5 Mart 2016 Cumartesi

DAHA YÜKSEK TİTREŞİMLERE ARACI OLMAK - STEVE ROTHER & GRUP




YUVAYA HOŞGELDİNİZ - STEVE ROTHER & GRUP

Daha yüksek titreşimlere aracı olmak


Enerji asla ölmez, sadece bir formdan diğerine dönüşür. Bir bitkinin ya da hayvanın daha yüksek titreşime geçmesinin bir yolu da enerjisinin daha yüksek titreşimli varlıklar tarafından özümsenmesidir. Onların bakış açısından bu kendini feda etmek değildir, sadece yükseliş sürecinin bir parçasıdır. Bitki ve hayvanların enerjinizin bir parçası olmak için kendilerini gönüllü vermelerinin sebebi budur. Böylece daha yüksek düzeyde her şeyin bir olduğunu, ayrı gayrı olmadığını anlarlar. Sizin perspektifinizden hayvan kesip yemek barbarca görünse de beslenme zinciri mükemmel bir şekilde görevini yapar. Barbarca olan hayvanlara davranış biçiminizdir. İşte bu yüzden hayvanların insanlarla ilişkilerini yeniden değerlendirdiklerini görüyorsunuz. Yediğiniz hayvanları ve bitkileri onurlandırmak tüm varlığı onurlandırmaktır. Böyle bir onurlandırma sindirim sisteminiz için de çok gereklidir.

Bir ağaçtan elma kopardığınızda da o ağaç acı duyar. Ancak, o da, daha yüksek titreşimli bir formda ifade bulabilmek için, bu acıyı seve seve deneyimler. Bu yüzden elmalarını alırken ağacı onurlandırın, ona saygılarınızı sunun. Onların etini masaya koyarken hayvanları onurlandırın. Evinizi ısıtmak için odununu kullanmak üzere bir ağacı kestiğinizde o ağaç ölür, eğer kestiğiniz ağacın yerine bir fidan dikerek ağacı ve Yerküre'yi onurlandırırsanız, eviniz iki kat ısınır. Size enerji sağlama konusunda oynadıkları rolden ötürü bitkileri ve hayvanları onurlandırın. Hayvanları, bitkileri, balıkları ve böcekleri onurlandırarak onların sizin vasıtanızla daha yüksek titreşime erişmelerine yardımcı olursunuz.

Bazı hayvanlar sadece dostunuz olmak için kontrat yaparlar. Bu yüzden onların ölümlerinin acısına dayanmak size çok zor gelir, çünkü ailenizin vazgeçilmez bir parçası olmuşlardır. Gerçekten de öyledirler. Bazıları hayvanların öldükten sonra daha düşük bir düzeye gittiklerini, bir daha insanlarla asla ilişki kuramayacaklarını söylerler. Bu çok komik bir görüştür, çünkü hayvanlar ve bitkiler sırf farklı bir düzeyde bulundukları için sizden daha aşağı değildirler. Bir ağaç öldüğünde normal olarak yasını tutmazsınız, çünkü o sizin titreşiminize uzaktır, ama yine de bir ağaçla kontrat yapmanız pekala mümkündür. Örneğin, çocukken sevdiğiniz ve tırmanmaktan zevk aldığınız bir ağaç varsa, ağaç sizin siz de ağacın bir parçası olmuşsunuzdur. Eğer ağaç ölecek olursa yasını pekala tutabilirsiniz. Titreşim düzeyleri birbirine yaklaştıkça yaşam formlarının aralarındaki bağ da o kadar güçlenir. Birçoğunuz hayvanların acı çekmesini istemediğiniz için et yemezsiniz, ancak bir domatesi öldürmek için iki kere düşünmezsiniz! Oysa onlar aynı enerjidendir, sadece titreşim düzeyleri farklıdır. Biri titreşim olarak diğerine kıyasla size daha uzak olduğu için aynı hassasiyeti göstermezsiniz. Tabağınızda olmak domatesin en yüksek amacı olabilir, kendini sunarak domates size hizmet etmekle kalmaz, aynı zamanda enerjisini sizinkiyle kaynaştırarak daha yüksek bir titreşim düzeyine de geçer. İnsanın diğer yaşam formlarından ayrı olduğunu sanıyorsunuz, ama öyle değil. İnsan evrimleştiğinde domates de diğer yaşam formları da evrimleşirler.

Köpekleriniz, kedileriniz ve diğer hayvanlarınız genel sağlığınızı korudukları gibi, alzheimer türü hastalıkların tedavisinde yararlandığınız yeteneklere de sahiptirler. Hemcinsleriyle iletişim kurma yeteneğini kaybetmiş insanlarla iletişim kurabilir, enerji aracılığıyla acılarını hafifletebilirler. Bazı hayvanlar bu işleri yapma kontratıyla doğarlar.
Devamını Oku »

SAÇ İLE İLGİLİ GERÇEK VE KIZILDERİLİLERİN SAÇLARINI UZATMALARININ NEDENİ



SAÇ İLE İLGİLİ GERÇEK VE KIZILDERİLİLERİN SAÇLARINI UZATMALARININ NEDENİ

Saç ile ilgili bu bilgi Vietnam Savaşından bu yana halktan saklanmaktadır.
Kültürümüz insanları saç stilinin kişisel bir tercih konusu olduğuna inanmaya yönlendirir, saç stili moda konusudur ve insanların saçlarını yaptırma tarzı sadece kozmetik bir sorundur. Ama Vietnam'a geri döndüğümüzde bütünüyle farklı bir resim ortaya çıktı, dikkatli bir şekilde örtülen ve halktan saklanan bir resim.

Doksanlı yılların başında Sally (mahremiyetini korumak için isim değiştirildi) VA Hastanesinde çalışan lisanslı bir psikolog ile evlendi. Post travmatik stres rahatsızlığı olan savaş gazileri ile çalışıyordu. Onların çoğu Vietnam'da hizmet etmişti.

Sally anlatıyor, "Bir akşam kocam eve geldiğinde ellerinde kalın bir resmi görünen dosya vardı. İçinde hükümet tarafından görevlendirilmiş bazı araştırmaların yüzlerce sayfası vardı. Kocam içindekilerden şok oldu. O dökümanlarda okuduğu şey hayatını tamamen değiştirdi. O andan itibaren orta yaşlardaki muhafazakar kocam saçlarını uzattı ve bıyık bıraktı ve bir daha hiç kesmedi. Dahası, VA tıp merkezi bunu yapmasına izin verdi ve diğer çok muhafazakar adamlar da onu takip etti.

Dökümanları okurken nedenini anladım. Vietnam Savaşı sırasında savaş departmanındaki özel kuvvetler yetenekli casusları aramak için Amerikan Kızılderilileri bölgelerine gizli uzmanlar gönderiyordu, engebeli arazilerde gizlice hareket edecek eğitimli genç erkekleri arıyorlardı. Özellikle sıra dışı, neredeyse doğaüstü, iz sürme yetenekleri olan adamları arıyorlardı. Onlara yaklaşılmadan önce, bu dikkatle seçilmiş adamlar iz sürmede ve hayatta kalmada uzmanlar olarak dökümante ediliyordu.

Yeni askerleri askere almak için kullanılan işe yarayan düzgün cümlelerle olağan ayartmalarla, bu Kızılderililerin bazıları askerliğe kaydedildi. Askere kaydolduklarında, şaşırtıcı bir şey oldu. Kendi doğal bölgelerinde sahip oldukları yeteneklerin ve becerilerin gizemli bir şekilde yok olduğu görüldü, bu askerler başarısız olmaya devam ettiler.

Ciddi performans başarısızlıkları, hükümetin bu acemi erleri kapsamlı şekilde test etmesine yol açtı. Beklendiği gibi performans gösterememeleri sorgulandığı zaman, daha yaşlı askerler ısrarlı şekilde askerlik nedeniyle saçları kesildiği zaman, artık düşmanı 'hissedemedikleri' yanıtını veriyorlardı. 'Altıncı duyuya' erişemiyorlardı, 'sezgileri' artık güvenilir değildi, ince işaretleri 'okuyamıyorlardı' ve süptil duyular dışı bilgiye erişemiyorlardı.
Test kurumu daha fazla Kızılderili asker topladı, saçlarını uzatmalarına izin verdi ve onları çoklu bölgelerde test etti. Tüm testlerde aynı skorları alan adamları ikili olarak bir araya getirdiler. Adamlardan birinin saçı kesilmezken, diğerinin saçı kesildi. Sonra iki adam tekrar teste tabi tutuldu.
Saçları uzun olan adam yüksek skorlar almaya devam etti. Saçları kesilen adam daha önce yüksek skorlar aldığı testlerde başarısız oldu.
Döküman tüm Kızılderili askerlerin saç kesiminden muaf tutulmasını tavsiye etti.

Yorum:

Memeli bedeni milyonlarca yıldır evrimleşmektedir. İnsan ve hayvanların hayatta kalma yeteneklerinin bazen neredeyse doğaüstü olduğu görülüyor. Bilim sürekli şekilde insanların ve hayvanların hayatta kalma şaşırtıcı yetenekleri ile ilgili daha fazla keşifler getiriyor. Bedenin her bir parçasının, bütün olarak bedenin esenliği ve hayatta kalması için icra ettiği duyarlı bir işi vardır. Bedenin her bir parçasının var olma nedeni vardır.
Saç sinir sisteminin bir uzantısıdır, dışsallaşmış sinirler olarak görülebilir; beyin sapına, limbik sisteme ve neokortekse çok fazla miktarlarda önemli bilgi aktaran bir tür son derece evrimleşmiş 'duyarga' veya 'anten' olarak düşünülebilir.

İnsanlarda sadece saç değil, erkeklerde yüz kılları beyne ulaşan bilgi ana yolu sağlar; saç aynı zamanda enerji yayar, beyin tarafından dış ortama yayılan elektromanyetik enerjiyi yayar. Bir insan uzun saçlı iken ve saçlarını kestirdikten sonra Kirlian fotoğrafları ile bu görülmektedir.
Saç kesildiği zaman, ortamdan alınan ve ortama gönderilen aktarımlar büyük ölçüde engellenir. Bu hissizleşme ile sonuçlanır.
Saç kesimi lokal ekosistemde çevresel stresin farkındalıksızlığına katkıda bulunan bir faktördür. Ayrıca her türde ilişkide duyarsızlığa katkıda bulunan bir faktördür.


KAYNAKLAR :

http://isamveri.org/pdfdrg/D00198/2008_25/2008_25_OZTURKN.pdf

 http://www.disclose.tv/news/the_truth_about_hair_and_why_indians_would_keep_their_hair_long/119687?


Devamını Oku »

TUTANKAMON'UN MEZARINDA ÇOK SAYIDA GİZLİ BÖLME KEŞFEDİLDİ




Tutankamon’un Mezarında Çok Sayıda Gizli Bölme Keşfedildi

Kral Tutankamon’un mezarında gizli iki oda bulundu ve bu buluş Kraliçe Nefertiti’nin yattığı yer ile ilgili gizemi çözebilecek. Mısır’lı bakanlar daha önce, gizli bölmelerin ‘hazinelerle dolu’ olduğunu ve buluşun 21.yüzyıla damga vuracağını söylemişti.

Mısır’ın eski eşyalardan sorumlu bakanı, verdiği demeçte uzmanların söz konusu odaların varlığından yüzde doksan emin olduğunu ve resmi makamların bunlarda hazine olduğunu söylediği belirtiyor.

Taramalara göre mezarın kuzey ve doğu duvarlarında gizlenmiş iki odanın metal veya organik malzeme içerdiği görülüyor.

Bu, daha önce keşfedilememiş odaların, Eski Mısır’lıların en derin sırlarından bir çoğunu ortaya çıkaracağı umuluyor. Bazı teorilere göre mezarın Kraliçe Nefertiti’ye ait mezarın konumunu sakladığı düşünülüyor, Nefertiti’nin de bilim adamları arasında Tutankamon’un annesi olduğu düşünülüyor. Mısır’ın eski eserlerden sorumlu bakanı, mezarın Tutankamon’un ailesine ait bir kişinin kalıntılarını barındırdığını düşündüğünü, ancak bu kişinin Nefertiti olup olmadığı konusunda görüş bildirmeyeceğini söyledi. Eğer gerçekten de gizli bölmeler Kraliçe Nefertiti’nin mezarını saklıyorsa, bunun 21.yüzyılın en büyük ve önemli arkeolojik buluntusu olacağı düşünülüyor, bazı kişiler de Tutankamon’un mezarının aslında “Büyük Kraliçe” için yapıldığını konuşuyor.

Keşif, mezarın içeriğini ortaya çıkarmak amacıyla Japonların yürüttüğü bir radar çalışmasıyla yapıldı. Araştırmacılar bu ayın sonunda daha detaylı bir araştırma yapacak ve boşlukların kesinlikle gizli oda olup olmadığını ortaya çıkaracak. Taramalar olumlu bir sonuç ile geri dönerse, araştırma ekibi nasıl ve ne zaman gizli odalara gireceklerini tartışacak.

Mısır’ın eski eserler bakanı ve bir mısır bilimci olan Mamdouh Eldamaty, “%90’dan fazla bir ihtimalle gizli odaların orada olduğunu söyleyebiliriz” diyor. “Ancak %100 emin olmadan sonraki adımı atmayacağım”.

Mısır’ın Luxor kentindeki mezar, İngiliz Arkeolog Howard Carter tarafından yönetilen bir ekip tarafından 1922 yılında bulunmuştu.



KAYNAKLAR :
http://www.independent.co.uk/news/science/archaeology/queen-nefertiti-tomb-egypt-king-tutankhamun-have-we-found-secret-lost-burial-a6942696.html
http://www.bilim.org/tutankamonun-mezarinda-cok-sayida-gizli-bolme-kesfedildi/
Devamını Oku »

YAŞAM ÇİÇEĞİNİN UNUTULMUŞ SIRRI 2: YÜZ MAYMUN DENEYİ NEYİ KANITLADI ?



Avustralya’daki Aborjinler bizim daha önce bilmediğimiz, insanları birbirine bağlayan bir enerji alanını uzun zamandır biliyorlardı. Dünya’nın herhangi bir yerinde bir insanın bulduğu bir fikri, dünyanın farklı bir yerinde aynı fikri bulan insanlar vardır. O insanlardan her biri, bu fikri diğerinin çaldığını düşünür ve söyler.

Yaşam Çiçeği Yazı Serisi’nin 2. yazısı çok ilginizi çekecek. Neden mi? Çünkü bu yazımızda çok az kişinin bildiğini düşündüğümüz bir deneyden bahsediyoruz. Bu, hepimizin birbirimizle nasıl bağlantıda olduğunu ispatlayan çok ilginç bir deney. Şu andan itibaren düşündüklerinize ve hissettiklerinize dikkat edin. Çünkü, düşündüklerimiz dünyanın bilinç alanına yerleşiyor ve mutlaka bir gün gerçekleşiyor! İşte kanıtı: 100 Maymun Deneyi.

Bilim adamları, Japonya’daki Koshima Adası’nda yaşayan vahşi maymunlar üzerinde bir deney yapmışlardır. 30 yıl süren deney süresince, ada da yaşayan maymunlar, kumların üzerine bırakılan tatlı patateslerle beslenir. Fakat maymunlar patatesleri kumlu ve kirli yemeği sevmiyorlardır.
Adadaki maymunların arasından bir tanesi, İmo isimli genç maymun, patatesleri yıkayarak kir ve kumdan arındırmayı kendince keşfetti. Bu yöntemi keşfeden İmo, önce annesine öğretti. İmo’nun oyun arkadaşları da patatesleri yıkamayı kısa sürede öğrendi ve annelerine öğrettiler. 1952-1958 yılları arasında bunu yapan maymun sayısı kritik kütleye ulaştı. Dr. Watson tarafından yaklaşık bir rakam olarak belirtilen 100, kritik kütleyi ifade eden bir rakamdı. 100 maymundan sonra birdenbire adada kalan diğer maymunlar da hiçbir etki altında kalmadan patatesleri temizlemeye başladı. Eş zamanlı olarak çevredeki adalarda, hatta Japonya anakarasında yaşayan maymunlar da patatesleri yıkamaya başlamıştı.

Bu maymunların, hepsi aynı adada yaşamadıkları için, birbirleri ile bilinen iletişim dışında bir iletişim kurdukları fark edildi. Bilinmeyen bir iletişim ağının varlığı ileri sürüldü. Takip eden yıllarda maymunların arasındaki ağın insanların arasında olup olmadığını merak eden bir bilimsel ekip kuruldu. Avustralyalı ve İngiliz bilim adamlarından oluşan ekip bir deney yaptılar. İnsan suratlarından oluşan bir fotoğraf oluşturdular. İlk baktığınızda 6-7 adet insan suratı görebiliyordunuz. Diğerlerinin nerede olduğunu birisinin öğretmesi gerekiyordu. Fotoğraf önce Avustralya’da belirli sayıda insana, belirli bir sürede gösterilerek, resimde kaç tane surat görüldüğü soruldu. Genelde 6-7 adet görüldü, çok azı 9 adet görebildi. Mutlak kütleye ulaşan yani birkaç yüz insan üzerinde yapılan deneyin sonuçları kayda alındı. Daha sonra bir kısım araştırmacı, Dünya’nın diğer tarafına, İngiltere’ye gittiler. Fotoğraf sadece İngiltere’de kapalı devre yayın yapan BBC kanalında yayınlandı ve her bir suratın nerede olduğu tek tek belirtildi. Birkaç dakika sonra, Avustralya’daki araştırmacılar yeni deneklere aynı deneyi uyguladılar. Birden bire suratlar görülmeye başlandı.

Bu deneyle birlikte insanların arasında görülmeyen, daha önce fark edilmeyen bir ağ olduğu kanıtlandı. Dünya’nın farklı bölgelerinde yaşayan insanlar aynı anda, aynı şeyleri düşünebilir, icat edebilir, keşfedebilir ki; bu ağ sayesinde.

Bu ağların birden fazla olduğunu hatta şimdilerde Dünya’nın çevresinde 5 farklı bilinç ağı olduğunu ifade eden Drunvalo, iki seriden oluşan “Yaşam Çiçeğinin Unutulmuş Sırrı” kitabında bu deneylere yer vermiş. Aynı zamanda bu ağları bu deneylerden çok önce, 1940’larda yani II. Dünya Savaşı döneminde fark eden iki hükümetin, bu ağı nasıl kontrol altına alarak insanların duygu ve düşüncelerini kontrol etmek istemiş olduklarını anlatmış. 1970’de bu savaşın renginin değişmesiyle, Sirius Deneyi sürecine giren Dünyamız üzerinde kurulan 3. ağ olan, Birlik bilinci ya da Mesih bilinci ağından detaylı olarak bahsetmiş.

 Yaşam Çiçeğinin Sırrı 2 - Drunvalo Melchizedek
Devamını Oku »

Yukarı Git