19 Ocak 2019 Cumartesi

PROJECT BLUE BOOK (MAVİ KİTAP PROJESİ) - 2019 (DİZİ)





1950 - 60'lı senelerde ABD Hava Kuvvetleri tarafından desteklenen , astrofizikçi profesör J. Allen Hynek ve ABD Hava Kuvvetlerinin UFO  araştırmalarını konu alan, dönemin ünlü projesini anlatan oldukça kaliteli History Channel dizisi.Dönemin atmosferi, arabalar, elbiseler ve makyajı ile süper bir prodüksiyon.


Devamını Oku »

10 Ocak 2019 Perşembe

KOKULAR VE İNSAN FREKANSLARINA ETKİLERİ, BEŞ MANEVİ KOKU



KOKULAR VE İNSAN FREKANSLARINA ETKİLERİ, BEŞ MANEVİ KOKU

Kokular, tıpkı sesler ve renkler skalasına benzeyen bir dizi frekanstan ibarettir. Beynimiz, beş duyunun verileri dahil, herşeyi frekanslar halinde algılar, çiçeğin kokusu, metalin sertliği, rengin maviliği gibi her algı, frekansların beyin tarafından koklama, görme gibi duyulara dönüştürülmüş halidir.

Her kokunun saniyedeki titreşim sayısı bize farklılıkları verir, sümbülü veya papatyayı düşündüğümüzde, koku frekansını anımsayabiliyoruz. DNA, çeşitli frekanslar yayınladığı için, böyle bir foton alışverişi, canlıların içte ve dışta, bu anlamda etkileşimlerini ortaya koyar.

Canlıların sahip olduğu frekans seviyeleri, megahertz (MHz) olarak ölçülebiliyor. Tabi hepimiz, bu titreşimlerle tesir alışverişi yapabiliyoruz. Yiyecekler, içecekler belli biyofrekanslarla ölçümlenirken, koku ve esanslar, insan bedenindeki frekanslar üzerinde önemli etkilere neden olabiliyor.

Normal bir kişi 62 ile 72 MHz civarında bir frekans aralığında titreşiyor. Beynimiz normalde 72-90 MHz ile titreşirken, sağlığın tehdit altında oluşu 58 MHz’de, Kanser türü tablolar 42 MHz ile ölüme yaklaşma anları ise, 25 MHz ile belirlenebiliyor.

Esans yağlarının 52-320 MHz aralığında değişen frekanslarına örnek vermek gerekirse; Lavanta 118, Nane 78, Melissa 102, Gül 320, Ardıç 98, Alman papatyası 105 MHz.

Bazı deneyler eşliğinde, esansların, kokuların, tütsülerin, içki, yiyecek, kahve gibi maddelerin frekanslarımızı düşürdüğü ya da yükselttiği tespit edilmiş. 69 MHz vücut frekansına sahip olan bir insan, sıcak bir çayı eline alır almaz, beden frekansı değişir, çayı içtiğinde 61 MHz’e iner, uçucu bir esansı koklar ve frekansı 68 MHz'e çıkar.

Negatif düşünce, insanın frekansını 10 birim düşürür, güzel olan düşünceler ise, 10 birim daha yükseğe taşır. Dua ve konsantrasyon çalışmaları oldukça yarar sağlayıp, 15 MHz'lik bir artışa yol açar.

Özellikle gül koklamak, gülsuyu ve gül esansı kullanmak büyük ölçüde frekans arttırarak, fiziksel gücü sağlıyor, nöronların iletimini güçlendiriyor, zira gülün frekansı çok yüksek. Hz. Muhammed'in (S.A.V) saf gül kokusu, kalp nurunu, temizliği, iç alemin nice sırlarını işaret eder.

Yuhanna 12:3-8 kısmında, Meryem’in yarım litre kadar saf hint sümbülünden yapılmış değerli bir yağı Hz.İsa’nın ayaklarına döktüğü yazar. İsa, Yahuda’ya, “Meryem’e ne yapması gerektiğini söyleme. Bırak da, hoş kokulu yağı, benim gömüleceğim gün için saklasın'' der.

Tevrat'ta ise, Özdeyişler.Bölüm 27: 9'da, 1 Davut oğlu İsrail Kralı Süleyman’ın özdeyişlerinde; ''Güzel koku ve buhur canı ferahlatır'' sözü, bir diğer anlamda, bu tür bir kokunun frekansımızı yükseltmekteki aracılığına örnek sayılabilir.

Düşük titreşimli kokuların 70 MHz altında oldukları biliniyor, bunların da ruhsal dengeye yardımcı olabildikleri düşünülmüş.
Tabi bu frekans dizinleri içinde varsayılan somutluk ise, illüzyonun kendisidir, herşey atom altı parçacıkların frekansları ile verilerini yayar.

BEYAZ KOKU.

Her kokunun tıbbi bileşenleri ayrı, kimi masumiyeti ve huzuru getirir, uzaktan bile, gizli etkisini gösterir, insanın temel doğasına etkir. Bilim adamları 86 kokunun bileşiklerini aynı yoğunlukta damıtmıştı, daha sonra, farklı bileşiklerden, değişik karışımlar oluşturulmuş, en çok 43 adet olmak üzere, kokulardaki bileşik sayısı arttırıldığında , karışımlardaki kokuların birbirlerine benzerliğinin yoğunlaştığının saptanması ile ‘beyaz koku' oluşturulmuştu. Bu türde bir beyaz koku, 30 ve daha fazla eşit yoğunluktaki bileşenden oluşuyor.

GÜZEL KOKU VE ŞUUR.

Keyfi etkileyen bir duyu ile güzel koku, sıklıkla zihni açıyor ve iyi çalıştırıyor. Beyindeki olumlu çağrışımları hızlandırıp, hafızayı etkiliyor. Felsefi bir simya ilkesi ile, aromaterapi bağlantısı da kurulabilir. Belli kokuların kombinasyonları, mutlaka duygusal ve ahlaki yönde bile, karakterlere ayrı ayrı faydalı ve tedavi edici fiziksel etkiler taşır. Örneğin tütsü kullanımı, meditasyon sırasında bilinci yükseltmeyi kolaylaştıran bir uygulamadır. Farklı kokular ve uçucu yağların, insan bilinci üzerinde farklı yararlı etkilere sahip olduğunu biliyoruz. Japon bilim adamları, yasemin kokusunun, hızlı ve kalıcı öğrenmeyi sağladığını bulmuşlar.

Kokular, şuurumuza etkirken, bazen de garip davranışlara ve hislere neden olabilirler, parfümler hayal gücünü coşturabilir, çekiciliği arttırabilir.

Mistik manada, kutsal ritüellerde toplantılarda kullanılan koku ve tütsüler değişik şuur durumlarını tetikleyebilir. Diğer yandan, bazı varlıkları cezbedici etkileri bulunan kokular, ikram edilen aromalar da gizemcilikte önem kazanır.

KISACA KOKU, VARLIKLAR VE İKRAM

Koku bir latife halindedir, ulvi alemlerin ve görevli meleklerin, ya da, müekkillerin, ulvi ya da sufli olsalar da, kendilerine özgü koku çemberleri bulunur. Duygu ve düşüncelerin de kendi kokuları bulunur.

Kozmik anlamda melekler veya başka güç alanlarına ilişkin varlıkların kodları, bir kokunun frekansına kayıtlanmış olabilir, böylece bilinçaltı, onun enerjisi ie bağlantı kurmayı kesintiye uğramadan sürdürebilir.

Davetlerde celp anında koku duyulur, ikram edilen koku ile, davet edilen görevlinin koku çemberinin, benzer frekansta olması esas alınır. Bunlar ruhani armağan veya bir tür adsorbe edilecek besin, bir tür yiyecek haline gelebilirler. Her tütsü yakıldığında, her zaman cazibe alanı oluşmaz, ancak amaca uyan işlemler yapılırsa bu mümkün olabilir.

Koku ile cezbedilen değişik enerji alanları bulunur. Örneğin, sürekli ayni parfümü kullanan bir bayanın bayılmaları sıklaşır, çare bulunamaz, parfümü bittiğinde, bir süre için alamayınca bayılmaları kesilir, parfümü kullanıldığında yeniden başlaması ile saptanan olgu; bu koku ile cezbedilen bir enerjidir ve bayanın nörolojik faaliyetini de olumsuz etkilemektedir.

AROMATERAPİK BAZI ÖRNEKLER.

Okaliptüs: Melankolinin, üzüntü ve endişenin dağılması.
Sandal ağacı: Derin düşünce, hayal gücünü yüksekliği.
Günlük: Olumsuz düşüncelerin, nazar enerjisinin uazklaştırılması, sükun.
Gül: Dinginlik, huzur, sevgi.
Limon: Rahatlama, sinir yatışması.
Yasemin: Anlayış, kavrama, mistik algı.
Lavanta: Enerji, şifa, arınma.
Papatya: Arı, içten duygular, sevinç hissi.

BEŞ MANEVİ KOKU.

Hui-neng, Zen Budisttir. 638 doğumludur, 713 yılında ölmüştür. Sade yaşam ve onurunun önemini kavrayıp anlatmıştır. Hui-neng, manevi koku metaforunu kullanarak, bilgelik yolunu göstermeye çalışmıştır.

Beş manevi koku:

1) AHLAK kokusunu süren; kötülük, kıskançlık, açgözlülük, nefret, hırsızlık ve saldırganlık taşımaz.

2) DENGE kokusunu süren; Kendi zihninde herhangi bir kesinti olmadan, nesnelerin iyi ve kötü özellikleri görme yeteneği ve istikrar kazanır.

3) BİLGELİK kokusunu süren; hiçbir zaman kendi zihninde tıkanıklık olmadan, her zaman sağduyu ile maddenin doğasını ve doğayı gözlemler, netlik sahibidir, iyilik ve nezaket özelliği taşır.

4) KURTULUŞ kokusunu süren; zihnini nesnelere sabitlemekten kurtarmıştır.

5) SEZGİ VE AÇIK GÖRÜŞ kokusunu süren; sessizlik içinde kendi özgün zihnini tanımayı, aydınlanmayı, uyumu, bencil kişiliğin arınmasını sağlamıştır, gerçek doğasının bilgisine sahiptir.

Bilgi, uygun çaba ile, deneysel adımlarla, uygulamalarla elde edilebilir. Bilgelik yolu uzundur ve dikkat gerektirir. Sürekli farkındalıkla, beş manevi parfümü koklayarak, bu metaforu kullanan ise, iyi bir yolcudur.

Ferda Ercan Uyulan / Okültizm ve enerji
Devamını Oku »

23 Aralık 2018 Pazar

KOLEKTİF NİYET, DNA VE SKALAR DALGALAR




Fizikçi Bill Tiller’ın laboratuvar ortamında yaptığı deneylerde, odaklanan niyetin, sudaki pH seviyesini yükseltip azaltabildiği, larvaların büyümesini %30 arttırabildiği, bakterilerin öldürülme hızını %30 arttırabildiği ölçülmüştür.

Bunun gibi daha birçok araştırmacının yaptığı farklı deneylerle, aklın ve bilincin madde üzerindeki etkileri bilimsel olarak, kayıtlara geçmekte.

İnsan bilinci, doğal bir skalar dalga (boyuna dalga, longitudinal wave) jeneratörüdür. Skalar dalgalar, genelde bilinen enine dalgalardan farklıdır. Günümüz fizikçileri (Gregg Braden, Dan Winter…) bu dalgaların yapısını ve işlevini araştırıp paylaşmaktalar.

Skalar dalgaların önemli bir özelliği ışık hızından da hızlı hareket etmeleri ve biyolojik gelişimi desteklemeleridir. Bilimin halen bu doğrultuda araştırıp geliştireceği büyük bir okyanus dolusu alan bulunmaktadır.

Nikolai Kozyrev’e göre güneşimiz de skalar enerji üretmektedir. Thomas Hieronymus’un araştırmaları, fotosentez işlevinin ana bileşeninin skalar enerji olduğunu ispat etmiştir. Bu teorisini, bitkileri tamamen ışıktan yalıtılmış karanlık bir odada, sadece skalar enerjiye maruz bırakarak ispat etmiştir. Alman fizikçi Fritz Albert Popp, 1970’lerde, bitkilerin biofoton formunda enerji biriktirdiklerini belgelemiştir. Araştırmalara göre gıda kaynaklı yiyeceklerin ya da desteklerin içeriğinde biofotonlar bulunurken, sentetik vitaminlerde biofoton bulunmamaktadır.

Fraktal alanlar, uygun koşullarda, enerji baskısını enerji ivmelenmesine çevirip, yapıcı dalga etkileşimi aracılığı ile enine dalgaları skalar dalgalara çevirebilmekteler. DNA, bu duruma en güzel örneklerden biridir!

Dan Winter’a göre, DNA’nın dinamik yapısı ve bu yapının altındaki ölçülebilen altın oran, DNA alanını elktriksel olarak merkezcil (centripetal) kuvvete dönüştürmekte ve bu orandan dolayı oluşan mükemmel merkezcil baskı alanı, DNA’nın piezoelektriksel doğasını oluşturmaktadır. Yani, mükemmel baskı/basınç alanı, DNA’nın elektrik alanını ya da potansiyelini arttırmaktadır. DNA, bir radyo istasyonu dönüştürücüsü gibi uzun dalgaları mükemmel baskı alanıyla kısa dalgalara dönüştürmektedir. Bu da DNA’nın doğal bir skalar dalga (scalar, longitudinal, compressional) üreticisi olduğunu göstermektedir.

İnsan niyeti de aynı güce sahiptir. Bu sebepten dolayı odaklandığımız konulara dikkat etmemiz gerekir. Global komplo ağı, tüm medyayı nefret ve korku pompalamak üzerine dizayn etmiştir. Nefret ve korku frekansları insan sağlığı açısından olumsuz olmakla beraber, yukarıda okuduğumuz zihnin madde üzerindeki etkisi misali, bu frekanslar da tecrübe ettiğimiz çevre üzerinde negatif etki yapmaktadır. Bu durumu bilerek medyaya kontrollü ve uyanık bir şekilde yaklaşmamızı öneriyorum.

Enerji her zaman gidebileceği en mükemmel baskı alanını takip eder. Kendi enerjimiz de odaklandığımız konulara gitmektedir. Çünkü odaklandığımız alanlarda baskı alanı oluşturmuş oluruz. Uygun baskı alanları da mükemmel enerji dağılımını tetikledikleri için nereye odaklanırsak o alanı canlandırırız.

Bu durumun bilinci ile düşüncelerimizi ve her an içinde bulunduğumuz hissiyatın kalitesini (pozitif/negatif) gözlemlemenin ve her gün kendimiz için kısa da olsa vakit ayırmanın, meditasyon yapmanın zihin, ruh ve beden sağlığımız için şaşırtıcı derecede yararlı olduğu kanısındayım.

Kaynak : https://biyontoloji.com/2018/03/18/kolektif-niyet-dna-ve-skalar-dalgalar/
Devamını Oku »

M.İ.B - SİYAH GİYEN ADAMLAR : Global Tehdit (2019)






Yönetmen koltuğunda Barry Sonnenfeld'in oturduğu, Tommy Lee Jones ve Will Smith'le özdeşleşmiş Men In Black'in spin-off olarak izleyeceğimiz filmin yapımcılığını Laurie MacDonald ve Walker Parkes üstleniyor. Filmin senaryosunu ise Matt Holloway ve Art Marcum kaleme alıyor.

Devamını Oku »

Yukarı Git