol Tarot'ta Magus'la, sayısal değeri 1 olup 0'dan ilk ayrılış olan ama Beth'e, 2'ye, Bilgelik Tanrısı Merkür'e gönderimde bulunan kartla, Maji ve Hakikatle sembolize edilir(4).

Bu Magus, hem Majisyen, hem de Liber 418'de (Equinox, No. V., Özel Ek, sf. 144) açıklanan «Büyük Majisyen» olarak çift özelliğe sahiptir.
Oysa mistiğin formülü daha basittir. Matematiksel olarak formülü 1 - 1 = 0'dır. O, denize atılan bir tuz tanesi gibidir; çözülme işlemi, elbette majisyenin temaşa ettiği dünyaların şokundan daha kolaydır. «Otur ve kendini Tanrı'nın huzurunda toz gibi hisset; hayır, tozdan da az, bir hiç olarak»; işte mistiğin yönteminin herşeye yeten basitliği. Ne yazık ki birçok insan bunu yapamaz. Yapamadığınızı ısrarla dile getirdiğinizde mistik, büyük ihtimalle size sadece omuz silkecek ve yüzünü başka tarafa çevirecektir.

Bu yol Tarot'ta, aynı zamanda hem Mistik hem Sonsuz anlamına gelen «Abdal» kartıyla sembolize edilir(5).

Bu sorun bir yana, formül hiç bir şekilde göründüğü kadar basit değildir. Mistik, «Tanrı»nın gerçekten «Tanrı» olup O'nun suretini maske edinmiş kötü bir cin olmadığına nasıl emin olacak? Örneğin elimizde Huss'u(6) «Tanrı»sına kurban eden Gerson var; mistisizmle basit bir hobiden öte ilgilenmiş modern bir gazetecinin «Mistik hayat en yüksek seviyesinde inkâr edilemez biçimde bencildir» demesi var. Yine bir başka yazıda bahsedilen, Evren'i eleştirmeyi sonunda bırakıp, «Sadece Jock ve ben kurtulacağız ama Jock hususunda o kadar emin değilim,» diyen yaşlı bir bayan, doksan dokuz yaşında olduğu halde sözde telif hakkının sözde ihlalini ağzından köpükler saçarak karşılayan bir başkası ve yine onun kadar hassas olup adının bu satırların yazarınca anılmasıyla sara nöbeti geçiren bir örnek var; eğer bunlar gerçekten de Tanrı'yla «birleşmiş» ya da Tanrı'nın «içinde erimiş» kişilerse, nasıl bir Tanrı bu?

Galatalılar'da(7) anlatılır ki Ruh'un meyveleri barış, aşk, neşe, sabır, nezaket, iyilik, itikat, uysallık, ölçülülüktür; başka bir yerde ise «Onları, meyveleri sayesinde tanıyacaksınız» denir.
Bu durumda kötü işlerde bulunan bu kişilerin ya sahtekâr olup kesinlikle aydınlanmamış olduklarını ya da şeytanla bir olduklarını düşünmeliyiz.

Bunlar, Liber 418'de (Equinox, No. V., Özel Ek, sf. 119 ve devamı) derinlemesine işlenen «Sol El Yolu Kardeşleri»dir(8).

En önemli alametleri kendilerini özel saymalarıdır. «İnsan biziz.» «Tek yol bizimkidir.» «Bütün Budistler günahkardır». Spiritüel kibrin çılgınlığı.

Majisyen bu korkutucu kibir batağına mistik kadar kolay düşmez; o kendi dışındaki şeylerle ilgilidir ve kibrini düzeltebilir. Gerçekten de o sürekli olarak Doğa tarafından düzeltilir. O, Yüce Majisyen, [bilir ki] dört dakikada bir mili koşamaz! Mistik münzevi ve dışa kapalıdır, sağlıklı mücadeleden uzaktır. Oysa bizler okul öğrencileriyiz, kafamız şiştiğinde futbol sahası bizi bekler. Mistik bir engelle karşılaştığında 'mış gibi yapar'. Bunun «sadece yanılsama» olduğunu söyler. Bir morfin bağımlısının mutluluğuna, bir felçlinin kuruntularına sahiptir. Bir gerçekle yüzleşecek gücü yitirir, kendi hayal gücünden beslenir, kendi kendini aydınlandığına ikna eder. Bu konuyla ilgili kendine muhalefet edildiğinde, küser, kinci ve garazlı olur. Eğer Bay X'i eleştirirsem feryadı basar ve beni arkamdan vurmaya çalışır; eğer Madam Y'nin pek de Azize Teresa olmadığını söylersem, öyle olduğunu göstermek için bir kitap yazar.

Böyle insanlar tıpkı Milton'ın(9) daha az tehlikeli türden ruhsal rehberler için yazdığı gibi: «şişmiştir içleri yelle, solurlar leş buğuları, çürümüştür içleri, saçarlar kötü kokuları,»
Bunların sefil takipçileri ve taklitçileri içinse sıfatlar kifayetsiz kalır. Bütün evren onların «ahmak yüzlerini yansıtan bir ayna»dan başka bir şey değildir; Sir Palamedes'in(10) aksine, ona sadece hayran olurlar. Ahlaksal ve ruhsal Narsisler(11) olarak yanılsama sularında yok olurlar. Napoli'de avukatlık yapan bir arkadaşım bana bu kendine hayran olmanın bittiği yer hakkında birçok tuhaf hikaye anlattı.

Kötülüğün işleyişindeki incelik kendini özellikle neofitlerin(12) Kara Biraderler(13) tarafından yakalanma yöntemlerinde gösterir. Abartılı bir hûşû, konuşmada bir ağda, anlamsız ata sözleri ve kirli tapınağın üstünde sahte bir kutsallık perdesi. Ustalıklı taklit kendini asalet, kafası karışık ortaçağcılık derinlik gibi gösterir; laf ebeliği uzmanlık sayılır, tılsımlar fazilet timsali ukala Farisi'nin artar hımmm'larıyla(14).

Bu tavra, bütün insani erdemlerden yoksun olma eşlik eder. Majisyenlerin en üstünü, insanlık kapasitesi içinde hareket ederken, bir insan nasıl davranmalıysa öyle davranır. İyi kalpliliği ve duygudaşlığı öğrenmiştir. Diğerkamlık sık sık giydiği bir kıyafettir. İşte mistik, bundan yoksundur. Aşağı planları(15) yukarı planlara çekmeye çalışırken, bir majisyenin asla yapmayacağı bir hatayı yapar, aşağıyı ihmal eder.

Rahibe Gertrude ne zaman bulaşıkları yıkama sırası ona gelse çok özür dileyerek tam o anda ilahi bir törenle Kurtarıcı İsa ile nikahlandığını söylerdi.

Yüzlerce mistik kendilerini tamamen ve sonsuza kadar kapatıyor. Toplumu yalnızca refah üretme kapasitelerinden değil, sevgilerinden, iyi niyetlerinden ve en kötüsü bir örnekten ve ilkelerinden mahrum bırakıyorlar. İsa, kariyerinin doruk noktasında müritlerinin ayaklarını yıkamaya zaman bulmuştu; bütün planlarda bunu yapmayan herhangi bir Üstad, bir Kara Birader'dir. Hindular, bir insan ve vatandaş olarak görevlerini layığınca yerine getirmeden «Sannyasi» (bizim münzeviye benzer) olan hiç kimseyi onurlandırmazlar. Cinsel perhiz ahlak dışıdır ve bu kişi Yol'daki en büyük zorluklardan birinden hileyle kaçmaktadır.

Aşağı planların zorluklarından kaçanlara dikkat edin; çünkü büyük ihtimalle yüksek planların zorluklarından da kaçıyorlardır.

Yol'un kendine has tehlikelerini yazmaya yerimiz yetmez: her öğrenci, her adımında kendi kişisel zaaflarını yansıtan tahriklerle karşılaşır. Ben bu yazıda yalnızca yolun bir parçası olup onun doğasına içkin tehlikelerden bahsettim. Bir an için bile en zayıftan yoldan geri dönmesini veya çıkmasını istemiyorum, ama en güçlüden şu doğru şeyleri uygulamasını istiyorum: Öcelikle, hem bakış açılarında hem de yöntemde şüpheci ve bilimsel bir tavır; ikincisi, bir atletin ve kaşifin anladığı anlamda sağlıklı bir hayat; üçüncüsü, insanlarla içten dostluklar ve hayata, işe ve ödevlere adanma.
Bir gram düzgün gururun, bir ton sahte alçakgönüllülükten daha iyi olduğunu aklından çıkarmasın. Bir gram düzgün alçak gönüllük, bir gram düzgün gurura eşit olsa da çalışan birinin ikisiyle de uğraşacak zamanı yoktur. Ayrıca İsa'nın «Tanrı'yı bütün kalbinle, komşunu ise kendinmişçesine sev» yasasını hatırlasın.[1]

Notlar

1- Maji - yüksek büyü, havass, sihir
2- Adeptler - Üsta Majisyenler, Üstatlar
3- Uzak Doğu felsefesinde yaşam ve dünyada fani olan herşeyin kökeni
4- Magus veya Majisyen, ikinci Tarot karttır çünkü O sayılı kart ondan önce gelir (en azından Altın Şafak Tarot dizişinde), tekabül ettiği gezegen Merkür ve harf "B"dir.
5- 0 sayılı Arkana Major (Büyük Sır) Tarot kartı Abdal/Aptal aslında Altın Şafak Tarot dizilişinde en yüksek konumda mistiktir
6- Jean Charlier de Gerson (1363-1429) verdiği kararla Katolik Kilise namına din reformcusu Jan Huss'in (1369-1415) aforoz edilip diri diri yakılmasına neden olmuştu.
7- İncilin sonlarında Tarsuslu San Pol'un Galatalılara verdiği bir vaaz.
8- Sol El Yolu - Yaygın olarak yanlış kullanılan bu okült tabirin kökeni Tantrik Vama Marg'dan kaynaklanmaktadır. Sağ El Yolu, Ananda Marg özellikle cinsel yoga ile ilgili Tantrik uygulamaları sembolik olarak uygulayan riyazet ve cinsel perhize dayayan bir yoldur. Vama Marg ise cinsel enerji ile en yüksek mistik birleşmeyi ve diğer Tantrik hedefleri tamamlamaya çalışır. Burada "sol" kundalini kanalının solundaki dişi (aysal pranayı taşıyan) kanalı, dişi enerjiyi ön plana aldıkları için kullanılır. Ancak özellikle püriten Teosofistler tarafından Sol El Yolu, şer güçlere dönük kara büyücüler için kullanılmıştır. Bunun sebebi kurucuları Blavatsky, cinselliği hayvansal bir dürtü ve Tantra'yı şer ve karanlık bir yol olarak değerlendirmesinden kaynaklanmaktadır. Ne yazık ki bu tuzağa en son düşmesi gereken Crowley de düşmüş ve bu terimi teknik açıdan yanlış şekilde kullanmıştır.
9- John Milton (1608-1674) Ünlü İngiliz şair.
10- Sir Paramedes Sarasen (Müslüman) Şövalye - Aleister Crowley'nin kısa hikayelerinden biri. Sir Palamedes, efsaneye göre Müslümanlıktan Hıristiyanlığa geçip Kral Artur'un şövalyelerinden biri olmuştu.
11- Narsis - Mitolojide suda kendi yüzünü görüp aşık olan genç. Aşk tanrıçasını reddettiği için cezalandırıldı.
12- Neofit - Latince yeni başlayanlar. Altın Şafak cemiyetinde ilk giriş derecesi. Okült çaylak, çırak.
13- Kara Biraderler - Daha çok Dennis Wheatley gibi kara büyü ve fantastik türü romancıların anlattıkları şer güçlere adanmış bir kardeşlik.
14- Aleister Crowley isim vermezse de diğer yazılarından anlaşılıyor ki her zamanki gibi Artur Edawrd Waite adında Mistik, Hermetik, Simya, Masonluk vs. edebiyatında bir sürü eser çıkarmış bir Altın Şafak üyesini eleştirmekte.
15- Planlar - okült edebiyata yaşadığımız ortam fizik planı veya alemidir. Bunun dışında gözle görülmeyen planlar vardır. Fizik planın üst bölümü eterik plandır. Ondan sonra insanın duygusal şuur alanını içeren astral plan, zihinsel şuur alanını içeren mental plan, ruhsal şuur alanını içeren ruhsal plan vs. vardır. Üst planların titreşimleri yüksekti alt planların titreşimleri düşüktür. Bu konuda özellikle Teosofistler bir sürü inceleme yapmıştır.

KAYNAKLAR :
http://www.hermetics.org/Crowley1.html
Devamını Oku »

19 Ocak 2016 Salı

MİSTİSİZM




Mistisizm

Mistisizm, Yunanca μυστικός (mystikos) yani Eleusis Gizemlerine "katılan kişi" (initiate) ve gizemlere katılım anlamına gelen μυστήρια (mysteria) terimiyle ilişkilidir. Sözcüğün kökeni hakkındaki görüşlerden biri Yunanca'da dudak ve gözleri kapamak anlamına gelen mueinden geldiği yönündedir.[1] Ancak günümüzde mistisizm sözcüğü Eleusis gizemlerinden daha çok Neoplatoncu manevi gerçek veya Tanrı ile doğrudan deneyim, sezgi veya içe bakış yoluyla özdeşleşme veya yeni bir idrak düzeyine varma anlamında kullanılmaktadır. Bu deneyim yoluyla bilgeliğe ulaşılır.
Devamını Oku »

Yukarı Git