4 Mart 2016 Cuma

KAÇIRILMA DOSYASI (ALIKONMA)




Kaçırılma Dosyası (İnsan Kaçırmalar)

İNSAN KAÇIRMALAR - GEMİLERİN İÇİNDE

UFO’lar tarafından kaçırılanlar, kendilerini ilk olarak antreye benzeyen küçük, karanlık bir odada bulurlar. Fakat kısa bir süre sonra kendilerine çeşitli yöntemlerin uygulanacağı daha büyük odalara alınırlar. Bu odalar, duvarlardaki gizli aydınlatmalar ile biraz sisli fakat oldukça aydınlık bir görünümdedirler. Bazen ortam karanlık, serin ve nadiren de kötü kokulu olabilir. Duvarlar ve tavan kavisli, genellikle beyazdır. Zemin ise koyu renkli, bazen siyah renklidir. Çeşitli katlar ve girintilerden oluşan yapının duvarları bilgisayara benzeyen aletlerle çevrilidir. Eşyalar oldukça azdır ve tamamen vücudu destekleyen tarzdadır. İçerisi genellikle steril, serin, mekanik ve hastane görünümlüdür. Kaçırılan kişiler geminin içinde çeşitli işlerle meşgul haldeki uzaylı yaratıklarla karşılaşabilirler.

Uzaylılar, çeşitli şekillerdedir. Uzun yada kısa olabilseler de genellikle parlak, saydam varlıklardır. Çoğunun vücudunda tamamen olmasa da saydamlıklar vardır. Sürüngene benzeyenlerin genellikle mekanik işlerle ilgilendiği görülmüştür. En çok karşılaşılan yaratık tipi, 3-4 feet uzunluğunda küçük insansılar olan "GRİLER"dir. Bu yaratıkların armuda benzeyen büyük kafaları, 3-4 adet uzun parmaklı uzun kolları, ince gövdeleri ve uzun ince bacakları vardır. Bazı istisnalar dışında cinsel organları görülmemiştir. Vücutlarında herhangi bir tüy ve kulakları yoktur. Basit görünümlü burun delikleri vardır. Her hangi bir duygu yansıtmayan ağızları ince bir çizgi halindedir ve açıldığı nadiren görülür. En belirgin özellikleri kocaman yuvarlak ve siyah gözleridir. Bu gözlerin içinde göz akı yada göz bebeği bulunmaz. Gözlerinin insanı etkileyen bir gücü vardır. Kaçırılan kişiler bu gözlere baktıklarında, sanki içlerini görüyorlarmış gibi gelir ve de kendini kaybetme hissi yaşadıklarının belirtiyorlar. Yaratıklar birbirleriyle telepati yoluyla haberleşiyorlar. Genellikle tek parça, oldukça sade benzeri bir giysi giyiyorlar. Giysilerinin üzerine başlarını örten bir başlık oldukça yaygın.

YAPILAN İŞLEMLER

Gemilerde, kaçırılan kişilere uygulanan işlemler iki guruba ayrılabilir. Fiziksel işlemler ve gözleme dayalı işlemler. Kaçırılanlar genellikle çıplak bir halde saatlerce süren incelemelere maruz kalırlar. Uzaylılar öncelikle büyük siyah gözleriyle dikkatlice bakarak uzun süre insan vücudunu incelerler. Bu inceleme sırasında kişiler sanki beyinlerindeki her bir düşüncenin ayrı ayrı incelendiğini hissettiklerini söylerler. Daha sonra çeşitli aletler yardımıyla vücutlarından saç, deri ve benzer örnekler alınarak incelenir. Kullanılan aletler vücudun her parçasını incelemek için özel olarak tasarlanmıştır ve bunlarla burun, sinüsler, gözler, kulaklar, kollar, bacaklar, ayaklar, karın, jenital organlar ve bazen de göğüs bölgesi incelenir. Bazı durumlarda kaçırılan kişinin beynine ameliyat yapıldığı ve sinir sistemine müdahale edildiği belirtilir. Bunların yanında uzaylıların en çok önem verdikleri kısım insanların üreme organlarıdır.

Kullandıkları aletlerle karın bölgesinden yada jenital organlardan girerek erkeklerden sperm, kadınlardan yumurta örnekleri alırlar. Bu işleme maruz kalanlar uzaylılar tarafından hamile bırakıldıklarının, daha sonra bu ceninlerin vücutlarından alındığını iddia ederler. Ayrıca bu kişiler, vücutlarından alınan ceninlerin geminin çeşitli bölümlerinde bir takım işlemlere maruz bırakıldığının ve daha sonra bunlarla uzaylı-insan karışımı melez bir ırk yaratıldığına şahit olduklarını belirtirler. Gemi içerisinde bu yöntemle büyütülmüş çocuk, genç ve yetişkin kişiler bulunur ve uzaylılar bu insanların bizim özelliklerimizi taşıdığı açıkça bellidir.

Sonuç olarak, kaçırılan kişiler üzerinde uygulanan bu fiziksel ve biyolojik çalışmaların, uzaylıların genetik mühendislik yöntemleriyle insan-uzaylı karışımı melez bir ırk yaratma amaçlarıyla ilgili olduğu anlaşılmaktadır.

BİLGİLENDİRME VE BİLİNÇ KAYBI

Kaçırılma olayları ile ilgili diğer bir önemli teori de, uzaylıların, kaçırdıkları insanların bilinçlerini geliştirdikleridir. Uzaylılar, uyguladıkları yöntemlerle bu insanların duygusal ve ruhani yapılarını geliştirerek onların hayata bakış açılarını, düzen ve barış hakkındaki görüşlerini olumlu yönde değiştirmişler, bu insanlara, yaşadıkları dünyadaki şiddet ve yok etmeye dayalı bilinci engelleme amaçlı sorumluluklar aşılamışlardır.

Bu prosedür, uzaylılarla insanların zihinsel bir bağ kurarak bilgi aktarımı ve bu görüntülerin gemideki monitör benzeri cihazlardan diğer kişilere de gösterilmesi şeklinde gerçekleştirilmiştir. Bu görüntüler arasında yer alan, dünyanın nükleer bir felaket sonucu yok olması, uçsuz bucaksız, kurak ve üzerinde yaşanılamayacak haldeki yer yüzü görüntüleri ve dev depremler, ateş fırtınaları, sel baskınları sonucu dünyanın kıyamete benzer bir durum yaşaması, hatta dünya yüzeyinin kırılarak dünyanın yarılması, İzleyen insanları, barışı sağlamazsak gelecekte karşılaşabileceğimiz tehlikeler hakkında bilinçlendirmiştir.

Uzaylıların söylediğine göre insan ırkı, onların varoluşunu kabullenmeye henüz hazır değil .Eğer toplu bir temas yaşanacak olsa, normal hayatımızda tanımadığımız, anlamadığımız, bizden farklı olan herkese davrandığımız gibi onlara da düşmanca davranacak, evrensel barış için yapılan bütün çabalar sonuçsuz kalacaktır.. Uzaylı varlıkların istedikleri yaşam biçimimizi değiştirmek değil, insanlara evrensel bir bilinç hakkında bilgiler vererek onların doğru olan yaşama biçimini seçmelerine yardımcı olmaktır. Bazı kişilere dünyanın kaderi, insan zihninin kontrolü hakkında ve benzer şekilde evrimleşerek 'iyi’ yada 'kötü’ hallere gelmiş başka ırklar hakkında bilgiler verilmiştir.

FİZİKSEL ETKİLER

Kaçırılanların maruz kaldığı fiziksel müdahaleler önemlidir. Bu insanlar, vücutlarında ortaya çıkan kesik, çürük ve yara izlerinin gemide yaşadıkları işlemler sonucu ortaya çıktığından şüpheleri olmadığını söylüyorlar. Ayrıca bir çok kadın tanık, kaçırılmadan önce hamile olduklarını, gemide uygulanan işlemlerden sonra hamileliklerinin sona erdiğini belirtiyor. Bu deneyimleri yaşayan bir çok kişi, sonraki yaşamlarında elektrikli aletlere dokunduklarında bu aletlerin düzgün çalışmamaya başladığını görmüş. Kaçırılma olaylarında sıkça rastlanan bir durum da, uzaylıların bir takım izleme aygıtlarını bu insanların vücuduna yerleştirmeleri. Bu aygıtlar özellikle kafatasının içine yada burun gibi bölgelere yerleştiriliyor. Böylece temas kurdukları bu insanları 24 saat izleyebiliyorlar. Bu aygıtlar deri altına yerleştirilen küçük modüllere benziyorlar .Bazı vakalarda bu türden izleme aygıtları bulunmuş ve elektromisroskobik ortamda analizleri yapılmıştır.

KAÇIRMALARIN DEVAMI VE YERLEŞTİRİLEN CİSİMLER

Kesin olan bir şey var ki, kaçırılma olayları bunu yaşayan insanların hayatlarını tamamen değiştiriyor. Bu tür karakter değişiklikleri dört şekilde gerçekleşiyor: İlk olarak, kaçırılan kişilerin maruz kaldıkları işlemler, kendi rızaları dışında kaçırılmaları, paralize edilmeleri ve tanımadıkları varlıklar tarafından kobay olarak kullanılmaları bu insanların ruhsal yapılarını sarsmaktadır. İkinci; kaçırılan kişiler, hayatları boyunca yalnızlık ve çevresine yabancılık hissediyor. Çevrelerindeki insanlarla uyum sağlayamıyor ve onlardan dışlanmış, farklı hissediyorlar. Üçüncü olarak, bu insanlar daha önceden inandıkları bilgilerin ve fizik kurallarının inanılmaz derecelerde alt edildiğini görünce bir çeşit şok yaşıyorlar. Hayatları boyunca evrende yalnız oldukları düşüncesi ile yetişmiş olan bu kişiler, bizden daha ileri teknolojilere ve zekaya sahip uygarlıkların varlığını kabullenmekte güçlük çekiyorlar. Son olarak, kaçırılmaları sırasında maruz kaldıkları incelemeler, yaşamları boyunca karşılaşacakları rahatsızlıklar yaratabilmekte. Bu rahatsızlıklar, vücutlarında ameliyat edilen bölgelerde oluşan ağrılar, baş ağrıları, ürolojik, jenital sorunlar, sinüslerde rahatsızlıklar, cinsel işlev bozukluklarının yanı sıra hastanelerden, iğneden korkma, kapalı yerde kalamama gibi psikolojik rahatsızlıklar olarak ta ortaya çıkabiliyorlardır.

ZİHİNSEL DEĞİŞİMLER

İnsanlar ve uzaylılar arasında gelişen ilişkiler akıllara uzaylıların düşüncelerinin ne olduğu sorusunu getiriyor. Bu yaratıklardan insanlarla temas kuranların iyi ve barış amaçlı oldukları gibi buraya gelmeseler de savaşçı, kötü niyetli yaratıkların varlığından da bahsediliyor. Özellikle "griler" denilen yaratıklar insana fizik ve davranış olarak benziyorlar. Sonuç olarak, kaçırılan kişiler zorluklarla karşılaşsalar da edindikleri deneyimlerle, evrendeki kozmik dizayn içerisindeki yerleri ve yaşadıkları gezegenin sistemi ile barış ve uyum içerisinde yaşamak konusunda bilgiler sahibi kişiler oluyorlar. Yaşamın kendisine duyulan saygı ve doğanın gizemli yapısının bir parçası olma bilinci, dünyanın içinde bulunduğu çevresel kriz ve duyarsızlık ortamında bizlere bir umut ışığı olabilir.
Devamını Oku »

GÜNEŞİN ETRAFINDA DEV UFO’LAR?





GÜNEŞİN ETRAFINDA DEV UFO’LAR?


NASA işlev bozukluğu olduğunu iddia ediyor, fizikçi Nassim Haramein  dev UFO’ların Güneşin yıldız kapısını kullandığını söylüyor.

Güneşi izleyen NASA’nın Stereo uzay aracı 18 Ocak 2010 civarında Güneşin yakınlarında dev küresel UFO’lar kaydetmeye başladı. Bir gözlemciye göre, UFO’lar NASA’nın Stereo fotoğraflarının çoğunda farklı pozisyonlarda iken, hareket ettikleri görülüyor ve en azından Dünya’nın büyüklüğü kadar dev boyuttalar. Eğer UFO’lar gezegenler veya bazı dev asteroid kuyruklu yıldız türü olsalardı, Güneşin ürettiği kuvvetli çekim tarafından Güneşin içine çekilmiş olurlardı.”
NASA Stereo Projesi bilim adamı Dr. Joe Gurman, dev solar UFO’ların basınçla oluşan yapay eser olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, DSN’nin desteklediği tüm misyonlardan gelen tüm playback verilerini saklayan DSN’deki “merkezi veri kaydedici”nin 18 Ocak 2010’da arızalandığını belirtiyor. 18 Ocak solar UFO dalgasının başladığı tarih.




Dev solar UFO’ların gizeminin kuantum fiziği çözümünde, fizikçi Nassim Haramein bir video – kaset analizinde Dünya büyüklüğündeki UFO’ların aslında Güneşi kara – delik tekilliği veya yıldız kapısı olarak kullanarak güneş sistemimize ulaşan dev dünya dışı veya boyutlar arası uzay gemileri olduğunu ifade ediyor. Haramein, dev solar UFO’larla ilgili NASA Stereo verilerinin, dünya dışı uygarlıkların büyük (Dünya büyüklüğünde) uzay gemileri kullandıklarında, güneş sistemimize Güneşteki yıldız kapısı vasıtasıyla eriştiklerini kanıtladığını iddia ediyor.




Exopolitics Canada’nın direktörü Mike Bird “NASA resimleri değiştirmeden önce” NASA Stereo web sitesinden resimleri indirebildiğini belirtiyor.
Aşağıdaki videolarda SOHO uydusunun ve NASA Stereo uzay aracının 21 Ocak 2010’da aldığı Güneşin ve Güneşin etrafındaki dikkati çeken UFO’ların benzer resimlerini analiz ediyor. Okuyucuların Dev UFO’ları görmesi için bu videonun hepsini izlemeleri tavsiye ediliyor.








‘Ayrıca dev UFO’ların Güneşin ışığını aynen metal bir geminin yansıttığı gibi yansıttığına dikkat edin. En iyi tahminim, bunlar Güneşi gözleyen dev gezegen büyüklüğünde uzay araçlarıdır veya bu ifşaat yeni gerçekleşiyor. Her iki şekilde de, NASA’nın resmi açıklamasını bekliyorum’
NASA’nın Güneşin etrafındaki dev UFO’lar açıklaması: ekipman arızası
NASA STEREO Projesi Bilim adamı (Dr.) Joseph B. Gurman, aşağıdaki teknik açıklama ile Güneşin yakınındaki dev UFO resimlerini yanıtladı (21 Ocak 2010’da rapor edildi). Dr. Gurman şöyle yazdı, ‘Gördüğünüz şey “işaret modu” ( gerçek – zamana yakın, fazla sıkıştırılmış, bölmelenmiş imgeler) ve normal playback telemetri imgeler (daha az sıkıştırılmış ama hala kayıplı sıkıştırılmış) arasındaki farktır.



18 Ocak’ta saat 21:472de (UT), DSN’nin desteklediği tüm misyonlardan alınan tüm playback verileri saklayan DSN’deki ‘merkezi veri kaydedici’ arızalandı. Biz ve DSN tarafından desteklenen tüm diğer misyonlar 18 Ocaktan itibaren ve ertesi günlerde alınan playback’lerimizi bekliyoruz. Onları alır almaz ve enstruman ekipleri telemetriyi bilimsel olarak faydalı formatlara yeniden formatlayınca, resimleri ve diğer STEREO tarama verilerini normal yerlerine koyacağız.”



Dr Gurman’ın mektubunu alan kişi NASA’nın açıklamasını inanılır bulmadı.
Fizikçi Nassim Haramein ET UFO’larının güneş sistemimize Güneşin yıldız kapısı vasıtasıyla eriştiğini söylüyor
Dev, Dünya büyüklüğündeki UFO’lar Güneşin etrafından ortaya çıktılar ve NASA’nın Stereo uzay aracı tarafından izlendiler ve kaydedildiler. 18 Ocak 2010’da başlayan şu andaki “dev solar UFO dalgası” en yakın zamanlarda tekrarlanan fenomendir.
Fizikçi Nassim Haramein dev solar UFO’ları, kuantum fiziği ve tekillik teorisi açısından başarılı bir şekilde açıklamış olabilir. Onun konferanslarından alınan aşağıdaki video alıntısında, NASA Stereo uzay aracı tarafından kaydedilen dev solar UFO dalgası kayıtlarının örnekleri kullanılıyor.
Haramein’e göre, her Güneş kara delik tekilliği içerir. Büyük (dünya büyüklüğündeki) uzay araçlarıyla güneş sistemimize erişmek isteyen ileri dünya dışı varlıklar veya boyutlar arası uygarlıklar, Güneşimizin yıldız kapısı vasıtasıyla bunu yapabilirler.
2010 dev solar UFO’larının ET ifşaatı neyi ima ediyor?
18 Ocak 2010 dev solar UFO’lar dalgasının 2010 dünya dışı varlıkların ifşaatının derin imalarına sahip; orijinal NASA’nın Stereo uzay verilerinin gerçek imgeler olduğunu kabul ediyor.


1) NASA’ya dünya dışı ifşaatlar yapması için güvenilemez – NASA Stereo Projesi bilim adamı Dr. Joe Gurman’ın sunduğu ekipman arızası teknik açıklaması inandırıcı değildir. Bir neden göstermeden NASA web sitesindeki dev solar UFO’ları gösteren resimleri kaldırdı.
2) İlerici insan bilimi şimdi dev solar UFO’ları açıklayabiliyor – Nassim Haramein’in tekillik teorisi, boyutlar arası realiteden güneş sistemimize erişmek için Güneşimizin yıldız kapısını kullanan dev solar UFO’ların akla yakın, bilime – dayanan açıklamasını sunuyor.
3) 18 Ocak 2010 solar UFO dalgası, dünya dışı varlıklar tarafından kendi varlıklarının ifşaatını oluşturuyor – Güneşin yıldız kapısı vasıtasıyla güneş sistemimize girerek ve NASA’nın Stereo uzay aracı tarafından izlenerek ve kaydedilerek, dünya dışı (boyutlararası) uygarlıklar, Dünya kadar büyük gemilerinde kendi varlıklarını ortaya koydular.
4) Güneş sistemimize Güneşin yıldız kapısı vasıtasıyla erişen Dünya büyüklüğündeki solar UFO uzay gemileri, 1967 Dış Uzay Anlaşmasına maruz kalacak, bu anlaşmada şunlar var, “Ayı ve diğer göksel gövdeleri kapsayan dış uzay kullanım veya meşguliyet vasıtasıyla veya başka araçlarla egemenlik iddia ederek ulusal el koymaya maruz değildir.”
5) Güneş sistemimize Güneşin yıldız kapısı vasıtasıyla erişen Dünya büyüklüğündeki solar UFO uzay gemilerinin eğer gerekirse insan nüfusumuza acil yardım sağlama (veya sosyo – politik hakimiyet) yeteneğine sahip olduğu görünüyor.




Devamını Oku »

UFO'LARIN TİPLERİ VE ÖZELLİKLERİ




UFO'ların Tipleri ve Özellikleri

Dünya dışı varlıklar, gezegen ve sistemler arası gezi ve araştırma uçuşlarında değişik tip ve ebatlarda uzay gemileri kullanmaktadırlar. Yıldız sistemlerindeki her gezegenin yapısına uygun olarak dizayn edilmiş uzay araçları vardır. Atmosfer-içi, yakın-uzak gezegenler arası, yakın-uzay ve galaksiler arası uçuşlar için tasarlanmış bu araçların çoğu bizim uymak zorunda olduğumuz aero-dinamik yasalara göre biçimlendirilmemişlerdir.

UFO'lar Dünya yapısı olmayan, havada normal bir uçak ya da helikopterin yapamayacağı hareketleri ve manevraları yapan, dış görünüşleriyle de tanıdığımız göksel taşıt araçlarına hiç benzemeyen uçan cisimlerdir. UFO'lar evrensel yolculukların gerçekleştirildiği uzay taşıt araçlarıdır.



UFO'ların dış görünüşlerini belirli modellerle sınırlandırmak hatalı olur .Gerçekten de sadece disk biçiminde değil, çok değişik şekillerde UFO'lar gözlemlenmiştir. Çünkü bu değişik tipteki UFO'lar değişik galaksilerden ve sistemlerden gelmektedir ve kendi aralarında da farklı teknolojik seviyelerde olan uygarlıklar tarafından yönetilmektedirler.

Çoğu kez dairesel biçimde görülen UFO'ların arasında tıpkı bir piramit özelliklerini taşıyanlar da vardır. En sık rastlanan tip elbette ki disk şeklindeki UFO'lardır. Bu diskler düz, kubbeli, çan biçimli, Satürn modeli olarak tanımlanırlar. Genelde Gümüş rengi, parlak metalik, altın sarısı veya siyah renktedirler. Gece görülen UFO'lar çevrelerine parlak renkli ışıklar yayarlar. Işıkların rengi ve tonu UFO'nun hızına göre azalıp çoğalabilir. Renkler gökkuşağının bütün nüanslarını taşırlar.


Normal bir UFO'dan çok daha büyük boyutlardaki Ana Gemiler ise, puro biçimi olarak bilinirler. Ana Gemiler yeryüzüne araştırma yapmak amacıyla gönderilen küçük diskleri ve UFO'ları taşıyan devasa araçlardır. Bu dev boyutlardaki araçlar, kimi zaman bir şehri, hatta bir ülkeyi içine sığdırabilecek kadar genişliktedirler. Ana gemiler de metalik dış yüzeye sahiptirler. Puro biçimli Ana Gemiler de, kendi aralarında farklı tiplere ayrılmışlardır. Yerden bakıldığında ince, uzun bir çubuğa veya üzerinde herhangi bir çıkıntısı olmayan, her iki ucu da oval biçimde olan bir tükenmez kaleme benzetilebilirler.



Hem UFO'lar, hem de Ana Gemiler normalde insan zihninin alamayacağı uzaklıktaki mesafeleri yine inanılmaz hızlarla ve büyük bir kolaylıkla, kısa zaman içinde kat edebilirler. Gözlemciler çoğu kez bir saniye önce gördükleri UFO'nun gözden kayboluşunu fark bile edemediklerini bildirirler.


UFO'lar hemen her ülkede değişik yaş gruplarındaki insanlar tarafından rapor edilirler. Öğrenciler, kırsal kesimde ve şehirlerde yaşayanlar, ev kadınları, pilotlar, astronomlar, senatörler ve hatta devlet başkanları (Carter, Reagan,) UFO'ları gözlemlemişlerdir.

UFO gözlemleri çoğunlukla 1 ile 5 kişilik gruplar tarafından yapılır. Bununla beraber UFO'yu binlerce insanın aynı anda gördüğü toplum gözlem olayları da defalarca olmuştur. UFO gözleminde sürekli gözlem süresi birkaç saniyeden birkaç saate kadar değişir. Bazı olaylarda UFO'ların aralıklarla birkaç saat süreyle gözlemlendiklerine rastlanmıştır. UFO gözlemleri günün ve gecenin her saatinde olabilir. Ancak istatistiklere göre yoğunluk gece 21.00 ve sabaha karşı 04.00 saatleri arasındadır.


UFO'lar çevrelerine ışık yayarlar dedik. Bu şiddetli ışık bazen gözleri rahatsız edecek kadar fazladır. Gece tezahürlerinde bile ağaçlık alanları, çiftlikleri tıpkı bir projektör ışığı gibi aydınlatır. Dünyaya gözle görülür şekilde yaklaşan bir UFO'nun belirli bir bölgeye yönelttiği veya yaydığı ışık genellikle beyaz renktedir.

Uçan dairelerin insanları gerçekten şaşkın bırakan en önemli özelliklerinden biri de hareket yetenekleridir. UFO hareketleri, dönen bir topacın yalpalama hareketi, düşen bir yaprak ya da sarkaç hareketi, top gibi aşağı yukarı sıçrama hareketi, uçuş yörüngesi boyunca aşağı ve yukarı salınım hareketi, 90 derecelik ani açılar yapması ve zig zag hareketi olarak tanımlanmıştır. Çoğu kez UFO'lar uçarken bir hizada, kademeli, yan yana, eşkenar dörtgen, dikdörtgen, üçgen, ‘V' ve ‘Y' uçuş düzeninde görülürler.


Gözlemlenen diğer bazı şaşırtıcı hareket biçimleri de şunlardır: Yüksek hızlarda giderken dik açı yaparak dönme; gemi, otomobil ve uçakların çevresinde dönme, onlarla birlikte seyretme ve üzerlerine ani dalışlar; iki veya daha fazla UFO'nun buluşması; bir veya daha fazla UFO'nun daha büyük olan bir diğerinin içine girmeleri; büyük hızlarda uzaklaşarak ya da gözden kaybolarak jet avcı uçaklarından kaçmaları; hızla uzaklaşarak projektör ışıklarından kaçmaları ve enerji hatlarını çok yakından izlemeleri.

Görüldüğü gibi uçan dairelerin Dünya insanı tarafından pek de kolay algılanamayan, son derece değişik fizik özellikleri vardır. Bunlar sadece ve sadece D.Dışı taşıt araçlarına ait şeylerdir. İnsan kulağının duyma frekansının menzili içinde UFO'lar çoğu kez sessizdirler. Sesler duyulduğundaysa, bu genellikle, yüksek bir vızıltı, dönen bir topaçtan çıkan vınlama sesi, hışırdama, parlama ya da rüzgar sesi biçiminde tanımlanırlar. Geçtikleri yerlerde bazen kuvvetli bir ozon kokusu duyulur. Olası dahilinde elektro manyetik radyasyona karşı duyarlılığın ya da dokunma duyusunun frekans menzilleri içinde, UFO'larla yakın karşılaşmalarda bulunanlar, şu tarz raporları vermişlerdir: Otomobil yolcuları şok geçirmiş ve uyuşma hissetmişler; sürücüler geçici yarı felç durumu yaşamışlar; yolcular bir tür elektrik şokuna maruz kalmışlar; karıncalanma hissi duymuşlar; gözler tahriş olup şişmiştir.


Müşahitlerin hepsi uçan dairelerin fevkalade hareket kabiliyeti ve hızına işarette bulunmuşlardır. Görünürde ses üstü hareketlerine karşılık ne bir ‘patlama' ne de bir ‘şok dalgası' vardır. Bu durum klasik akışkan mekaniği kanunlarına zıttır. Genellikle uçan daireler, helikopterler gibi öne meyillenerek ilerliyorlar. Bu uçuş durumu hızları arttıkça daha belirgin hale gelmektedir. Hızla birlikte ışık durumu da artmakta ve renkleri değişmektedir.

Silindir biçimliler pek büyük boyutlara sahiptirler. Sabit durumda dikey şekilde bulunurlar. Bazı gözlemlerde etraflarında uçan daireler görülmüştür, sanki onlardan çıkmaktadırlar. Bu nedenle onlara "ana gemi" demek adet olmuştur. Hareket esnasında, bu ana gemiler yatay duruma geçiyorlar ve bu sırada, düz olan arka kısımlarında ışıklı serpintiler görülmektedir. Uzaylıların ana gemileri çok büyük ve geniş oldukları için genellikle atmosferimize girmemektedir. Bu yüzden dünyamıza genellikle keşif gemileri gönderilmektedir. Ayrıca mürettebat taşımayan ve uzay gemilerinden idare edilen gözlem disklerine de atmosferimizde sık sık rastlanmaktadır.

TEMSİLİ RESİM - ANA GEMİ

Bütün bunlardan başka bir de UFO'ların EM (elektro manyetik) etkileri vardır. Otomobillerin durmaları, tüm elektrik sistemlerinin işlemez hale gelmesi, geniş bir çevrede elektriklerin kesilmesi, radyo, televizyon, telefonların çalışmaması, pille çalışan kameraların çalışmaz hale gelmesine neden olmak gibi etkilerdir. EM etki, mekanik sistemlerin işleyişinde de ortaya çıkar. Örneğin, manyetik olmayan alaşımlardan yapılmış mekanik saatlerin durması, bazı cihazların çarklarının dönmemesi, mekanik düzenli kameraların işlememesi gibi. UFO fenomeni sanki enerji çekme ve özellikle de elektrik enerjisini çekme yeteneği göstermekte ve tüm kinetik gücü felce uğratmaktadır.

BİR UFO, yani kimliği belirsiz uçan obje, ciddi araştırmacılar tarafından, kolaylıkla tanımlanamayan bir hava olayı olarak tarif edilir. Bir hayli çabayla birçok UFO raporları, uçaklar, parlak gezegenler, yıldızlar, meteorlar, balonlar, uydular, acayip bulut biçimleri vs. olarak teşhis edilebilirler. Çeşitli doneler veya kişilerin karakterlerinden dolayı, diğer UFO raporları maalesef şarlatanlık olarak tebarüz ederler ya da şarlatanlık olduklarından kuşkulanılır. Bununla beraber, kolaylıkla tanımlanan ya da kuşku uyandıran bu vakalar bir kez çıkarıldı mı, geriye, geniş bilimsel çalışma değeri olan yüz binlerce açıklanamamış vaka kalır.
Devamını Oku »

ASTRONOTLARIN İTİRAFLARI



UFO'larla İlgili Astronotların İtirafları

NASA ve UFO'LAR

“Astronotların birçoğu UFO’ları gördüler . Fakat kendilerine gözlemleriyle ilgili herhangi bir tartışmaya girmemeleri için emir verilmiştir. NASA’nın elinde UFO’ların yakın mesafeden çekilmiş pek çok fotoğraf ve filmi vardır.”

Dr. Garry Handerson

“Uzayda bizim gidip keşfetmemizi bekleyen bazı ilginç hayat formları olabilir. Dünyadan başka yerlerde de hayat olabileceği ihtimalini kuvvetlendiren tanımlanamayan bazı objeler Dünya etrafında şimdiye kadar pek çok kereler izlenmiştir.”

Gordon Cooper (Amerikan Astronotu)

“Hem çok üstün bir Yaradan'ın bu uçsuz bucaksız evreni yaratmış olduğunu söylemek , hem de böyle bir evrende sadece bizlerin zeka sahibi varlıklar olduğumuzu düşünmek son derece abes kaçmaktadır.”

Donald Slayton (Astronot)

“Aldrin, Ay’daki UFO’ların renkli filmlerini hem modülün içinden hem de Ay’a ayak bastıktan sonra çekmiştir.”

Prof. Dr. Vladimir Azhazha 
Devamını Oku »

Yukarı Git