1 Mart 2016 Salı

UFO'LAR HAKKINDAKİ AÇIKLAMALAR



UFO Hakkındaki Açıklamalar

Mantık ve sağduyu ile bakıldığında elde olan bazı UFO olayları büyük yara almaktalar. Bir başka gariplik daha var; Uzaylıları gören tanıkların çoğu onların duvarlardan geçtiklerini, birden ortaya çıkıp, yok olduklarını anlatmaktalar sanki bir başka boyuttan gelir gibiler. O zaman da ortaya uzayda yolculuk değil, boyutlar arası ilişki alternatifi çıkmaktadır. Şimdi bu noktadan yola çıkarak olasılıkları sıralayalım;
a) Uzaylılar dediğimiz başka tür canlılar, bizim dışımızdaki bir boyuttan gelmekteler. Belki de aynı gezegenin üzerinde yaşıyoruz. Ama farklı zaman ve mekanlardayız. O zaman bizlerin dünyayı mahvediyor olmamız onları da ilgilendirmektedir. Kendilerini saklamaları ise, bizim boyutlar arası geçiş tekniğini öğrenmememiz için olabilir. Bu bağlamda, Isaac Asimov'un "The Gods Themselves / İşte Tanrılar-Altın Kitaplar" adlı eseri etkin olduğu kadar da yol göstericidir.

b) İkinci bir olasılık, UFO'ların ve içindekilerin çok uzak bir gelecekteki bizler olduğumuzdur. Yani zaman yolculuğunu çözümleyen geleceğin insanlarıdırlar. Önemli olmayan ve kırsal kesimde yaşayan içimizden birilerini özellikle kaçırmaktalar ve belli deneylerde bulunduktan sonra yeniden doğal ortama salmaktalar. Belki de bizim yunus ve balinalara yaptığımız gibi işaretleyerek dönem dönem kontrol ediyorlar. Resmen ortaya çıkmamaları ise, tarihi değiştirmemek yani geleceği etkilememek için olabilir. Çünkü biz onların geçmişiyiz.

c) Aynı varsayım, dünya dışı canlılar yani bir başka yıldız sisteminden gelenler için de geçerli olabilir. Fakat o zaman da ortaya çözümlendiğine inanılması mümkün olmayan bir sorun geliyor, o da evrende yolculuk yapabilmenin imkansızlığıdır. Öylesine büyük ve sınırsız bir evrende bulunuyoruz ki, bilinen teorik veya pratik tüm hız teknikleri ve olasılıkları dahi uzayda bir yerden bir yere gitmeye yeterli değildir. Işık hızı dahi evrende yol almak için yeterli değildir. En yakın yıldız Vega'ya ışık hızıyla gidip gelmek bize göre 8 yılın üzerinde bir zaman gerektirir ve bu arada da dünyada zaman çok daha hızlı ilerleyecektir. Işık hızı ötesi hız yöntemleri yani düşünce hızı, transportasyon yani ışınlama veya hiper uzay yani uzay altı yaklaşımları veya teorik olarak varlıkları bilinen kara deliklerin kullanılması henüz spekülatif bile değildir. Ve geriye tek bir hayal kalır, o da bizim hayal ufkumuzda dahi olmayan hiç düşünülmedik bir tekniğin varolmasıdır. Ama bu da spekülasyon bile değildir. UFOLOG'ların buna cevabı daha cesurcadır; Neden olmasın? Nasıl emin olabiliriz ki?

d) Psikolojinin temel isimlerinden Carl G. Jung'un yaklaşımı bir başka yöndedir. UFO'lar bizim olmasını istediğimiz bilinçdışı veya altı zihinsel ürünlerdir, işte bu yüzden insansı özellikler taşırlar. Yani yaşanan olaylar insanların yarattıkları düşünce formlarıdırlar. David Alexandre adlı Fransız gezgin 14 yıllık Tibet anılarında, düşünce geliştirme formlarıyla somuta dönüşen bir rahip görüntüsünü (Tulpa) ve tanıklarını uzun uzun anlatmaktadır. Bir diğer anlamda ise, UFO'lar insanların sosyal baskılara ve sürekli kötüye giden dünyaya karşı psikolojik olarak üretilen kurtarıcı düşüncelerdir. Burada bireylerin korku ve umutları bir arada bulunur. Fakat buna iki şekilde karşı çıkılmaktadır, ilkinde tüm kaçırılma olaylarındaki ortak özelliklerdir yani bölgesel ve kültürel farkların olmasıdır, ikincisi ise UFO'ların insan dışı araçlarda yani radarlarda görülmesidir. belki de bu yaklaşım bir sentez olabilir ama aslında bir karmaşayı yansıtmaktadır.
Devamını Oku »

UFO GERÇEĞİ



UFO Gerçeği

UFO (Unidentified Flying Objects); yâni Türkçe adıyla, "Tanımlanamayan Uçan Cisimler". Yarım asırdan fazla bir süredir insanların en büyük merak konularından biri UFO'lar ve yeni bin yılda da en fazla ilgi odağı olacak gibi gözüküyorlar. Gerçek ya da değil; bir tek şey var ki o da UFO'ların güncelliğini hala ilk günkü gibi korumasıdır. Ve bu güncellik hiç bitmeyecek bir sürecin içinde varlığını sürdürecektir.

UFO Nedir

Bir çok fenomenlerde anlatıldığı üzere, bu tanımlanamayan uçan cisimler kimi zaman bir daire şeklinde, kimi zaman çok büyük boyutlarda bir elips ya da bir puro şeklinde görülmektedirler. Bir zamanlar hayal gücünün ve bilinçaltının insanlara bir oyunu olarak yorumlanan bu olgu, bugün inkar edilememektedir. Televizyon kameraları karşısında bilimselliği ve somut gerçekleri savunan ve bir adım geri basmayan, UFO olayını görmezlikten gelen bilim adamları, profesörler vb. kişiler, televizyon kameraları stop düğmesine bastıkları andan itibaren de bu olguyu onaylayıcı bir tavır sergilemektedirler.

UFOAma son yıllarda kamuya açılan resmi dosyalar, hükümet bazındaki sözcülerin konuşmalarında UFO'larla alay ettiği dönemlerde bile konunun ne kadar ciddiye alınmış olduğunu göstermektedir. O dosyalar çok şey anlatmakta ve hem görgü tanıklarının, hem de bilinmeyen gök cisimlerinin radarda izleme olaylarının kayıtlarını içermektedir. Bu kayıtlarda askeri jetlerin UFO'ları kovalarken nasıl başarısız olduklarından tutunda, köylerdeki saman yığınlarının üstüne inenlere kadar bir dolu kanıt bulunmaktadır. Bu belgeler çeşitli tanımları içermektedir ve bu tanımlamalar da yanlış olmadığı gibi, hayal ürünü de değildir ve o cisimler dünyadaki hiçbir şeye de benzememektedir.

Bir de son zamanlarda en çok UFO'lar tarafından kaçırılma olaylarının öne çıktığı görülmekte, kişiler yaşadıkları bu olayları anlatabilmek için olmadık yollara başvurmakta ve inandırabilecek birilerini bulabilmek için amansız bir mücadele vermektedirler. Kaçırılma konusu, daha az somut kanıt sunan bir konudur ve araştırmacılara göre, gerçek fiziksel anomalilere dayalı psikolojik olgulardır.

UFO ZİYARETLERİ

İlk Ziyaretler

Birçok yorumcu modern UFO çağının 1947'ler de başladığını iddia etmektedirler ama, asıl çağın başlama tarihi 1880'de, sanayi devriminin doruğuna ulaşılırken başlamıştır.

UFO

Aslında olayın özüne inecek olursak, UFO'lar çok daha uzun süredir etrafımızda dönüp durmaktadırlar. Günümüzde bazı Kutsal Kitap alıntıları, kimi satırlar doğaüstü varlıkların uçurduğu cisimlere atıflarla doludur. 1880'den Birinci Dünya Savaşına kadar olan bölüm ise, bu olgunun en açık seçik örneklerini gözler önüne sermektedir.

Ufo Trees16 Mart 1880 akşamı, çok büyük bir pervaneye sahip, puro biçiminde bir hava taşıtı New Mexico'da üç kişi tarafından gözlemlenir. Bu üç tanık, hava taşıtındaki insanların bilmedikleri bir dili konuştuklarını, gülerek kendilerine seslendiklerini ve on kişi olduklarını belirtmişlerdir. Hatta bu kişiler gemideki kişilerin davranışlarını sarhoş davranışlarına benzetmişler ve gemiden aşağı onlara, birinin üzerinde uzak doğu yazısına benzer bir yazı olan ipek ya da saten benzeri bir kağıt, birine güzel bir çiçek ve diğerine de acayip bir işçilik ürünü olan fincan atmışlar. Hava taşıtından atılan bu nesneler hemen o üç kişi tarafından alınmış ve bir depoda diğer insanlara teşhir edilmiş. Aradan birkaç saat geçmeden depoya gelen bir yabancı eşyaları incelemiş ve onların Asya kökenli mallar olduğunu, kendisinin de bu tip şeylerin koleksiyoncusu olduğunu belirterek bayağı yüksek sayılabilecek bir meblağı depo görevlisine vererek eşyaları satın almış ve ortadan kaybolmuştur. Bu tip yaklaşımlar yaşanan cisimli UFO olaylarından sonra hep olagelmiştir. Günümüzde bu tip insanlara giyim şekillerinden dolayı “Siyahlı Adam” denilmektedir.

Daha sonraları buna benzer olaylar muhtelif tarihlerde gelişmiştir.


İkinci Ziyaret Döneminin Başlaması

1880'den 1947'ye kadar olan sürede yaşananlar, 47 ve sonrasında adeta istila halini almıştır. Kayıtlara geçen ve geçmeyen binlerce yaşandığı iddia edilen olaylar, çok kabarık bir arşivi de beraberinde getirmiştir.

1947'nin 24 Haziran günü ABD'nin Washington Eyaleti pırıl pırıl bir gün yaşamaktaydı. Bu havanın temizliği ve berraklığı Cascade Dağlarını daha bir güzel hale getiriyordu.

Otuz iki yaşında bir iş adamı olan Kenneth Arnold, aynı zamanda da dört bin saati aşkın bir uçuş tecrübesine sahip olan bir pilottu. Arnold, aynı zamanda tek motorlu bir Callier marka uçağa da sahipti. Bulana 5000 $ ödül vaat edilen  deniz piyadelerine ait bir uçağı aramak için o gün gökyüzündeydi. Arnold' un uçağı dağ uçuşları için tasarlandığından, bu tip uçuşlar için de ideal bir araçtı. Arnold, düşen Curtiss C-46 komando nakliye uçağını aramaya başladı. Uçak  dağlarda bir yerlerde kaybolmuştu ve o güne kadar da bulunamamıştı. Arnold da o uçağı bulamadı ama; başka bir şey buldu, daha doğrusu, o şey gelip onu buldu!

Arnold dağın üzerinde dönüş yaparken, son derece parlak bir ışık, uçağının yüzeyini aydınlatınca şaşırır kalır. Önce yaklaşmakta olan başka bir uçağa çarpmakta olduğunu düşündü ve telaşla o uçağı yaklaşık otuz saniye boyunca aradı, kendini çarpışmadan korumaya çalıştı. Gerçekten de bir uçak gördü! Bu, bir DC-4'tü ve Arnold, onun San Francisco Seattle tarifeli seferini yapan uçak olduğuna karar verdi. Ama iskele tarafında ve gerideydi ve de o ışık oyununu onun yaptığı düşünülemezdi.

Bunları düşünürken, bir ışık daha çaktı, bu sefer Arnold ışığın tam nereden geldiğini saptayabildi. O tarafa, o çizgiye doğru yöneldiğinde, şaşkınlıktan ağzı bir karış açık kalmıştı. Doruğun üzerinde inanılmaz hızla formasyon uçuşu yapan bir grup çok parlak cisimler görüyordu.

Aralarındaki mesafe yaklaşık yüz mil civarındaydı ama, onları tam olarak göremiyordu ancak cisimler kendisine doğru yaklaşmaktaydılar. Arnold, son saniyeye kadar onları formasyon uçuşu yapmakta olan jetler olduğunu zannediyordu. Ve dokuz adet olduklarını görebildi. Çapraz bir dizilişle yaklaşıyorlardı ve formasyonlarında ilk dördünün arasındaki uzaklıklar eşit, sonraki beşli grup ise daha seyrekti. Fakat Arnold'un fark ettiği yalnızca bu değildi, daha tatsız bir durum daha fark etmişti bu da yaklaşan uçakların hiç birinin kuyruğu yoktu ve çok değişik bir formasyonda uçuyorlardı. En öndeki diğerlerinden daha üstte ve sanki rüzgarda savrulan uçurtmalar gibi ya da su üstündeki hız tekneleri gibi daha doğru bir ifade ile bir kaz sürüsünün uçuşu gibi bir formasyon almışlardı.

UfoBu uçakların etkileyici bir başka özellikleri de, ikide bir kanatlarını eğmeleri ve yüzeylerinden o mavimsi beyaz ışığı fışkırtarak uçmalarıydı, Arnold'a göre! Arnold, ilk başlarda o ışığın onlardan geldiğini düşünememiş, kanatların pırıl pırıl cilalı yüzünde güneşin yansıması olarak yorumlamıştı. Arnold'a göre uçuşun yönü hiç değişmiyor, ama cisimler tek tek dağ doruklarının arkasına girip girip çıkıyor, bazılarının önünde, bazılarının ise arkasında uçuyorlardı. Dokuzu birden gözden kaybolduğunda, Arnold'un kafası iyice karışmış, Hava Kuvvetlerinin bir teknolojik mucize yarattığını düşünmüştü. Bundan sonra ne yaptığı işe ne de 5000$'a konsantre olamıyordu, bir an evvel aşağıya inip gördüklerini arkadaşlarına anlatmalıydı.



Arnold, Tarihe Geçiyor

Arnold iniş yaptıktan sonra, bu garip olayı arkadaşlarına anlattı ve aralarında saatler süren bir durum muhakemesi yaptılar. Fakat herhangi bir sonuca varmaları imkansızdı ve olay daha yüksek makamlara intikal etti ve iş gazetelere kadar yansıdı. Ve bir ajans haberinde olayı ABD'nin her yerindeki insanlar öğrenmişti. Arnold'un inanılır ve güvenilir bir insan olması, olayı daha cazip bir hale getirmiş ve herkes tarafından konuşulur olmuştu.

Arnold'un yaptığı tariflerde, gördüğü cisimlerden ”Suyun üzerinden ileriye doğru fırlattığınız bir tabak nasıl uçarsa öyle uçuyorlardı...” şeklindeki ifadesinden “uçan daire” tabiri da doğmuş oluyordu.

Olay tüm dünyadaki basının hayal gücünü bir anda esir almış, normal olmayan olaylarının hazırlıksız kurbanlarından pek çoğu gibi, Arnold da istemeyerek bir basın gösterisi başlatmıştır. Böylelikle de bu olayın kahramanı olarak tarih sayfalarındaki yerini de alır.

FBI, Etkilenmiyor

Bu olayın yankıları sürerken FBI ajanlarından birisi Arnold'un görmüş olduklarının gerçek olduğu tezini savunur ve bu kişinin yalan söyleyerek kazanacaklarının kaybedeceklerinden daha az olacağına ve böyle bir yalan konuşmaya ihtiyacı olmadığını savunmuştu.

Daha sonra, 22 Mart 1950' de FBI'dan Guy Hottel, patronu J. Edgar Hoover'a, “Uçan Daireler” başlıklı yolladığı  garip bir yazıda şunlardan bahseder :

“Bir Hava Kuvvetleri araştırmacısı, uçan daireler diye bilinen şeylerden üçünün New Mexico'da ele geçtiğini söylemiştir. Bunların yuvarlak biçimde olduğu, ortalarının biraz yüksek olduğu, ortalarının biraz yüksek olduğu, çaplarının yaklaşık 50 feet civarında olduğu belirtilmiştir. Her birinin içinde, insan biçiminde, ama boyları yalnızca 1 metre olan, çok ince metalik giysiler giymiş üçer ceset bulunmuştur. Bu cisimlerin New Mexico'da bulunmasının, hükümetin o yörede çok güçlü bir radar tesisine sahip olmasından, bu radarın uçan dairelerin kontrol mekanizmasını etkilemesinden ötürü olduğu sanılmaktadır.”

Bu kadar olağanüstü bir haberin nedense FBI hiyerarşisi tarafından pek de ciddiye alınmadığı söylenebilir.

Garip olan; böyle bir olayın o tarihlerde ki kurgubilim film yapımlarının henüz o düzeyde olmadığı, dolayısıyla da UFO'ların düşmesi konularına atıfta bulunulamayacağı savı kuvvetlidir. Ama ondan sonra, Amerika'da insan kaçıran UFO raporlarında bu yaratıklar bir standart oluşturdu. Söz konusu yazı gizlice yollandığı sıralarda, dünyanın ilk UFO kitabı olan Uçan Daireler Gerçektir adlı kitap piyasaya sürüleli henüz bir iki hafta olmuştu. Bu kitabın yazarı olan eski bir deniz piyade subayı Donald Keyhoe, kitabında olayın örtbas edilmekte olduğuna dair suçlamalarda bulunmuş ve büyük sansasyon yaratmıştı.

Roswell Olayı

Olay New Mexico'nun Roswell bölgesinde 1947 yılının 4 Temmuz saat 23:30 sıralarında cereyan eder. Bu tarihte William Mc. Brazel adlı bir çiftçinin arazisinde bir UFO yere çakılır. Brazel, UFO'dan etrafa dağılan parçaları görünce olayı yetkililer haber verme ihtiyacı hissediyor ve 5 Temmuz 1947 günü askeri yetkililer inceleme için bölgeye geliyorlar, bölgeyi de ziyaretçilere kapatarak uzay cismine ve içinde bulunduğu iddia edilen cesetlere el koyuyorlar.




UFOÇiftçi Brazel, aynı gün arazisinde aynı cisme ait bir iki kalıntının daha olduğunu tespit eder. Brazel, bulduğu o kalıntıları da alarak ertesi gün, Roswell kentine gider ve yetkililer, kendisinden o parçaları da teslim alırlar. Brazel'in bulduğu parçalarla ilgili yerel bir gazete de çıkan haber üzerine yetkililer olayı yalanlayarak, kalıntıların düşen bir meteoroloji balonuna ait olduğunu açıklarlar. Amerikan hükümeti olayı basından ve halktan gizlemeye kararlıydı. Ve cesetlerle birlikte UFO'dan geriye kalanları bir üsse taşıdılar. Yıllar sonra o zamanlar orduda görevli olan kameraman Jack Barnett, tüm çevreleri ayağa kaldıran açıklamasında, cesetlere otopsi yapıldığını ve kendisinin de bu olayı kare kare kamerayla tespit ettiğini açıkladı. Bu kayıt yaklaşık 90 dakikalık olup, belki de dünyanın en büyük sırlarını gizliyordu. Tabi ki bu film, hükümet politikası gereği yıllar boyu açığa çıkarılmadı, gizli tutuldu. Hatta bazı iddialara göre dönemin başkanı Truman da otopside hazır bulunmuştur.

Fakat kameraman Barnett o kadar da saf biri değildi ve filmin bir kopyasını da kendine çıkarmayı bilmişti. Daha sonra İngiliz gazeteci ve televizyon yapımcısı Ray Santilli yüklüce bir miktar karşılığında filmi satın aldı. Bundan sonra da dünya basınını ayağa kaldıran uzaylı varlık otopsisi yavaş yavaş dış dünyaya açılmaya başladı.

Diğer UFO Ziyaretleri

Yıl: 1994

Yer: Meksika/Tepetzlan

Carlos Diaz, 1977'den beri dünya dışı canlılarla ilişki kurduğunu iddia ediyor, ama onların nereden geldikleri hakkında bir açıklama da yapmıyordu, ya da yapamıyordu. Ancak bir konuşması sırasında, onların araçlarına bindirildiğini ve dünyanın içine doğru götürüldüğünü, orada muhteşem çiçek bahçelerinin bulunduğunu, ilahi bir müziğin çalındığını ve dünyanın her tarafından getirilen yaşam türlerinin dolaştığını belirtti. Dünyadışı canlılar, dünya yüzündeki yaşam türlerini korumaya çalışarak, azalan türleri yeniliyorlar ve en büyük korkuları insanların gezegenin yüzeyini yok etmesi. Diaz, belki de UFO literatürünün en ilginç örneklerinden çünkü reklamını yapmıyor ve doğru ya da yanlış bildiklerini açıklamaktan kaçınıyordu.

UfoUFO'lar tarafından kaçırıldığını iddia edenlerin en ünlüsü, hiç şüphe yok ki Yazar Whitley Strieber'dir. Strieber, aynı zamanda Comunion'un ve Breakthrouhg'un yazarıdır. Strieber, gördüğü en otantik dünya dışı canlı görüntüsünün kendisine yollanan bir fotoğraf  olduğunu iddia etmekte ve şunları söylemektedir: “Anatomik yapıları mükemmel. Büyük siyah gözler onların yüz yüze etki gücünün yüksekliğini ve düşünce yansıtma yetilerini gösteriyor. Bu fotoğraf bana İngiltere'den yollandı, yollayan Andy isimli birisi, ama maalesef açık kimliğini bilmediğimiz için bir telif hakkı uygulayamadık. Doğru veya yanlış ya da sahte ama son derece otantik ve inanıyorum ki griler gecenin bir yarısında karşımıza çıktıklarında korkmayalım diye kendilerini bize alıştırıyorlar.”

Şimdi okuyacaklarınız, Disney UFO Gerçeğini Açıkladı başlığı altında Fenomen'in 15 Eylül 1997 tarihli 19. sayısından aynen aktarılmıştır.

Ufo Photo18-19 Mart 1995' te, Disney Şirketi hiçbir ön duyuruda bulunmadan kendi TV kanalında, bir UFO belgeseli yayınladı, alışılmış ön anonslar yapılmadan yayın beş eyalete (Connecticut, Tennessee, Alabama, Florida ve California) yapıldı. Belgesel inanılmazdı; Yayının hemen öncesinde Disney' in en üst düzeyinden Michael Eisner, ekrana gelerek şaşırtıcı bir açıklamada bulundu ; “İnsanoğlu, tarihinin en önemli olayının tam ortasındadır; diğer gezegenlerdeki zeki yaşamla kurulan gerçek bir ilişkiden söz ediyorum... Uzak galaksilerdeki zeki yaşamın temsilcileri şimdi insan ırkı ile açık bir ilişki kurmanın gayreti içindeler ve biz bu akşam sizlere bu olayı göstereceğiz... Bizim algılarımızın çok ötesindeki sınırsızlıklarda varolan zeki varlıklar, insanlığın Galaktik birliğe katılması için işaret veriyorlar, bu harika bir çağrı ama aynı zamanda da korkutucu... Uzaylıların araçları dalgalar halinde geliyor ve son birkaç yıl gösterge olarak kabul edilirse, Dünya planeti gözlem deneyinin zirvesine ulaşacak. 1947 yılının başlarında canlı yaratıklar tarafından yönetilen dev uzay gemileri dünyaya ulaştılar; onların fizik düzeyi Galaktik yolculuklara izin veriyor ve dünyanın atmosferinde inanılmaz bir hızla uçabiliyorlar. Bir ve birden fazla uzay aracı dünyada kaza yapmıştır ve bu olaylar ABD Askeri Araştırmaları nedeniyle örtbas edilmektedir... Roswell olayı gerçektir ve üç dünya dışı canlı orada kazadan kurtulamamıştır. Enkaz ve ölü uzaylılar özel bir soruşturma komitesinin çalışması sonucunda gizli bir yere taşındılar; operasyona ‘Majestik 12' adı verilmiş ve organizasyon bizzat Başkan Truman'ın emriyle gerçekleşmişti ve bundan sonra hükümet kesin bir bilgi vermeme kampanyasını başlattı.

Tüm hükümetler kendi otorite anlayışları içersinde hareket ediyorlar ama dünya dışı canlılarla ilişki saf dinamitle oynamak anlamına gelmektedir. Başkan Jimmy Carter, ofisinin ABD Başkanlığı olduğunu sanıyordu, ekibi ise uzaylılarla ilişkinin resmen açıklanmasının yararlı olduğuna inanıyor ve gayret gösteriyordu. Bir iç Hükümet belgesinde betimlendiği gibi, bazı güvenlik sırları  Beyaz Saray' ın hukuki varlığının dışındadır. 1975 yılı Kasım ayında, hemen her Stratejik Hava Komutanlığı üssü UFO'lar tarafından ziyaret edildi. Hükümet kaynaklı eğilimler, askeri ve bilimsel yöneticilerin yarım yüzyıldır süren dünyalılarla uzaylıların ilişkisini açıklayan resmi belgelerin artık açıklanmasının istendiğini gösteriyor. İstatistikler gösteriyor ki, önümüzdeki beş yıl içinde çok büyük bir olasılıkla dünya dışı ilişkilerle karşılaşacaksınız. Bir çok Amerikalı dünya dışı uzay araçlarına binerek, yenilikleri keşfetmekten büyük mutluluk duyacaktır...

Eisner' in inanılmaz açıklaması tüm uygar ülkelerde büyük şok yarattı çünkü Disney bugüne kadar saygınlığını hiç azaltmadan koruyabilmiş nadir kuruluşlardan biriydi ve çizgi-filmlerin ötesinde dünyanın en ciddi ekonomi tröstleri listesinin ilk satırlarındaydı. Bazı UFO araştırmacıları Disney Belgeseli'nin gizli bir deney olduğunu düşünüyorlar, bu şekilde toplumun tepkisi ölçülüyor ve UFO Gerçeğinin resmen açıklanmasıyla patlayacak devrime kitlelerin uyum yeteneği araştırılıyor.

Ve Aldatmacalar

Bugüne kadar dünya basınında ve halk arasında UFO'larla ilgili bir çok fenomen ortaya atılmıştır. Bunların bir kısmı doğru olsa da bir kısmı gerçek değildir. UFO olayında da, gerçek anlamda bilinemeyen her olayda olduğu gibi, aldatmacalar düzenlenilmesi mümkün olabilmektedir.

Kaynak: Zamandayolculuk

Devamını Oku »

EKİPMANLARIM



NIKON COOLPIX P900





CANON 600 D / DSLR  -  TAMRON  SP 70-300 mm F/4-5.6 Di VC USD TELEFOTO  




CANON POWERSHOT SX 270 HS




PANASONIC SDR H 100 78 X -80 GB HDD




BRESSER 5X50





MAKROPTİK SPOTTNG SCOPE 15-45X65










SOTEM 15 X 50 - 84 M / 1000 M




250 MW GREEN LASER POINTER















Devamını Oku »

22 Şubat 2016 Pazartesi

USO'LAR HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ




USO'LAR HAKKINDA MERAK ETTİKLERİNİZ



USO Nedir?

USOlar, gündüz veya gece faaliyet gösteren, isikli, koyu renkli ya da metalik görünüslü olan, çok çesitli sekilleri bulunan (oval, daire, küre, üçgen, yumurtamsi, silindirik vb.), dünyanin hemen her degisik bölgesinde bulunan okyanuslara, denizlere, göllere, nehirlere veya dere sularina dalan ya da sudan çikarak gökyüzüne yükselen, salt su yüzeyinde seyreden, su altinda olaganüstü hizlarla giden veya bir sekilde su ile ilgilenen (mesela, boru araciligiyla denizden su alan UFOlar gibi), hem denizalti, hem gemi, hem uçak ve hem de uzay araci özelliklerini yerine getiren kompleks ve tuhaf araçlardir.

USOlar UFO Literatürünün Yüzde Kaçini Olusturur?

En muhafazakar UFO arastirmacilari bile tüm UFO olaylarinin en azindan % 35'inin denizlerde ya da suya yakin bölgelerde meydana geldigini kabul etmektedirler (internet Alintisi, 1998; Çesitli Özel Notlar, 1999). UFO arastirmacisi Ivan Terence Sanderson'a göre tüm UFO raporlarinin yaklasik % 45'i USO gözlemlerinden olusmaktadir. Bir baska degerli UFOlojist olan Antonio Ribera ise toplam UFO olaylarinin % 50'den fazlasi USOlarla ilgilidir der (internet Alintisi, 1999).

USO Arastirmasinda Karsilasilan Metodolojik Sorunlar Nelerdir?

USOlar konusunda arastirma yapanlarin karsilastiklari sorunlar çok çesitlidir (Bord & Bord, 1989). Bunlardan en önemlisi, USO olaylarinin rapor edilebilmesi için mutlaka bir gözlemciye ya da gözlemcilere ihtiyaç oldugu gerçegidir. Çünkü, USOlar belirli bir mekan ve zamanda birileri tarafindan gözlenmis olmalidir ki, sonuçta gereken yerlere rapor edilebilsin. Kaldi ki, salt USO görmek de yetmez, çünkü bu bilginin ayrintili olarak en yakin UFO Arastirma Kurulusu'na iletilmesi zorunludur. Aksi takdirde, USO gözlemi yapilmis olsa bile, eger gerekli yerlere ulastirilamiyorsa, sonuçta bu USO raporunun hiçbir ise yaramayacagi düsünülebilir. Daha da önemlisi, mesela, gökyüzünden sulara dogru dalan cisimleri nasil siniflandirmamiz gerekecektir? Çünkü, gökten denizlere dogru pek çok cisim düsebilir, örnegin; meteoritler, uçaklar veya roketler gibi. Yani, denize her dalis yapan cisim USO olmayabilir; iste böyle yanlis yorumlanan cisimlere Identified Submarine Objects - ISO (Tanimlanabilen Denizalti Cisimleri) denilmektedir. O nedenle, USOlarla ISOlari birbirinden çok iyi ayirt etmeliyiz (Bianchini, 1996). Bundan baska, sulara gömülen her Uçandaire aslinda USO tipi bir araç olmayabilir. Daha dogrusu bu bir USO olayi degil de apaçik bir Uçandaire Kazasidir belki. Ya da geceleyin denizaltinda hareket eden isikli garip cisimler aslinda isik yayan denizalti canlilari olabilir (Cypridina Noctiluca, Coelenterates ve Crustaceans gibi). O nedenle her USO gözlemi dikkatli biçimde ele alinmalidir. Diger bir sorun ise, bugüne kadar USO gözlemlerini tasnif etmek için herhangi bir USO Siniflandirma Sistemi'nin mevcut olmamasidir. O nedenle, örnek bir USO siniflandirma sistemi üzerinde ayrintili çalismalar yapilmalidir (daha fazla bilgi için lütfen ilgili makaleye bakiniz).

USO Arastirmasina Kimler Yardim Edebilir?

Hemen her bilim dalindan gelen arastirmacilar ya da ilgili uzmanlar veya ilgili insanlar insanlar, USO raporlarinin aydinliga kavusturulmasinda önemli bir rol oynayabilirler. Basta UFO arastirmacilari ve USO taniklari olmak üzere, herkes USO gizeminin aydinlatilmasina yardimci olabilir. Örnegin, hem uçak mühendisleri hem de gemi mühendisleri göreceli olarak USOlarin aero-dinamik ve hidro-dinamik yapilarini çözmede yardimci olabilirler. Ayrica, dalgiçlar, askeri denizalti veya gemi personeli, deniz bilimcileri ve biyo-kimyagerler de degisik açilardan USO arastirmasina yardim edebilirler.

USOlar Üzerinde Çalismis Olan UFO Arastirmacilari Kimlerdir?

USOlar konusunda ilk arastirma yapan kisi Charles Hoy Fort (Fort's Books - Internet Online) olmustur. Charles Fort'un 1910 ila 1930'lu yillar arasinda yayinlanmis olan kitaplari, bu anlamda ilk USO raporlarindan ilginç örnekler tasir. 1950 ile 1960 yillari arasinda ise Alman arastirmaci Kurt Kalle, özellikle depremler ve denizlerde (ya da göllerde) gözlenen "Isikli Tekerlekler" (Sea Lightwheels) hakkinda bir çalisma yapmistir. 1965 yilinda ise Vincent van Gaddis, USOlar konusuna açikça deginen ilk arastirmaci olmus ve özellikle Bermuda Þeytan Üçgeni civarindaki USO olaylarini ele almistir. Yine, 1960'li yillarin ikinci yarisinda, Yeni Zelanda ve Avustralya çevresindeki USO olaylarini Henk Hinfelaar adindaki UFO arastirmacisi detayli biçimde toplamis ve "Spaceview" adli UFO dergisinde yayinlamistir. 1970 yilinda ise Ivan Terence Sanderson, yazmis oldugu "Invisible Residents" (Görünmez Konuklar) adli çalismasiyla bugüne kadar USOlar hakkinda hazirlanmis ilk ve tek ciddi ingilizce UFO kitabini yayinlamayi basarmistir. Bu kitap, USO gizemini enine boyuna ele alarak islemis, hem efsanelerden hem de geçmis yüzyillardan gelen USO gözlemlerini ayrintili biçimde ele almistir. Fakat Ivan T. Sanderson, USOlarin denizaltinda evrimlesen dünya kökenli bir denizalti uygarligina ait araçlar oldugunu iddia etmistir. Buna karsilik yine ayni yillarda, ünlü UFO arastirmacilarindan olan kari-koca Coral Lorenzen ve Jim Lorenzen, USOlarin, Dünyadisi canlilara ait araçlar oldugunu söylemisler ve Uzaylilarin denizaltinda kurduklari "UFO Üsleri" araciligiyla sualtinda bolca bulunan bazi mineralleri ya da madenleri kendi gezegenlerine götürdüklerini öne sürmüslerdir. Yine, 1970'li yillarda ünlü UFO arastirmacisi Antonio Ribera, özellikle ispanya ve Arjantin'deki denizalti UFO üsleri ile ilgili degerli ve ayrintili çalismalar yapmistir. USO gizemi ile yakindan ilgilenen diger önemli UFOloglar sunlardir; Gordon Creighton, Leonard Stringfield, John Keel, Manson Valentine, Fabio Zerpa, Charles Berlitz, Hugh Cochrane ve John Spencer ve digerleri. Son yillarda USO konusu ile detayli olarak ilgilen UFO arastirmacilari ise sunlardir: Porto Riko asilli A.B.D. vatandaslari olan Virgilio Sanchez-Ojeco ve Jorge Martin, Kanadali Jennifer Jarvis, A.B.D.li Larry Hatch ve Arjantinli Scott Corrales. Bunun yaninda William R. Corliss'in (1982, 1986, Science Frontiers - Internet Online), Janet Bord ve Colin Bord'un (1989) ve Timothy Good'un (1988, 1991, 1993, 1997 ve1998) ilginç çalismalari da USOlar konusunda basvuru kaynagi olarak kullanilabilir. Türkiye'de ise, özellikle 1980'li yillarda ünlü UFOlojist Haluk Egemen Sarikaya ve italyan asilli Türk UFO arastirmacisi olan Giovanni Scognamillo yapmis olduklari ilginç çalismalarla, USO olayini Türkiye'ye tanitmakla kalmamislar, ayrica ülkemizdeki USO raporlarinin derlenmesine de çok yardimci olmuslardir. Bu baglamda, Sarikaya'nin "USO-Oint" adli Türkçe UFO kitabi ve Scognamillo'nun, zamanin magazin dergilerinden olan "Ses"te yayinlanan "UFOlardan USOlara I-V" adli yazi dizisi son derece yararli olmustur.

USO Hakkinda Kitaplar Var mi?

USOlar hakkinda yazilmis kitap sayisi, neredeyse yok denecek kadar azdir. Gerçi literatürde, bu konuya uzun uzadiya deginmis olan bazi UFO kitaplari da vardir. Ama, salt USOlar üzerine yazilmis kitaplari görmek pek mümkün olmamaktadir. USOlar hakkinda yazilmis yegane ingilizce kitabin, Ivan Terence Sanderson'un Invisible Residents (Görünmez Konuklar) adli eseri oldugunu biliyoruz sadece. Bir de Sanchez-Ojeco ile Wendelle Stevens'in (1982) ortaklasa yazdiklari UFO Contact from Undersea adli baska bir ingilizce çalisma da mevcuttur ama bu kitap, temas (contactee) olaylarini içerdigi için inandiriciliktan uzak görünmektedir. Türkçe USO kitabi olarak ise, sadece Haluk Egemen Sarikaya ve arkadaslarinin (1979) yazdigi USO-Oint: Denizalti Uygarligi adli bir eser vardir. Janet Bord ve Colin Bord'un (1989) Unexplained Mysteries of the 20th Century ya da Timothy Good'un (1998) Alien Base adli eserleri ciddi USO basvuru kaynaklari arasinda gösterilebilir. Bazi eski UFO kitaplari da USO olgusunu dolayli yollardan ele almistir (Berlitz, 1974; BUFORA,1976; Burt, 1970; Cochrane, 1980; Condon, 1969; Corliss, 1982 ve 1986; Daniken, 1982; Daniken, 1983; Daniken, 1989; Devereux, 1982; Edwards, 1966; Gaddis, 1965; Hervey, 1975; Keyhoe, 1973; Leslie & Adamski, 1978; Lore & Denault, 1969; Lorenzen & Lorenzen, 1967; Lorenzen & Lorenzen, 1968; Lorenzen & Lorenzen, 1969; Moseley, 1967; Sachs, 1981; Sanchez-Ojeco & Stevens, 1982; Spencer & Evans, 1988; Steiger, 1973; Stringfield, 1977; Tacker, 1960; Vallee, 1965; Wright, 1968). Son yillarda yayinlanan bazi ingilizce eserlerde de USO olgusuna deginilmistir (Beckley, 1992; Bianchini, 1996; Bonwick & Jonathan, 1986; Clark, 1993 ve 1998; Downes & Wright, 1999; Haines, 1994; Hausdorf, 1998; Hill, 1995; Ledger, 1998; Miller, 1998; Moore, 1995; Pratt, 1996; Randle, 1995 ve 1997; Spaeth, 1998; Spencer, 1991; Stonehill, 1998; Stonehouse, 1997; Vallee, 1990). Ayrica internetten de USOlar hakkinda birtakim bilgiler elde edilebilir (Blue Book Unknowns Internet - Online; Condon UFO Report Internet - Online; Corliss Journal of Science Frontiers Internet - Online; Fort's Book of Lo! Internet - Online; Fort's Book of New Lands Internet - Online; Fort's Book of The Book of Damned Internet - Online; Frequently Asked Questions of UFOs Internet - Online; UFO Encyclopedia Internet - Online; Vallee's Passport to Magonia Database Internet - Online). Ya da piyasa da satilan ingilizce UFO cd-rom veya bilgisayar disketleri USOlarla ilgili bilgiler içerebilirler (Hatch U Database UFO Cd-Rom; UFO Anthology Volume - 1 Cd-Rom; UFOIRC UFO Info Discette). USO konusunda yardimci olabilecek bazi Türkçe UFO kaynaklari da vardir elbette (Adamski, 1999; Avedisyan, ?; Basaran & ince, 1998; Bike, ?; Bilinmeyen Ansiklopedisi, Cilt 1-10; Bilinmeyen Ansiklopedisi, Fasikül iç Kapaklari; Bilyay Vakfi, 1999; Ergüven, 1998; Hough & Randles, 1995; Ostrander & Schroeder, 1979; Planet Dergisi, Cilt 1-3; Randles, 1995; Ruh ve Madde Dergisi, Cilt 18, 21, 27, 28; Salt, 1984; Sarikaya, 1979, 1980, 1982a, 1982b ve 1985; Scognamillo, 1982a, 1982b, ?; Tokatli, 1986; Winer, 1979; Yurdözü, 1993 ve 1999). Bunlarin disinda kalan diger kaynaklar da USO arastirmasina katkida bulunabilir (Çesitli Gazete Haberleri; Çesitli internet Makaleleri; Çesitli Kisisel Dosyalari; Çesitli Özel Notlar).

USO Hakkinda Makale Yayinlayan Dergiler Var mi?

Evet, birçok UFO dergisinde USOlarla ilgili bagimsiz makalelere rastlamak mümkündür. Bu konuda arastirma yaparken özellikle eski sayilar üzerinde yogunlasmak önemli görünmektedir. Artik yayinlanmayan dergilerden Argosy, Pursuit, Proteus Journal, Spaceview, INFO Journal, APRO Bulletin, The UFO Investigator, CSI Newsletter, The Marine Observer, Notice To Mariners, UFO Review'nun bazi sayilari bu anlamda çok yararli olabilir. Yine, günümüzde halen yayinlanmakta olan UFO dergilerinden Flying Saucer Review, MUFON UFO Journal, Fate, UK UFO Magazine, AFU Newsletter, Atlantis Rising, UFO*BC Magazine, Australian UFO Reporter'in eski ve yeni sayilari USO makaleleri içermektedir.

USO Raporlari Kaç Gruba Ayrilir?

Daha önce de belirtildigi gibi USOlar için henüz bir siniflandirma sistemi yapilmamistir. Yani, USOlar bir anlamda ihmal edilmistir. Fakat, USO gözlem raporlari yine de belli basli gruplara ayrilabilir (daha ayrintili bilgi için lütfen ilgili makalelere bakiniz). Örnegin;

1. Türden USO Yakin Karsilasmalari: Suya dalan UFOlari, sudan gökyüzüne dogru yükselen UFOlari, suda yüzen UFOlari, sualtinda ilerleyen UFOlari ya da yukarida belirtilen eylemlerin en az ikisini ya da daha fazlasini birden içeren "çogul ya da kompleks" gözlemleri (örnegin, UFOnun önce denize dalip, bir süre su içinde yol aldiktan sonra tekrar yukariya çikmasi gibi - en az 3 eylem vardir bu örnekten de anlasilacagi üzere) veya suyla bir sekilde ilgilenen UFOlari tanimlar (örnegin, denize metalik bir boru uzatarak su alan UFOlar gibi).

2. Türden USO Yakin Karsilasmalari: Sonarda ya da radarda tespit edilen USOlar, çevre üzerinde etki içeren raporlar, etrafta kanit birakan USO gözlemleri, fotograf ya da video filmi içeren USO olaylari veya açiklanamayan balina ve yunus ameliyatlari ya da USOlojik fenomenler (denizde aniden yükselen su sütunlari gibi) bu gruba sokulabilir.

3. Türden USO Yakin Karsilasmalari: Çok yakindan USO veya gizemli balikadam (kurbaga adam, Uzayli dalgiçlar) veyahut her ikisinin de birlikte gözlendigi (yani hem USOnun hem de Uzaylilarin beraber rapor edildigi) olaylari içerir.

4. Türden USO Yakin Karsilasmalari: Kaçirilma olaylarini içerir (fiziksel ya da ruhsal kaçirilma olaylari öngörülmektedir ama bu tür olaylarin çogunlukla düzmece olduguna dikkat edilmelidir).

5. Türden USO Yakin Karsilasmalari: Temas olaylarini içerir (fiziksel ya da fiziksel olmayan temas olaylari amaçlanmaktadir ama bu tür olaylarin çogunlukla düzmece oldugu bilinmelidir).

USO Taniklari Kimlerdir?

Herkes USO gözlemi yapabilir; kiyilarda oturan insanlar, kiyida çalisan isçiler, balikçilar, dalgiçlar, askeri denizalti, gemi veya uçak mürettebati, sivil denizciler, yolcular ve hatta astronotlar bile.
USOlar Sonarlarla ya da Radarlarla Tespit Edilebilir mi?

Hem Evet hem de Hayir. Çünkü bazi olaylarda, denizaltinda olaganüstü hizlarla hareket edip tuhaf manevralar yapan USOlar sonarlar araciligiyla tespit edilmis olsa da, bazi gözlem raporlarinda USOlarin radarlara yakalanmayabilecegi gerçegi ortaya çikmaktadir. UFO literatüründe, sonarli USO raporlari lehinde ya da aleyhinde pek çok örneklere rastlamak mümkündür (bu konu ileride daha ayrintili olarak ele alinacaktir).

USO Fotograflari ya da Videolari Çekildi mi?

Evet, nadiren de olsa USOlarin fotograflarinin ve video filmlerinin çekildigi bilinmektedir. Örnegin, Kanada'nin Ontario yöresinde ORB adi verilen bazi isikli cisimlerin yakinlardaki göle sik sik girip çiktiklarini gösteren hem fotograflar hem de video kayitlari vardir. Bunun disinda, özellikle ispanya ve Porto Riko civarinda gözlenen USOlarin renkli ya da siyah-beyaz fotograflari elde edilmistir.

USO Dünya Teknolojisi Mümkün mü?

Hayir, pek mümkün gibi görünmemektedir. Çünkü, yakin geçmiste bu alanda yapilan çalismalar hep basarisizlikla sonuçlanmistir. Ama, her zaman için süper devletlerin USO benzeri olaganüstü araçlari gelistirmis olmalari olasiligini göz ardi edemeyiz. Belki, su anda A.B.D.'nin ya da Rusya'nin USO türü araçlari vardir. Fakat, elimizde bunun dogrulugunu ispatlayacak herhangi bir delil yoktur. Kaldi ki, bu konuda asilmasi oldukça güç bazi Teknolojik Problemler vardir ve salt bu nedenle insanoglu henüz okyanuslarin en derin yerlerine inememektedir. Örnegin, büyük su kütlelerinin yol açtigi Korkunç Basinç yüzünden, bir noktadan sonra en saglam metalik denizalti araçlari bile yumurta kabugu gibi ezilip parçalanmaktadir. Ayrica, USOlarin yaptigi gibi aniden suya dalis ya da sudan çikis, Vurgun adi verilen tehlikeden ötürü, araç içindeki personel (ya da insanlar) için ölümcül olabilir. Yani, en derin sulardan gökyüzüne dogru aniden firlayan USOnun içindeki insan ya da canli (bildigimiz canlilar ima edilmektedir, yoksa Uzaylilarin çok daha farkli bir fizyolojiye ya da teknige sahip oldugu düsünülebilir pekala). Yani, yüksek basinçtan normal basinca geçis, ani ve siddetliyse insan bu yüzden ölebilir. Çünkü, basincin etkisiyle kanda erimis olan gazlar, özellikle de azot (nitrojen), kanda serbest hale geçerek damarlarda (agirlikli olarak kilcal damarlarda) gaz kabarciklari meydana getirir; sonuçta, bu gaz kabarciklari damarlari tikayarak kanin dolasmasini engelleyebilir. Bu vurgun olayi, derinlerden su yüzüne hizla çikan dalgiçlarda veya deniz hayvanlarinda bile görülebilir. Gerçekten de, vurgun tehlikesi en azindan insanoglu için USOlarin icadin karsisinda çok büyük bir engel teskil etmektedir. Fakat Uzaylilar bu sorunu çoktan çözmüs olabilirler. Yani, Dünyadisi zekaya sahip varliklar, suyun altindaki korkunç basinca kolaylikla karsi koyabilen bir tür teknoloji gelistirmis olabilir. Bir anlamda, Uzaylilar, USOnun dis yüzeyinin basincini dengede tutan ya da bir sekilde bu basinci hafifleten bir sistemi icat etmislerdir. Ya da Uzaylilar insanoglundan çok daha farkli bir anatomiye sahip olabilirler; yani, yüksek basinçtan fizyolojik olarak etkilenmeyebilirler. Veya, Uzaylilar sahip olduklari üstün teknoloji yardimiyla, tipki dis basinci kontrol ettikleri gibi, USO aracinin iç basincini da bir sekilde dengede tutuyor olabilirler. Ayrica, USO raporlarindan görüldügü kadariyla, bu araçlar denizaltinda ya da deniz üstünde çok büyük hizlarla hareket etmektedirler. Ama insan yapisi araçlar, sudaki sürtünme kuvvetinden dolayi, hem deniz yüzeyinde hem de denizaltinda, çok hizli olarak hareket edememektedirler. iste, bu tür sorunlarin halledilmesi için belki yüzyillarin geçmesini beklemek gerekecektir. Buna karsilik, yapilan USO gözlemlerinden de anlasilacagi üzere, Uzaylilar sanki bu tür sorunlari çözmüs olarak görünmektedir. Hiç süphesiz, USO benzeri araçlarin gelistirilmesi insanogluna savaslarda Stratejik Avantaj saglamakla kalmayacak, bunun yaninda gezegenler arasi kesif yolculuklarinda (Galaktik veya inter-Galaktik Yolculuklarda) Yardimci Bilgi Sondasi hizmeti saglayacaktir.

USOlarla ilgili Efsaneler Var mi?

Hem de çok sayida. Hemen hemen dünyanin her yerinden UFOlarla ya da USOlarla ilgili olarak derlenen USO efsanelerine rastlanmaktadir hiç süphesiz. Örnegin, eski Hindistan'in Ramayana ve Mahabharata adli destanlarinda Sualtinda Gidebilen Vimanalar'dan bahsedilmektedir. Ayrica, eski bir Hint efsanesinde, Hint Okyanusu'ndan çikip gelen ve Tanri Visnu ile birlesen bir baska Tanrinin varligindan söz edilmistir. Yine, bazi efsanelere göre Sümerlilerin Tanrisi Ohannes (Oannes ya da EA-Ohannes) denizden Eridu sahillerine çikmistir (Ergüven, 1998; Bilyay, 1999). Zaten, Ohannes kelimesinin kökü olan Oasi de Sudan Çikip Gelen demektir. Bunun yani sira, Sümer uygarliginin kurucularindan oldugu söylenen baska bir Tanrinin adi da Balikçi Akpallus olarak aniliyordu (Bilyay, 1999). Yine, Misir Tanrisi RA (Günes Tanrisi) metalik yumurtaya benzer bir aracin yardimiyla Akdeniz'in derin sularindan gelmistir. Afrika'da yasayan Dogon kabilesi, Tanrilari Nommo'nun (Nummo) balik biçimli bir uzay araciyla Debo Gölü'ne indigini, dünyada kaldigi süre boyunca hep suyun altindaki evinde yasadigini ve daha sonra da, araciyla birlikte gökyüzüne yükselip, uzaklara gittigine inanirlar (Salt, 1984). Tipki Maya Tanrisi Quetzalcoatl'in (Kukulcan ya da Kulkulcan) Atlantik Okyanusu'na uzay araci ile inip, belli bir süre orada yasadiktan sonra tekrar geldigi gezegene döndügü gibi (Sachs, 1981). Yine, efsanelere göre, Meksika civarindaki Titikaka Gölü'ne inkalarin Tanrisi Virakosa'nin (Viracocha) indigi söylenir. O da, insanlara medeniyeti ögrettikten sonra geldigi yere döner. Amerika'nin yerlilerinden olan Ojibwa Kizilderilileri, atalarinin Uçandaireye benzer bir araçla denizin derinliklerinden yüzeye çiktiklarina inanirlar. Bermuda ve civarinda yasayan yerliler, özellikle Porto Rikolular, eski zamanlarda hem deniz üstünde hem de denizaltinda rahatça hareket eden metalik görünümlü Yesil Ates Kuslari'ndan bahsetmektedirler. Bugün bile, Bermuda Þeytan Üçgeni bölgesinde filolar halinde denize girip çikan yesil isikli cisimler (yani USOlar) rapor edilmektedir. Benzer bir sekilde, eski Küba efsanelerine göre Denizalti Metalik Hayvanlari (Underwater Metalic Animals) vardir. Uzakdoguda da buna benzer bazi USO efsaneleri mevcuttur. Örnegin, Eski Japonya'da Kappa adi verilen son derece çirkin görünümlü, hatta, baliga benzer yaratiklarin nehirlerde ve batakliklarda yasadigina inanilirdi. Daha da ilginci, bu yaratiklar suyun yüzeyinde seyretmekte olan kabuklarinda (ya da Yüzen Araçlarinda = Floating Shells) yasarlardi; rahatsiz edildiklerinde ise bu araçlar ya da kabuklar, içindeki Kappalarla birlikte inanilmaz bir hizla gökyüzüne dogru yükselirler ve göz açip kapayincaya kadar geçen kisacik bir sürede gözden kaybolurlardi. Yeni Zelanda civarinda yasayan Polinezyalilar ise, denizden üç büyük kayikla birlikte gelen Tanrilari Wakea'ya inanirlardi. Ayrica, UFO daha yakin tarihli literatüründe de, USO türü gözlem raporlarina rastlanmaktadir (Beckley, 1992). Örnegin, 12. yüzyilda, uzak denizlere açilan bazi gemiciler, kendilerini günlerce izleyen, geceleyin millerce büyüklükte alanlari gündüz gibi aydinlatan, bazen isikli daireler seklinde bazen de beyaz bir balina biçiminde olan, hem deniz yüzeyinde seyreden hem de denizaltinda korkunç hizlarda hareket eden tuhaf araçlardan bahsetmislerdir. Bu gibi örnekleri çogaltmak her zaman için mümkündür (ileride daha ayrintili olarak ele alinacaktir).

USOlarla ilgili Dini Hikayeler Var mi?

Evet, bazi UFO arastirmacilarina göre, Hiristiyanlar'in dini kitabi olan incil'de bu tür olaylardan bahsedilmektedir. Örnegin, onlara göre, Yunus Peygamberin Balina Tarafindan Yutulmasi Olayi, aslinda günümüz denizaltilarina çok benzeyen bir Anagemi USO tarafindan gerçeklestirilen bir kaçirilma olayinin simgesel bir anlatimidir sadece. Yine, incil'de adi geçen ve Leviathan diye adlandirilan denizalti canavarinin ayrintili tanimi, aslinda denizlerimizde sikça gözlenen Isikli Tekerlekler'e (Lightwheels) sasirtici derecede benzemektedir. Bunun yani sira, Japon Budist Rahipler, sudan çikip gelen bazi isikli cisimlerin, tapinaklarin hemen üzerinde asili kaldiklarini iddia etmisler ve bu tür isik olaylarina Ejder Feneri adini takmislardir. Budistler, bu olayi kutsal bir armagan olarak kabul ederler.

USOlarla Batik Atlantis Uygarligi Arasinda iliski Var mi?

Kimilerine göre bu sorunun cevabi Evet, kimilerine göre ise Hayirdir. Çünkü, bazi Atlantis arastirmacilari, özellikle Atlantik Okyanusu'nda gözlenen (Bermuda ve Karayipler civarinda) USOlarin, bugün hayatta olan Atlantislilerin denizalti araçlari olduguna inanmaktadirlar. Fakat, bu iddianin hiçbir somut dayanagi yoktur.

USOlarin Etkileri Var mi?

Evet, bazen. Eldeki gözlem raporlarina göre, USOlar hem denizde, hem insan üzerinde, hem hayvanlar üzerinde ve hem de insan yapisi araçlar üzerinde olumsuz etkilere sebep olabilir. Örnegin, bazi balina ve yunuslarin ameliyat edilmis biçimde kiyilara vurmalari, bazi arastirmacilar tarafindan USOlarin varligina baglanmaktadir. Ayrica, USOlarin yakinlarda bulunan gemilerin pusulalari ya da oradaki insanlarin saatleri vb. üzerinde bazi elektro-manyetik etkilere neden oldugu rapor edilmistir.

USOlarin Kanitlari Var mi?

Evet, zaman zaman. Örnegin, USOlarin fotograflari, filmleri ya da videolari çekilebilmektedir. USOlar bazen sonarda ya da radarda tespit edilebilmektedir. Ayrica, bazi durumlarda, USOlar çevre üzerinde birtakim etkiler yapabilmektedir. USOlojik Fenomenler adi verilen ilginç olaylar da USOlarin varligina bir delil olarak kabul edilebilir, örnegin; denizlerde gözlenen Beyaz Su (White Water ya da Milky Sea) gibi. Bundan baska, mitolojide USOlarla ilgili olarak üretilen pek çok benzer efsaneye rastliyoruz (RA, Nummo veya Ohannes). Ayrica, Kolombiya'da ortaya çikarilan Altin Uçak Heykelcigi'nin, hem havada hem de suyun içinde gidebilecek bir yapiya sahip oldugu öne sürülmüstür.

USO Teorileri Nelerdir?

Onlarca USO Teorisi vardir. En mantiklisi, Dünyadisi Zeka Teorisi (Extraterrestrial Intelligence Theory) olarak kabul edilebilir. Yani, bu teoriye göre dünyamizin bazi okyanuslarinin, denizlerinin, göllerinin ya da nehirlerinin altinda Uzaylilara ait bazi üsler olabilir (Denizalti UFO Teorisi = Submarine UFO Theory). Üstelik bazi UFOloglar, suyun dogal yapisinin aslinda boyutlar arasi seyahate çok uygun oldugunu düsünmektedirler. Yüksek bilginin ve teknigin yardimiyla, su içinde yaratilan bir Solucan Deligi (Worm Hole) ile, Uzaylilar hem Zamanda Yolculuk (Time Voyage) hem de Boyutlar Arasinda Yolculuk (Dimensional Voyage) yapabilirler. Tabii, bunun yaninda ISO adi verilen Tanimlanabilen Denizalti Cisimleri (Identified Submarine Objects) bir diger önemli ve açiklayici teoridir. Yani, bazi kosullar altinda, insanlarin hataya düserek normal bir olayi olaganüstü olarak algilamasi ve yanilmasi çok mümkündür. Örnegin, teknenin altindan geçip giden devasa oval kütle bir Balina'ya (Whale) ait olabilir. Bunlarin disinda, belki de gizli olarak yürütülen bazi askeri ya da özel projelerin sonucunda gelistirilmis olan araçlar tamamen olasilik disi birakilmamalidir; literatürde bu kurama Dünya Yapisi Araçlar Teorisi (Man-Made Objects Theory) adi verilmistir. Hatta, günümüzde artik daha da gelismis olan teknoloji yardimiyla Uzaktan Kumandali Denizalti Araçlari (Remothly Operated Underwater Vehicles) yapilabilmektedir. Kimi UFOlojistler ise, Nazi Denizalti Teorisi (Nazi Submarine Theory) dogrultusunda, Nazilerin USO ve UFO türü araçlar gelistirdiklerini ileri sürmüslerdir. Ayrica, denizlere girip çikarken gözlenen isikli nesneler, Deprem Isiklari (Earthquake Lights) ya da Top Yildirim (Ball Lightning) olabilir pekala. Bir diger ilginç kuram da Wallace Minto'nun Sonoilüminesans Teorisi'dir (Sonoilluminesance Theory). Buna göre, denizlerdeki balinalarin ve yunuslarin kendi aralarinda haberlesmek için kullandiklari ses dalgalari, bir sekilde enerjiye dönüsmektedir; bu da su içinde bazi isikli fenomenlere neden olmaktadir. Veya geceleyin denizaltinda ve deniz yüzeyinde hareket eden isikli tuhaf cisimler aslinda Isik Yayan Denizalti Canlilari (Glowing Sea Organisms) olabilir (örnegin, Cypridina Noctiluca gibi). Kimilerine göre ise, denizaltinda gözlenen garip ve parlak nesneler aslinda denizlerde Bogularak Ölen insanlarin Hayaletleri'dir (Underwater Ghosts Theory). Digerleri ise bu isiklarin aslinda Kizilderili Kutsal Ruhlari'na (Indian Holy Spirits) ait oldugunu iddia etmektedirler. Yine, bazi UFO arastirmacilarina göre, USOlar hem Denizalti Þimsekleri (Underwater Lightnings), hem Denizalti Bulutlari (Underwater Clouds) hem de denizaltinda dolasan bir tür Manyetik Alan (Magnetic Field) olabilir. Hatta, bazi kimseler, bu garip cisimlerinin aslinda denizlerde yasayan fakat o güne kadar varligi tam olarak kanitlanamamis Deniz ya da Göl Canavarlari (Sea or Lake Monsters) olabilecegini öne sürmektedirler. Bir grup UFOlog ise, Atlantis Teorisi'ne uygun olarak, USOlarin aslinda denizaltinda halen aktif olan Atlantis veya Lemurya (Atlantis Theory) gibi eski uygarliklara ait olabilecegini iddia etmektedirler. Diger UFO arastirmacilari, deniz altinda evrimlesmis ve insandan çok daha zeki bir irkin olabileceginden bahsederler. Hatta Ivan T. Sanderson (1970) bu varliklara OINT adini vermistir. Bu kurama kisaca Denizalti Uygarligi Teorisi (Submarine Civilization Theory) adi verilir. Ayrica, John Keel'in Paranormal Teorisi'ne (Paranormal Theory) göre, dünyamiza baska bir boyuttan geldigi söylenen Boyutlar Arasi Varliklar (Ultraterrestrials), dünya denizlerine ve gökyüzüne hakim olabilmek için USOlari ve UFOlari kullanmaktadirlar. Bir baska teoriye göre, USOlar aslinda dünyamiza uzaydan gelen ve buradaki sartlara uyum saglamis Uzay Hayvanlari'dir (Space Animals). Örnegin, son yillarda UFO literatüründe sikça tartisilan Çubuk UFOlar (Rod UFOs) adi geçen uzay hayvanlarinin bir kanitidir belki de. Çünkü, bu Çubuk UFO adi verilen nesnelerin sik sik denizlere girip çiktigi, hatta fotograf ve video filmlerinin bile çekildigi öne sürülmektedir. Bu teoriye çok benzeyen baska bir kuram daha vardir (Shoemaker in Moore, 1995). Adi da, Carpenter Teorisi'dir (The Carpenter Theory). Buna göre, denizlerde gözlenen isikli garip cisimler Dünya-Kökenli Bilinmeyen Deniz Hayvanlari'dir (Earth-Based Unknown Sea Animals) aslinda. (USO teorileri hakkinda daha fazla bilgi için lütfen ilgili makaleye bakiniz).

USO Raporlarinin Belli Bir Yüzdesi ISOlarla Açiklanabilir mi?

Evet, elbette. Tipki UFO raporlarinda oldugu gibi, toplam USO gözlemlerinin % 90'inin belki de mantikli bir açiklamasi vardir. Fakat, bu tür açiklamalari kanitlamak için USO raporlarinin çok iyi analiz edilmesi gereklidir. Fakat, bunu basarabilmek için de arastirmacilarin elinde dogru bilginin olmasi gereklidir. Bunun disinda, geriye kalan % 10'luk paya sahip olan açiklanamayan USO raporlarinin kesinlikle önyargidan bagimsiz bir sekilde ele alinmasi ve çok dikkatli biçimde degerlendirilmesi gerekir.

USOlarla Isik Yayan Deniz Canlilari Arasinda Benzerlik Var mi?

Evet, kesinlikle. Deniz biyologlari, denizlerde yasayan bazi tür bitki ve hayvanlarin fosforlu isik saçtiklarini söylemektedirler. Bu tür fenomenler özellikle tropikal denizlerde çok daha sik görülmektedir. Çünkü, bu tip denizlerde, dalgalarin en ufak bir hareketiyle uyarildiklarinda isik saçmaya baslayan bazi tür tek hücreli planktonlar bulunmaktadir. Ayrica, Cypridina Noctiluca adi verilen bir diger tek hücreli yaratik, eger üzerine isik tutulursa, buna tepki olarak suyun içine bir tür isikli buhar ya da bulut birakmaktadir. Fosforlu isik yayan deniz canlilari, hem deniz yüzeyinde hem de derin okyanus diplerinde yasayabilmektedirler. Fakat, isik yayan deniz canlilari tüm USO raporlarini açiklamamaktadir. Çünkü, USO gözlemleri salt denizlerde gözlenen isiklardan olusmamakta, bunun yaninda hiç isik çikarmayan ya da koyu renkli veya metalik yüzeyli denizalti araçlari da rapor edilmektedir. Kaldi ki, USOlarin büyük bir kismi salt denizaltinda degil, aksine suya girerken ya da sudan gökyüzüne dogru firlarken gözlenmektedir. Yani, USO faaliyetlerinin büyük bir kismi, hidrosferin yaninda atmosferi de kapsar.

USOlarla Dogadaki Canlilar Arasinda Benzerlik Var mi?

Evet vardir. Örnegin, Uçan Balik (Flying Fish) neredeyse USO benzeri bir özellik göstermektedir. Yani, hem denizde yüzebilmekte hem de belirli bir süre için havada uçabilmektedir. Ayrica, bazi tür deniz kuslarinda (örnegin, martilarinda gibi) USOya benzer eylemlerin açikça sergilendigi görülmektedir. Bu kuslar denize daldiktan sonra, kanatlarini tipki bir yüzgeç gibi kullanarak adeta deniz içinde yüzerler ve balik avladiktan sonra da denizden çikarak uçarlar.

Sualti UFO Üsleri Var mi?

Evet, kimi UFOloglar böyle bir olasiliktan bahsetmektedirler. Onlara göre, bazi okyanuslarin, denizlerin, göllerin ya da nehirlerin altinda Uzaylilarin Uçandaire Üsleri olabilir pekala. Özellikle, belirli bir yerde ve belirli bir zaman diliminde USO gözlemlerinin siklasmasi dogal olarak bu tür yorumlara neden olmaktadir. Örnegin, Porto Riko'daki Laguna Cartagena'nin (yani Cartagena Gölü) altinda gizli bir UFO üssü oldugu ileri sürülmektedir. Peru'da bulunan Chequerec Gölü'ne, son yüzyilda o kadar sik UFO girip çikmistir ki, sonunda yöre halki buraya UFO Gölü adini takmistir. Yine, Peru ile Bolivya sinirlari arasinda yer alan Titikaka Gölü'ne birçok USOnun daldigi rapor edilmistir. Türkiye'de de Ceyhan Gölü'nde bu tür olaylarin meydana geldigi söylenmektedir. Ayrica bazi Türk UFOloglar, hem Marmara Denizi'nin altinda, hem de Ege Denizi'nin altinda birtakim UFO üsleri oldugunu tahmin etmektedirler.

USO Popüler Üçgen Bölgeleri Var mi?

Evet, neredeyse dünyanin her tarafinda USOlarin sik sik girip çiktiklari Üçgen UFO Zonlari olarak da adlandirilan bölgeler bulunmaktadir. Örnegin; Türkiye'de Marmara UFO Üçgeni, Ege UFO Üçgeni, Van Gölü ve Ceyhan Baraj Gölü, Avustralya'da Bass Bogazi UFO Üçgeni, ingiltere'de Kent UFO Üçgeni ya da Güney Devonshire UFO Üçgeni, A.B.D ve Kanada arasindaki Büyük Göller UFO Üçgeni, yine A.B.D.'nin Florida eyaleti açiklarinda Tampa Ölüm Üçgeni, Bermuda Þeytan Üçgeni ve Karayipler Denizi, Japonya'da Ejder Üçgeni, ispanya'da Mallorca, Ballearic Adalar civari, Kanarya Adalari civari, Vedra ve ibiza Adalari gibi.

USO Görülen Cografik Mekanlar Neresidir?

Hemen hemen su olan her yerde USO raporlarina rastlamak mümkündür. Örnegin, okyanuslar, denizler, göller, göletler, nehirler, irmaklar, dereler gibi (daha ayrintili bilgi için lütfen ilgili makaleye bakiniz).

USO Ülkemizde Görülür mü?

Evet, zaman zaman. Ülkemizde, özellikle Marmara Denizi, Ege Denizi, Karadeniz, Akdeniz, Ceyhan Gölü, Van Gölü, bazi nehirler ve birtakim batakliklar USOlar açisindan oldukça aktif bölgeler olarak kabul edilmektedir.

USOlarla Bermuda Þeytan Üçgeni iliskili mi?

Evet, sanki iliskili olarak görülmektedir. Bermuda civarinda birçok UFO ve USO gözlemi yapilmistir. Hatta, bu aktivite o kadar yogundur ki, kimi UFO arastirmacilari Bermuda Þeytan Üçgeni civarinda bir denizalti UFO üssü oldugunu ileri sürmektedirler. Diger UFOlojistler ise, Bermuda yöresinin aslinda dünya deprem kusaginda yer aldigini ve sik sik sismik hareketlere maruz kaldigini iddia ederler. Dolayisiyla, onlara göre Bermuda civarinda görülen isikli nesneler aslinda Deprem Isiklari ya da Sismik Isiklar'dir. Ayrica, bu bölgede birtakim manyetik sapmalar meydana gelmektedir (ileride daha ayrintili sekilde ele alinacaktir).

USOlarla Japon Ejder Üçgeni iliskili mi?

Evet, öyle oldugu iddia edilmektedir. Yani, Bermuda Þeytan Üçgeni için söylenilen hersey aynen Japon Ejder Üçgeni için geçerlidir. Burada da çok sayida USO gözlemi yapilmaktadir ve tipki Bermuda yöresi gibi, burasi da dünya deprem kusagi üzerinde bulunmakta ve birtakim manyetik anomaliklere yol açmaktadir (ileride daha ayrintili sekilde ele alinacaktir).

USOlarla Modern UFO Olaylari Arasinda iliski Var mi?

Evet, var gibi görünmektedir. Örnegin, Orb Fenomeni ya da Çubuk UFOlar (Rod UFOs) sulara dalip, çikarken görülmektedirler.

USOlarla Klasik UFO olaylari Arasinda iliski Var mi?

Evet, böyle bir iliskinin varoldugu söylenebilir aslinda. Örnegin, UFO literatüründe oldukça iyi bilinen Linda Cortile Kaçirilma Olayi'nda, Uzaylilarca kaçirilan tanigin binmis oldugu Uçandairenin, New York yakinlarindaki bir nehre dalis yaptigi bazi bagimsiz taniklar tarafindan da dogrulanmistir. Ünlü Shaq Harbour UFO Kazasi Olayi, belki de tipik bir USO olayindan ibaretti. Ayrica, geçmis yillarda isveç göllerine düsen ünlü Hayalet Roketler (Ghost Rockets) de bu kategoriye sokulabilir (Spencer & Evans, 1988).

USOlarla Gizemli Denizalti Yapilari Arasinda iliski Var mi?

Evet, bazi UFO arastirmacilari, gizemli denizalti yapilari ile USOlar arasinda bir baglantinin olabileceginden bahsetmektedirler. Örnegin, Saydam Denizalti Kubbeleri ya da Denizalti Piramitleri veya Denizalti Antenimsi Yapilari bunlarin arasinda sayilabilir.

USOlarla Gizemli Balikadamlar Arasinda iliski Var mi?

Evet, bazen USOlarin yaninda Balikadam giysilerine sahip olan bazi garip yaratiklarin gözlendigi bilinmektedir. Bunun ilginç örnekleri UFO literatüründe vardir (ileride daha ayrintili sekilde ele alinacaktir).

USOlar Buzluk Alanlarda Görülebilir mi?

Evet, hem de çok fazla. Çok sayida Uçandairenin, buzlari kirarak gökyüzüne yükseldikleri ya da tam tersi, gökten buzlara dogru pike yaparak onu parçaladiklari iddia edilmistir. Hatta, bir olayda, tuhaf yapili bir USOnun nehir üzerindeki buzlari kirarak ilerledigi görülmüstür (ileride daha ayrintili sekilde ele alinacaktir).

USOlarla Depremler Arasinda iliski Var mi?

Evet, Kurt Kalle'nin 1960li yillardan yaptigi arastirmalar böyle bir iliskinin var oldugunu düsündürmektedir. Gerçi Kalle'nin çalismalari siddetli elestiriler almistir. Son yillarda elde edilen veriler onun bu tezini destekler niteliktedir. Ayrica, birtakim laboratuar deneyleri deprem isiklarinin sularda da olusabilecegini ortaya koymustur (Devereux, 1982; Kurtulus, 1999).

USOlarla Balina ve Yunus Ameliyatlari Arasinda iliski Var mi?

Evet, kimi UFO arastirmacilari böyle bir olasiliktan bahsetmektedir (Downes & Jonathan, 1999). Özellikle ingiltere ve iskoçya Kiyilari'nda, baslari kesilmis balinalara ve tuhaf yunus ölülerine rastlanmaktadir (ileride daha ayrintili sekilde ele alinacaktir).

USOlarla Diger ilginç UFOlojik Olaylar Arasinda iliski Var mi?

Evet, oldukça iliskilidir. Örnegin, bazi USOlarin yaninda Siyah Helikopterler'in (Black Helicopters) oldugu görülmüstür. Bazi USOlardan Melek Saçi (Angel Hair) adi verilen bir tür ipliksi maddenin düstügü rapor edilmistir (ileride daha ayrintili sekilde ele alinacaktir).

USOlarla Bilim-Kurgu Filmleri Arasinda iliski Var mi?

Evet, USOlarla ilgili olarak birtakim bilim-kurgu filmleri ya da dizileri çekilmistir yakin geçmiste. Bunlardan bazilari söyledir: The Abyss, The Sphere, Sub-Smash gibi. Ayrica, UFO adli ingiliz yapimi bir dizide ve Okyanus Kizi adli TV serilerinde USO unsuruna dogrudan ya da dolayli olarak deginilmistir.

USOlarla Sansasyonel UFO Literatürü Arasinda iliski Var mi?

Evet, bazen bu tür ipe sapa gelmez iddialar ortaya atilmaktadir. Örnegin, sahte temasçi olan George Adamski, devasa boyutlarda olan bir tür denizalti UFOsunun fotografini çektigini iddia etmistir (Adamski, 1999). Howard Menger adli temasçi da denizalti UFOlarindan bahsetmektedir (Good, 1998).
Devamını Oku »

Yukarı Git