4 Mart 2016 Cuma

NAZİ ALMANYA ' SININ TEKNOLOJİK SIRLARI,THULE ÖRGÜTÜ VE UFO ' LAR




Nazi Almanya'sının Teknolojik Sırları, Thule Örgütü ve UFO'lar

7 Haziran 1945 tarihli New York Times gazetesindeki haber şöyleydi: "Uçan daireler, bir gizli silahtır. Almanlar tarafından üretilmiş ve ülkenin batı sınırında ortaya çıkmıştır. Amerikan hava kuvvetlerinin verdiği bilgiye göre , Almanya göklerinde uçan gümüş balonlar görülmüştür. Hatta bunların bazıları neredeyse saydam yapıdadır."

Haberi izleyen günlerde UFO'ların Alman yapımı silahlar olduğu dedikodusu hızla yayıldı. Alman silah endüstrisinin bu garip nesneleri ürettiğine inanılıyordu. UFO gözlemleri hızla artarken, özellikle İskandinavya gökleri sık sık uçan gemiler tarafından ziyaret ediliyordu. İskandinavya'da Alman garnizonları kurulmuş ve bunlar savaşın sonuna kadar bölgede kalmışlardı. Bu dönemde "SS" ideolojisi, yapılan bilimsel araştırmalar doğrultusunda insanlığın yararına ve çok sayıda kişi tarafından kullanılabilecek yeni enerji kaynakları aramaya yönelikti. Araştırma birimleri U-13 ve E-4, bu yeni teknolojiyi mükemmel hale getirmek için çalışıyordu. Böylece Victor Schönberger'in uçan daire taslakları ortaya çıktı. Cisimlere "Haunebu-1" ve "Haunebu-2" isimleri verildi. Hazırlanan plan ve çizimlerin, ünlü temasçı George Adamski'nin 1952 yılında resmini çektiği UFO'larıyla inanılmaz bir benzerliğe sahipti...

Almanlar, 1941 ve 1942 yıllarında daire biçimli uçak üretimine çoktan girmişti bile. Ancak ilk denemelerde çok büyük yapım hataları ortaya çıktı. V-1, V-2, V-4 den sonra,1942 yılında mühendis Richard Miethe, İtalyan bilimadamı Giuseppe Bellonzo ile V-7'nin yeni modeli üzerinde çalışmaya başladı. Zaman geçerken Hitler'in de desteğini alan Miethe-Bellonzo ekibi, Schriever-Habermohl ikilisiyle ortak araştırmaya girdiler. Böylece inanılmaz efsanevi V-7 ortaya çıktı  İlk uçuş denemesi, 20.813 metre, ikinci uçuşta ise 24.200 metreye kadar yükseldi.

Diğer yandan "Vril" adıyla bilinen uçan diskler projesi de devam ediyordu. Bu projenin mimarı, Schumann grubuydu ve mucize yaratan silahlar konusunda uzmanlaşmış SS E-4 bölümünden destek alıyordu. Vril-1 serisinde tam17 cismin üretildiği biliniyor. Disklerin çapı, 11.56 metre idi ve 2.900 kilometre saat hızına ulaşabiliyorlardı. Garip bir biçimde Vril-1 ve Vril-9 un görünümleri, Amerikalı astronot Edwin Aldrige'nin Ay yüzeyinde gördüğü nesnelere çok benziyordu!..

Almanlar, savaşın sonuna kadar silahlarını mükemmel hale getirmek için çalışmayı sürdürdüler. Yeni projelerine "Ateş Topu" adını vermişlerdi. Radyo dalgalarıyla yönlendirilen ateş toplarının tek amacı vardı: yok etmek!.. Düşman uçaklarından çıkan gazı buluyor ve radarlarını işlemez hale getiriyordu. Motorun ya da elektrik sisteminin tümüyle çökmesini sağlayan ateş topları ürkütücüydü. Bu özellik, bazı UFO gözlemlerinde, UFO'nun yakın teması sırasında araba motorlarını durdurması , elektrik kesilmesi yada elektrikle çalışan cihazlardaki geçici bozulmayı akla getiriyor.

O dönemde, bugün UFO adını verdiğimiz dairesel biçimli taşıt araçları inşa edildi, kullanıldı ve tanıklar tarafından sayısız gözlem yapıldı. Şimdi bu tanıklardan birini orijinal almanca metinden yapılan çeviriyle yeniden gözden geçirelim. Çok gizli askeri belge özelliği taşıyan gözlemde tanığın adı ve kimliği açıklanmamıştır:

"Almanya'nın Bavyera bölgesindeydim. Cumartesi öğleden sonra, akşam olmak üzereydi. Karşı taraftan yüksekliği pek de fazla olmayan uçan bir cismin yaklaştığını gördüm. Çapı 8 ila 20 metre arasındaydı. Çevresine ıslık sesi yayıyordu ve cisim hafif bir titreşim ile sarsılıyordu. Cismin alt kısmında üç yarım küre, bir tane de mavi nokta vardı. Ortadaki gamalı haç resmi, hemen dikkatimi çekti. Pencereye benzer bir şey yoktu. Sadece delikler vardı. Bu ıssız mekanda ve çevrede artık çalışmayan eski fabrikalardan başka bina yoktu. Garip cisim, alçaldı ve görebildiğim kadarıyla bir duvarın arkasında yere indi. Az sonra ortaya çıkan kamyon, cisme yaklaştı ve uzaktan pek de seçemediğim şeyler olmaya başladı. Sadece insan formunda iki silüet görebildim. Biri, uçan cismin alt tarafında; diğeri ise üstündeydi. Uçan disk, yüzeyi metal plakalarla kaplanmışa benziyordu. Hem alttaki üç küre hem de üst tarafta çıkış borusuna benzeyen bölümler dikkatimi çekti. Az sonra 'NSU 80 Solingen' plakalı bir araba geldi. Bunu yeşil bir volkswagen izledi. Gidip yakından bakmaya karar verdiğimde ise, uçan cisim çoktan ortadan kaybolmuştu. Yaptığım gözlemden bir hafta sonra, bu bölgede pek çok kişinin UFO gördüğüne dair raporlar verildi. Benimle aynı cismi ya da benzerlerini görmüş olabileceklerini düşündüm. Benzincide çalışan bir adamla konuştuğumda onun da aynı cismi gördüğünü öğrendim."

"UFO teknolojisi konusunda çalışmalar yapan ''Nazi Almanyası'', görünmezlik teknolojisi, zamanda yolculuk ve boyut atlaması konularıyla da yakından ilgilenmişlerdir. Hatta bu ve benzeri teknolojilerin araştırılması için Tibet ve Hindistan taraflarına VİMANA adı verilen, destanlarda adı geçen uçan araçların tarih öncesi kayıtlarının incelenmesi yönünde bir ekip gönderildiği speküle edilmektedir. Benim kanımca o dönemdeki NAZİ bilim adamları, elektromanyetik gücün bir çok doğa üstü gibi görünen fenomenlere yol açabileceğini biliyorlardı ve bahsi geçen teknolojilerin elektromanyetizmin gizemli yapısı içinde çözülebileceğini her nasılsa bir şekilde biliyorlardı. Elektromanyetizmin prensiplerini kullanarak yerçekimine karşı gelebileceklerini düşünüyorlardı." (Çetin BAL)



Hitler, OKÜLT bilimlerle de ilgileniyordu. Alman ırkının geçmişteki büyük bir uygarlığın (ATLANTİS'in) devamı olan üstün bir ırk olduğunu düşünüyordu. Adolf Hitler, spiritüel (ruhsal) bilgilerle ve bu kanaldan yapılan dünya dışı bağlantılarla da ilgilenmekteydi. Her ne kadar da bilinen alışıldık tarih kayıtları içinde yer almasa da Hitler'in UFO'lar ile ilgili bir takım çalışmalar yaptığı ve hatta UFO'ları kullandığı doğrudur. İnanması hayli güç bir spekülasyona göre O zamanlar Adolf Hitler'in sağ kolu General Himmler'e bu görev verilmişti. O da son derece negatif bir varlık olduğu için düşünce formu şeklinde negatif Orion'lu uzaylılardan yardım alarak çok gelişmemiş UFO araçları yaparak kullandıkları söylenebilir; ama gelişmiş UFO'ları kullanmalarına ''Dünya Dışı Konfederasyon'' tarafından izin verilmemiştir... Eğer dünyaya koruyucular ve Satürn Konseyi tarafından karantina uygulanmamış ve özgür irade yasası olmasaydı; Hitler, gelişmiş UFO'ları devreye alacak ve tüm dünyayı 1 hafta içinde denetim altına alabilecekti...

Almanya'da ortaya çıkan yeni tarihi kaynaklar, Hitler'in savaşın son döneminde UFO'lara benzeyen uçaklar geliştirdiğini ortaya koydu. Alman belgeseline göre 1943 yılında Naziler, Avrupa'da üstünlüğünü korumaya devam ediyordu. Ancak diğer bölgelerde orduları gerilemeye başlamıştı. Bunun üzerine Hitler çareyi Pseudonym 7 adı verdiği kanatsız uçaklar üretmekte buldu. Andreas Epp adlı bir mühendisten çalınan planlarla hazırlanan prototip uçaklar, radarlara yakalanmıyor ve kendi çevrelerinde dönerek hareket ediyordu. Hazırlanan 15 prototip uçağın görünüşü UFO'lara benziyordu.



Mussolini'ye Tanıttı

Hitler, test uçuşları başarıyla sonuçlanınca bunları dostu İtalya lideri Mussolini'ye de tanıttı. Mussolini'nin silah danışmanlarından Luigi Romersa (84), Almanların UFO'sunu; "Yuvarlaktı, ortasında çevresi tamamen camla kaplı bir kokpiti, kenarında jet motorları vardı." diyerek tarif ediyor. Fabrika hataları nedeniyle uçaklar üretilemedi. Savaşın son aylarında da Prag'da Skoda fabrikası ile beraber çizimleri ve prototipleri de yok edildi.

ADOLF HİTLER, EMELLERİNE ULAŞABİLMEK İÇİN BİLİMİN EN UÇ SINIRLARINA GİTMEYİ DE İHMAL ETMEDİ. KUSURSUZ IRK İÇİN GENLERLE OYNADI, DÜNYAYI FETHETMEK İÇİN UFO İMAL ETTİRDİ.”

Haziran 1937'de, Hitler ve Goeringin'in de aralarında bulunduğu Nazi ordusunun başta gelenleri, birliklerinden özel olarak seçilmiş kuvvetleri ülke dışına yolladılar. Bu birliklerin görevi, uzay ve uzaylılarla ilgili bilgi toplamaktı. Araştırmalar sırasında Türkiye sınırları içinde Nuh'un Gemisi'nin bulunduğu farz edilen Ağrı Dağı'nda bazı hikayeler dinlediler.



Bu hikayelere göre 200 nesil önce, gökyüzünden büyük ve de çok gürültülü bir ev, yeryüzünüze indi. Ev olarak adlandırılan uçan nesnenin çıkardığı gürültü, köyde bulunan herkes tarafından duyulmuştu. Daha sonraları köy halkından biri; bu nesneyle karşılaşmış. İçinden çıkan insana benzeyen varlıklar, adamı selamlamış. Adama gemiye gelmesini söylemiş. Adam, köylülere geminin dışının dokunulmayacak kadar sıcak ve parlak olduğunu, ayrıca içeri girdikten sonrada geminin havalanıp bir kuş gibi uçtuğunu, adamların içeri girdikten sonra taştan yapılmış şapkalarını çıkarıp onunla konuştuğunu anlatmış.

Resimlerin çekildiği tarih: 1944



Anlatılan hikaye, Almanya'ya bildirildi. Bir ay sonra aynı bölgeye iki birlik daha gönderildi. Birinci grupta, Hitler'in ünlü kimyasal ölüm silahlarını üreten bilim adamları vardı. Bu grup, bahsedilen evi bulmak üzere görevlendirilmişti. Bilim adamları, o günün bütün teknolojisini kullanarak bahsedilen evi aramaya başladılar. Sonunda da bu amaçlarına ulaştılar. Bir dağın tepesindeki mağaranın içinde bu gemiyi buldular. UFO, 25 metre genişliğinde ve 8 metre yüksekliğindeydi. Dünyada bulunmayan katı bir maddeden yapılmıştı. Bilim adamları, gemiyi çalıştırmayı denediyse de başarılı olamadı.

Aralık 1938'de bulunan UFO, büyük bir gizlilik içinde Almanya'ya getirildi. UFO araştırması için Almanya'da ki en ünlü bilim adamları, Münih’in kuzeyinde kurulan bölgeleye getirildiler. Araştırma laboratuarı, başka kuvvetler tarafından fark edilmemesi için eski tuz madenlerinin bulunduğu bir bölgeye konuşlandırıldı. Fakat bu bölgenin Amerika Birleşik Devletleri ajanları tarafından fark edilmesi uzun sürmedi. Nazi bilim adamları ise, UFO ve bileşenleri hakkında birçok bilgiye sahip olmuşlardı.

Temmuz 1941'de, Amerika Birleşik Devletleri, "Oz" kod adını verdikleri bir ajanını bu laboratuara sokmayı başardı. Oz, buranın resimlerini çekmiş, burası hakkında birçok belge almıştı. Fakat bunların Amerika'ya gönderilmesi sırasında, Almanya'da ki Nazi hazinesini toplayan Rus birlikleri tarafından bu belgelere ve resimlere el konulmuştu. Büyük bir Rus birliği bu topraklara gönderilmiş, ondan sonraki zamanlarda da ne bu kurulan UFO üssünden ve ne de belgelerden hiçbiri bulunamamış.




Nazilerle UFO’ların yakınlığı hakkında birçok belge ve söylenti mevcut. II.Dünya Savaşı'nda Nazi'lerin bu UFO’ları kullandığı söylentisi var. Gerçekten bu teknoloji savaşta kullanılabilmiş miydi? Ya da buna fırsat oldu mu? Bunu kimse bilmiyor; ama bir gerçek var ki o da ortalığın bunca dumana boğulduğu bir yerde mutlaka bir gerçek payı olmalı..!

THULE örgütü -Nazi ideolojisi ve Gizli zaman yolculuğu deneyleri

Çetin Bal : Aşağıda bahsi geçen Thule örgütüne dair resmi tarih kayıtlar içinde yer almayan ve sadece bir takım söylentilerden ibaret olan ilginç bazı bilgileri siz okurlarımın dikkatine sunmam gerektiğini düşündüm. Çünkü en az bir çok gizemli olay kadar Thule örgütü ve Nazi teknolojisi ve Nazilerin ilginç araştırmacı yanları ve Nazi bilim adamlarının ilgi alanları hep bir sis perdesi altında kalmış ve bu noktada bir çok spekülasyon üretilmiştir. Bu spekülasyonlar NAZİ'lerin Atom bombası yapma girişimlerinden, yerçekimine karşı gelen uçan disk teknolojilerine ve zaman yolculuğu araştırmalarına kadar bir çok konuyu kapsamaktadır. Bunlar ne kadar gerçek yada ne kadarı doğru bunu bilmek yada bu konuda net bir fikir beyan etmek oldukça güç ve hemen hemen imkansızdır. Resmi ve bilimsel anlamda tarihe baktığımızda tüm bunlar bir deli saçmasıdır. Ama ben, Modern bilimin gelişen serüveni içinde bu Naziler ve zaman yolculuğu hikayesini en tutarlı konsept içinde kalmaya çalışarak ve en uçlarda gezerek toplamaya çalıştım.Sonuç olarak sizler için biraz fantastik / bilimkurgusal gelebilecek aşağıdaki kısa makaleyi oluşturdum.

Bizim söz konusu edeceğimiz Thule ise, bir ezoterik öğreti ve örgüt...

THULE örgütünün temel amacı zamanı saptırıp gelecekteki dünyada NAZİ egemenliğini sağlamaktı.Thule Örgütü’nün Hitler tarafından Nazi’leştirilmesinden sonra, Nazi’lerin, zaman yolculuğu teknolojisini siyasi amaçlarla kullanmak istemişlerdir.

Örneğin satır aralarında, zaman gezmenliğinin fazla uzak olmayan bir zamanda başlayacağı... Bunun için ışık quantlarının bulunması daha doğrusu anlaşılması gerektiği, bu konuda her şeyin Thule'nin yapacağı deneylere bağlı olduğu filan... gibi ilginç bilgilerin varlığından da bahsedilmektedir.Bu ne demek? Thule'nin var ve devam ettiği demek. Zaman üzerine deneyler yaptığı demek!.Thule örgütüne dahil olan bilim adamları magnetizmal alanlar içinde cisimleri geçmişe ve geleceğe doğru yürütebileceklerini düşünüyor ve iç içe dünyalar ve boyutlar gerçeğinden söz ediyorlardı.

Kitap kurdu olan çok yönlü araştırmacılar NAZİ bilim adamlarının bu konudaki çalışmalarının Amerika'daki Philadelphia deneyine, Montauk projesine ve oradan da 51.inci UFO araştırma üssüne doğru uzanan ilginç bir bağlantı ağını içerdiğini sezecektirler.Belki bu bağlantı doğrudan planlı bir bağlantı değil ama sonuçta bir şekilde bu bilgiler bir yerlerde kesişiyor.

KAYNAKLAR:
 www.frmtr.com/garip-olaylar/2744617-nazi-almanyasinin-teknolojik-sirlari-thule-orgutu-ufolar-farkli-bir-versiyon.html
Gizli ilimler Kütüphanesi

Devamını Oku »

MODERN ÇAĞ UFO OLAYLARI :WOODBRIDGE OLAYI



MODERN ÇAĞ UFO OLAYLARI: Woodbridge Ufo Olayı!

Bu çok önemli olayın geçtiği Bölge

Askeri personel tarafından rapor edilen UFO olaylarının en çok sansasyon yaratanlarından biri olan Woodbridge olayı, 26-31 Aralık 1980'de, İngiltere'nin Suffolk şehrinde bulunan Amerikan Hava Kuvvetleri (USAF) Üssü ve hemen yakınındaki Kraliyet Hava Kuvvetleri (RAF) Woodbridge Üssü civarında, Rendlesham ormanında meydana gelmiştir.

Bentwaters 81. Taktik Üssü

Olaya bir çok askeri görevli tanık olmuş, üst düzey yetkililerin uzaylılarla iletişim kurdukları söylenmiş; olay başından sonuna kadar hem fotoğraflanmış hem de filme alınmıştır. Yine de olay hakkında en etkileyici kanıt, dönemin RAF Woodbridge Üssü Komutan Yardımcısı Yarbay Charles Halt tarafından yazılan rapordur. Halt'ın olay hakkındaki bu resmi raporu (altta) 13 Haziran 1981'de Savunma Bakanlığı'na sunulmuştur

Yarbay Charles Halt'un hazırladığı Resmi Rapor

Halt'ın resmi raporuna göre, 27 Aralık 1980 gecesi saat 01.00 civarında, Norfolk'taki RAF Wharton Üssü radarları Kuzey Denizi'nin üzerinde tanımlanamayan bir cismin uçtuğunu belirledi. Bu cisim Rendlesham Ormanı yakınlarında radar ekranlarından kayboldu. Aynı sıralarda, USAF Üssü'ndeki iki güvenlik devriyesi, RAF Woodbridge Üssü'nün arka kapısında "olağandışı ışıklar" gözlemlediler. Bunun bir uçak kazası olabileceğini düşünen devriyeler, kapıya giderek araştırma yapmak için izin istediler. Görev başındaki uçuş şefi gereken izni verdi ve üç devriyeyi olay yerine gönderdi. Devriyeler ormana yaklaştıklarında telsiz bağlantıları kesildi ve tuhaf ışıklar saçan bir cisim göründü. metalik görünümlü ve üçgen şeklindeki bu cisim yaklaşık 2 metre uzunluğundaydı. Tabanı 2-3 metre genişliğinde olan cisim, tüm ormanı beyaz bir ışıkla aydınlatıyordu. Tepesinden kırmızı alt tarafından ise mavi ışıklar çıkmaktaydı. Önce havada asılı durmaktaydı daha sonra alçalarak ayakları üstüne yere kondu.

Yere inen UFO'nun İllüstrasyonu

Devriyeler ona doğru yaklaşınca ağaçlara doğru bir manevra yaparak yükseldi ve gözden kayboldu. Cisim, bir saat kadar sonra üssün arka kapısı yakınlarında yeniden ortaya çıktı.

UFO'nun indiği yerden alınan toprak örnekleri ve aralarındaki çarpıcı fark

Ertesi gün yapılan araştırmalarda, UFO'nun gece durduğu yerde 1.5 inç derinliğinde ve 7 inç çapında üç tane çukur oluştuğu görüldü. Bir sonraki gece olay yerinde yapılan radyasyon ölçümleri, Beta/Gamma oranlarının bu üç çukurda ve çukurların oluşturduğu üçgenin merkez noktasında normalin çok üstünde en üst seviyeye çıktığını gösteriyordu. Bu ölçümlere göre, cismin bulunduğu yer normalden 25 kat daha fazla radyasyon taşımaktaydı. Olay yerinde geniş çaplı araştırma başlatıldı ve bazı toprak örnekleri incelenmek üzere toplandı. Fakat bu konuda yapılan araştırmaların analiz sonuçları hiçbir şekilde açıklanmadı.

Şahitler; Onlarca Resmi Yetkili

UFO'lar o gece geç saatlerde, RAF Woodbridge üssünün doğu kapısında tekrar ortaya çıktılar. Normalde tanınmayan ışıkların yerini belirlemek için kullanılan projektörler çalışmıyordu. Yarbay Halt askerlerine “Gidip bu işi çözelim”, dedi. Askerlere dürbünler, radyoaktivite ölçüm araçları, mikrokaset kayıt cihazları ve kameralar dağıtıldı. Halt ve ekibi doğu kapısına vardıklarında hareketlilik çoktan başlamıştı; ormandaki donuk ışığı görenler arasında Yarbay Halt da vardı. Halt, turuncu renkte bir küre'nin, sanki birileri tarafından idare ediliyorcasına, ağaçların arasına girip çıktığını gözlemledi

Halt, raporunda ikinci günkü gözlemleri şöyle anlatmaktadır: “Ağaçların arasında kırmızı, güneşe benzer bir ışık görülmekteydi. İlerleyen bu ışık bir noktadan sonra etrafa ışıldayan partiküller saçmaya başladı, ardından da beş ayrı beyaz cisme bölündü ve gözden kayboldu. Hemen ardından gökyüzünde üç tane yıldız benzeri büyük cisim görüldü. İkisi kuzeyde, biri güneyde olan bu cisimler hızla ve keskin açılar yaparak ilerliyor ve kırmızı, yeşil ve mavi ışıklar saçıyorlardı. Kuzeydeki iki cisim oval biçimliydi, fakat daha sonra tam daire haline gelerek 1 saat ya da daha fazla süre gökyüzünde kaldılar. Güneydeki cisim ise 2-3 saat boyunca gözlemlenebildi, arada bir aşağı doğru ışınlar gönderiyordu. Pek çok resmi kişi, aşağıda imzası bulunanlar da dahil olmak üzere, bu olaylara tanıklık etmiştir.”
Halt, bu UFO olayının büyük bir bölümünü küçük bir kasete kaydetmişti. Ertesi gün amirlerine olay hakkında detaylı bilgi verdi, fakat amirleri ona: “Bu İngiltere'nin meselesidir” diye cevap vererek onun daha fazla açıklama yapmasını engellediler. İlginçtir ki, Savunma Bakanlığı Halt'la konuşmak ve olay hakkında bilgi almak için hiçbir girişimde bulunmamış ve olay hakkındaki soruları yanıtlamaktan kaçınmıştır.

Olaya şahit olan Woodbridge üssündeki diğer görevliler, USAF güvenlik görevlisi Çavuş Larry Warren, Havacı John Burroughs ve Komutan vekili Çavuş Adrian Bustinza, sonradan verdikleri ifadelerde Halt'la hemen hemen aynı şeyleri anlatmışlar ve UFO gözlemini doğrulamışlardır. Bu görevliler, olay günü ormanda üçgen biçiminde ve ayakları üstünde duran bir cisim gördüklerini, bu cismin daha sonra havalanarak ormanın üzerinde asılı kaldığını rapor etmişlerdir.

General'in Dünya Dışı Varlıklarla Karşılaşması

Fakat o gün ormanda olanlar hakkında en ilginç açıklama USAF'ta çalışan güvenlik devriyesi Steve Roberts'ten gelmiştir. Roberts, söz konusu gün bir UFO'nun teknik arızası nedeniyle Rendlesham ormanına acil bir iniş yaptığını söylemiş, hatta üssün o zamanki komutanı General Gordon Williams ve UFO'dan süzülerek bir enerji hüzmesi içinde inen üç insanımsı varlık arasında bir temasa tanık olduğunu bildirmiştir.

Yıllar sonra zamanın Savunma Bakanı "Lord Norton Hill" bu olayın gerçek olduğunu açıkça itiraf etmiştir Diğer güvenlik devriyeleri de cismin yerden birkaç feet yükseklikte durduğunu ve saatlerce orada kaldığını rapor etmiştir. Bu sırada UFO mürettebatından 3 küçük insanımsı varlığın kumandan Williams ile iletişim kurduklarını da eklemişlerdir. Hava Kuvvetleri İstihbarat Servisinin sorularını yanıtlayan Wharton Hava Kuvvetleri Üssü'ndeki yetkililer aynı zamanda metalik bir yapısı olan uçan bir cismin o gün ormana indiğini de söylemişlerdir. Hemen yakındaki Bantwaters Hava Kuvvetleri Üssü'nün komutanı Albay Ted Conrad da UFO'nun indiğini onaylamış ve buna kendisinin de şahit olduğunu söylemiştir: “Üç ayağı üzerinde duran büyük bir cisimdi. Camları yoktu, kırmızı ve mavi ışıklarla kaplıydı. Kesinlikle bir zeka tarafından yönetildiği belliydi. Yaklaşık bir saat sonra inanılmaz bir süratle uçarak gitti. Üç ayağının izi yerde üçgen şeklinde bir iz bırakmıştı. Daha sonra yapılan inceleme sonucu izlerin radyoaktif olduğu kanıtını elde ettik.”

Yarbay Charles Halt tarafından İngiliz Savunma Bakanlığı'na yazılan Woodbridge olayı hakkındaki resmi rapor, Haziran 1983'te Amerikan Haber Alma Özgürlüğü yasasının yürürlüğe girmesi sayesinde yayınlanmış ve büyük sansasyon yaratmıştır. 4 ay sonra, News of The World dergisi söz konusu dökümanı kapaktan “UFO Suffolk'a Resmi Olarak İndi!” başlığıyla yayımlamıştır.

Resmi makamların sessizliği ve inkarları dolayısıyla, Rendlesham Ormanı'nda olanlar hakkında pek çok söylenti çıkmış ve pek çok yorum yapılmıştır. Ancak olay hakkında ne yorum yapılırsa yapılsın, hükümetler istekleri kadar bu olayı örtbas etmeye çalışsın, Woodbridge olayı her zaman için akıllarda resmi makamlarca onaylanmış bir UFO olayı ve insan-uzaylı teması olarak kalacaktır
Devamını Oku »

UFO'LAR RADARLARI YANILTIYOR MU ?



UFO'lar Radarları Yanıltıyor mu ?

İlginç bir olay bir UFO araştırma kuruluşu olan GEPAN/SEPRA dosyalarında yer almaktadır. Aslında bu olay benzeri 489 olayın daha bulunduğu "Weinstein" adlı katalogda yer almaktadır. 489 olayın 101'i yani % 21'i radar olaylarıdır ve bu örnekler ABD Hava Kuvvetleri'nin "Blue Book" adlı araştırma projesinde de yer alırlar. "Blue Book" projesinde yer alan 363 olayın 76'sı da radar olaylarına aittir. Fransız Hava Kuvvetleri'nin 1945'den beri derlediği aeronautic gök olayları dosyaları benzer olaylarla doludur.

1977'den beri sivil ve askeri gözlemler derlenmiş ve birçok örnek de GEPAN/SEPRA'ya verilmiştir. Sivil ve askeri radarlar farklıdırlar, askeri radarlar iki metre kare büyüklüğündeki bir cismi fark edebilirler. 1982'den sonra hazırlanan gözlem raporlarında 12 radar olayı vardır ve bunların üç tanesi UFO tipindedir. Radar uzmanı von Ludwiger'e göre, bütün bu olayların içinde yukarda sözü edilen olay düşündürücü ve dikkat çekicidir. Yer İsviçre, tarih 5 Haziran 1996, saat öğleden sonra 2:30. Dubendorf askeri hava üssünde aralarında radar operatörlerinin de bulunduğu altı görevli, 1700 metre uzaklıkta çok büyük gümüş renkli bir cismi görürler, cisim karşıdaki büyük binanın ardından ortaya çıkar, sallanarak 1300-2000 metre arasında inip çıkarak ilerlemektedir.

Üç radar cihazı birden harekete geçirilir. Von Ludwiger normal dışı hareketler yapan radar hedeflerinin, çok net olarak belirlenebildiğini ve kayıtlara geçirilebildiğini söylemekte ve bu tür kayıtların sonradan en iyi şekilde analiz edilebildiğini belirtmektedir. Ama bu kez, radarlarda hiçbir görüntü yoktur, sadece bir hareketin eğim çizgileri belli belirsizdir. Von Ludwiger, normal dışı atmosferik ışın kırılmalarının açıklanabildiğini ama bazı zamanlarda da radar kayıtlarında uzun eğim izlerine rastlandığını anlatmakta ama bu olayda farklılık olduğunu da eklemektedir.

Peki o cisim neydi ve radar ne görüyordu? Yukarıdaki olayda askeri yetkililerle, sivil gözlemciler arasındaki işbirliği mükemmeldir ama her ülkede ve olayda bu mümkün olmaz. Her ne kadar radarlardaki açıklanamayan cisimler otoritelerce uyumsuz ve normal değilse de hatta çoğu zaman radar arızası olarak tanımlanıyorlarsa da, sonuçta resmi UFO araştırma kuruluşlarının en önemli malzemeleri olarak sınıflandırılırlar. Buna karşın Radar olayları UFO kanıtlarının en gizli tutulan ve göz ardı edilen türüdürler, ayrıca uzmanlık gerektirdikleri için de kullanışlı sayılmazlar ve ham veri olarak kabul edilirler. Von Ludwiger ise, dürüstçe radar konusunda daha da doğrusu radarlarda gördüklerimizi yorumlama alanında yeterince deneyim kazanmadığımızı itiraf etmektedir. 
Devamını Oku »

NASA VE UFO'LAR



NASA ve UFO'lar

1958'de kurulan Ulusal Havacılık ve Uzay Yönetimi (NASA), ABD'deki havacılık ve uzay araştırmaları programını koordine eder ve yönetir. Bütçesi, dünyadaki tüm ülkelerin önemli uzay aktiviteleri için ayırdığı bütçeden daha fazladır.

NASA, resmi bir sivil ajans olmasına rağmen, CIA, Savunma Departmanı, Ulusal Keşif Ofisi, Ulusal Güvenlik Ajansı ve diğer ajanslarla birlikte çalışır. Bu birimlerdeki tüm personelin, önemli istihbarat programlarının, çok yüksek güvenlik ayrıcalığı vardır. UFO araştırmaları da bu programlardan biridir.

11 Mayıs 1962'de NASA pilotu Joseph A. Walker, görevlerinden birinin roket güçlü X-15 aracıyla uçarken, uçuşu sırasındaki tanımlanamayan cisimleri saptamak olduğunu itiraf etmiştir ve bu görevde 5-6 silindir ya da disk şeklinde UFO'yu filme aldığını söylemiştir. “Uzay Araştırmalarının Barışçıl Kullanımı 2” adlı Ulusal konferansta, “Bununla ilgili spekülasyon yaptığımı sanmıyorum” diyen Walker, sözlerini, “Bildiğim tek şey uçuşun ardından çalıştırılan filmde görünendir” diye bitirmektedir.

Haziran 1962'de, X-15 pilotu Binbaşı Robert White, dönüşü sırasında 58 millik bir yükseklikteyken ön tarafta garip bir cisim gördüğünü rapor etti. Robert, “Onun ne olabileceğiyle ilgili bir fikrim yok. Grimsi bir renkteydi ve 30-40 fit uzaklıktaydı” dedi. Binbaşı White, Time Magazin'le olan röportajında, “Orada garip bir şeyler var. Kesinlikle oradalar” demiştir.

NASA'nın elinde uzay uçuşlarındaki UFO gözlemlerini ve Ay'daki uzaylı varlığını belgeleyen pek çok döküman bulunmaktadır.

Ağustos 1967'de Lunar Orbiter-5, Ay'ın Mars Humorum bölgesinde Vitallo kraterinin içinden yukarı doğru tırmanan, arkasından da kazmış olduğu toprakları püskürten mekanik bir maden makinesi fotoğraflamıştır.

Ocak 1969'da Apollo 5 Ayın arka yüzünün fotoğraflarını çekmiştir. Fotoğraflarda maden makineleri tarafından bir kenarı düzeltilmiş büyük bir krater görülüyordu. Aynı kraterin karşı kıyısında bu düzeltme işlemini tamamlamak üzere bekleyen makineler bulunmaktaydı. Bu makineler tahminen 1600 m. boyunda ve 68 m. genişliğindeydi. Daha küçükleri ise 4.5 m. genişlikte görünüyordu.

Montreal'de çıkan Kanada gazetelerinden Midnight, 8 Şubat 1977 tarihinde bu konuyla ilgili fotoğraflar ve Harry Sentt imzalı bir makale yayımlamıştır. Makalede şöyle denilmektedir:

“Amerikan bilim adamlarının söylediklerine göre, Ayda yabancılara rastlanmıştır. Onların makineleri ve çalışmaları, bu sayfada yayımlanmış bulunan NASA'nın resimli fotoğraflarında görülebilir. Bir Amerikan astronomun belirttiğine göre, Amerika Aydaki yabancılarla yüz yüze gelmekten çekindiği için Ay keşif programını ertelemiş bulunmaktadır. Astronom George H. Leonard isminin açıklanmasını istemeyen bir uzay bilimcinin, kendisine dünyadaki seçkin yöneticilerin uzaylılar hakkında haberdar edildiğini söylediğini belirtmiştir.”

Astronom Leonard, “Midnight” gazetesine şunları söylemiştir:

“Ayın bir çeşit UFO üssü olduğuna dair beni oldukça emin kılan faktörlerden birisi orada gözlenen nesnelerin üzerindeki işaretlerdir. Bu işaretler, bir New Mexico polisinin yere konmuş bir UFO üzerinde gördüğü işaretlerle aynıdır.”

Leonard, “Ayda Başka Biri Var” (Somebody Else is on the Moon) isimli kitabında, Amerikan uzay kuruluşu NASA'nın Aydaki yabancılar hakkındaki bilgiyi dünyadan gizlediğini söylemiştir. Aynı nedenlerle Apollo astronotları da bu konudaki haberlerin yayılmasını engellemek için şifreli bir dille konuşuyorlardı. Leonard'a göre, milyarlarca dolar harcanarak gerçekleştirilen Aya gidiş programlarının asıl amacı ne uzay yarışını kazanmak ne de bilimsel araştırmalar yapmaktı. Amerika ve Sovyetler Birliği kendi aralarındaki gizli bir işbirliği ile, bu yabancıların Ayda ne yaptıklarını öğrenmek için var güçleriyle çalışıyorlardı. Üstelik Ayda dev grayderleri bulduklarında iş bir türlü anlaşılamadı. Bu makinelerle ne yapıldığı anlaşılamayınca iki ülkenin hükümetleri sonuçları gizledi. NASA da Aya insanlı yolculuk tasarılarından vazgeçtiğini dünyaya açıkladı.

Leonard iddialarını iki temele dayandırıyor: İlki Apollo astronotlarının çektiği ve basına da verilen yüzlerce Ay fotoğrafı. Diğeri ise 1960'larda Orbiter adlı insansız uzay araçlarıyla çekilen fotoğraflar.

Leonard Aydaki Tycho Krateri'nde, sekizgen biçiminde yapay bir alan olduğunu söylüyor. Bu sekizgenin üzerinde devasa harflerle PAF yazılmış. Ay yüzeyinde birçok yerde harf biçiminde kabartmalar var. Kabartma harflerin en sık rastlanılanları ise A, X, ve P harfleri. Leonard'ın buldukları arasında eski Cermen alfabesinden bazı harfler, eski Hindu alfabesindeki S harfi var. Leonard bu harflerin tepelerinden uçan UFO'lara yön göstermekte kullanıldığını düşünüyor.

1967'de, NASA'dan bir bilim adamı, “2 yıl önce, bir çoğumuz UFO'lara Modern zaman insanlarının fobilerinden biri olan cadılar diye bakardık. Fakat pek çok saygı değer kişi, NASA'yla kendinden emin bir tutumla ilgilenmiştir ve uzay ajansları gelecek 20 ayda UFO çalışmaları kontratı yapmıştır” demiştir.

Konuyla yakından ilgilenen kişilerden biri de NASA'nın süper uzay izleme ağını, UFO'ların dünyaya girişlerini denetleme ve bilgilendirme amaçlı kullanmasını isteyen Dr. Hynek'tir. Buradaki problem, bugün de olduğu gibi, NASA tarafından izlenen UFO gözlemlerinin halktan saklı tutulması ve çok gizli olarak sınıflandırılmasıdır. Fakat sızan haberler vardır tabi.
Devamını Oku »

Yukarı Git