12 Haziran 2017 Pazartesi

LIFE - ( HAYAT ) - ( 2017 )



Uluslararası bir uzay istasyonunda görevli altı kişi, insanlık tarihinde çığır açacak bir keşfin eşiğindedir. Bu görevli ekip, Mars'ta ilk kez hayat olduğuna dair ip uçları bulur. Ekip araştırmalarını ilerlettikçe, beklenmedik sonuçlar almaya başlar çünkü buldukları bu hayat formu, kimsenin tahmin edemeyeceği kadar zekidir.
Daniel Espinosa'nın yönettiği filmin senaryosunu Rhett Reese ve Paul Wernick kaleme aldı. Oyuncu kadrosunda ise Ryan Reynolds, Jake Gyllenhaal ve Rebecca Ferguson gibi isimlerin yer alıyor.

KAYNAK : http://www.beyazperde.com/filmler/film-244761/
Devamını Oku »

THE DISCOVERY - ( KEŞİF ) - ( 2017 )



İnsanoğlunun binlerce yıldır peşinden koştuğu ihtimal, nihayet bilimsel olarak doğrulanmıştır: Ölümden sonra başka bir hayat, bu dünyadan başka gidilen bir yer vardır. Fakat öteki dünyanın "keşfedilmesi" 1 yıl içerisinde milyonlarca insanın intihar edip, hayatına son vermesine neden olmuştur. Çünkü herkes "oraya varmak" istemektedir.  Tüm bu arbede içerisinde bir adam ve bir kadın birbirine aşık olur. Şimdi ikisi için de bildiklerini sorgulama zamanıdır...
Başrollerini Jason Segel, Rooney Mara ve Robert Redford'un paylaştığı filmde yönetmenliği Charlie McDowell üstlenirken senaryo ise Justin Lader'a ait.

KAYNAK : http://www.beyazperde.com/filmler/film-242216/
Devamını Oku »

8 Şubat 2017 Çarşamba

KOLEKTİF ŞUUR




Kolektif bilinçle insanlık adına yapılan her doğru davranış, çaba ve özveri; yalnızca kendimizi değil, tüm insanlığı ileri taşıyacak birer sacayağı niteliğindedir. Gezegenimizdeki tüm bilinçler, şu an hiçbir teknolojinin tespit edemeyeceği bir nüveye sahip olan 'gümüş kordon'larla yani sanal bağlarla, bizleri denetleyen sistemlere entegre edilmiştir. Yeni yeni anlaşılmaya başlanan Kuantum sisteminde, aralarında bir bağ olan iki atomu, birbirinden çok uzak iki noktaya gönderdiğimizde, ki bu evrenin çok uzak iki ayrı ucu dahi olabilir, bir atoma yapılan herhangi bir müdahalenin, diğer atomu da aynı biçimde etkilediği gözlemlenmiştir. İşte bu görünmez, anlaşılmaz bağ bizi evrene bağlayan nüvenin ta kendisidir. Düşünce zincirlerimizden geçen her bir düşünce, pozitif veya negatif eylem ya da bu eylemleri yapıp yapmama kararını verecek olan hücre bilincimiz, yani atomaltı Kuantum mekaniğimiz, bu sistem tarafından denetlenerek kontrol edilir. Dini doktrinlerde adından sıkça söz edilen "günah ve sevap" defterlerindeki kayıtlarımız, işte bizleri denetleyen bu sistemin, o dönem insanının anlayabileceği dildeki tezahüründen başka birşey değildir. Peki, öyleyse bunca kötülük, bunca acı neden var? Var, çünkü ürettiğimiz tüm negatif düşünce ve eylemler, gezegenimizi çevreleyen manyetik tülü (manyetosferi) aşamamakta, sistem gereği ya aynen sahibine veya menfi düşünce ve eylem içindeki bilinçlere geri yansıtılmaktadır. Manyetik tülü tek bir güç aşabilir: Pozitif düşünce. Pozitif düşüncenin, evrende ulaşamayacağı hiçbir nokta veya dehliz yoktur. Sevgi, aşk, barış, merhamet.. Yani, bize bahşedilen tüm o güzel hasletler, asıl sahibiyle kuracağımız bağın anahtarlarıdır.
Devamını Oku »

DÖNÜŞÜM




Bir tırtılı düşünün. Tam şimdi bir tırtıl gibisiniz. Tırtıl birçok farklı renklerle gelir. Kendi zenginliğine ve güzel deneyimlerine sahiptir ve hayattan daha fazlası olduğunu asla hayal etmemiş olabilir. Tırtıl dönüşümünden önce kozaya girer ve derin bir uyku ve hareketsizlik periyoduna girer. Bu sessiz zaman esnasında tırtıl dönüşümün yan ürünü olan kendi deneyimlerine sahiptir. Tırtılın önceden taşıdığı realite büzülmeye başlar ve bir tür izolasyon duygusu hissettirir, sanki etrafındaki dünya kapanmaktadır. Kaçınız şimdi bunu hissediyorsunuz?

Birçok insan izole olmuş ve yalnız hissetmektedir. Bazıları TV izlemeyerek, radyo dinlemeyerek, haberleri okumayarak, bunun yerine odaklarını spiritüel yollarında tutarak bu izolasyonu yaşamlarına kasten getiriyorlar. Bu, tırtılın kendi metamorfozuna başlamadan önce kozaya girmesinin insan versiyonunun bir örneğidir.

Tırtıl ne zaman kozadan ortaya çıkar? Her biriniz bireysel zamanlamanıza karşılık gelen kendi “doğum gününüze” sahipsiniz, ama uyanış çoğu zaman gruplar halinde olur. Bu grup uyanışlarının zamanlaması evrensel ve arketipik prensipleri yansıtan astrolojik hizalanmalarla belirlenir. Astrololojiyle ilgilenenler kuzey ve güney düğümlerinin çoğu zaman grup uyanış sürecini yansıttığını not etmelidir.

Sonunda kelebek kozadan çıktığında, sanki derin bir uykudaymış gibi uyanır. Gözlerini ovuşturur. Yeni kanatlarını güneş ışığına uzatır. Bir tırtıl olarak yaşam bulanık bir anı gibidir, sanki bir rüya. Kelebek yalnızca uykuya daldığını ve sonra uyandığını düşünür. Her zaman kelebek olmadığını kavramaz.

Bu insanlar için çok özel bir tercümeye sahiptir. Bir gün uyanıp, “Ben yükseldim!” demeyeceksiniz, değişmiş olduğunu fark etmeniz gerekmeyebilir. Bir süreklilik hissine sahip olacaksınız, sanki her zaman bir kelebek olmuşsunuz gibi. Bu, çok az korkuyla düzgün bir geçişi sağlar. Tamamen farklı olacağınız bir şey değildir. Aslında, her zaman içinizde bulunan potansiyelin daha fazlası olursunuz. Tek fark, şimdi potansiyelin aktif olmasıdır. Eski, sınırlı benliğiniz gittikçe hepten unutulan bulanık bir anı olur.

Lyssa Royal
Devamını Oku »

Yukarı Git