4 Mart 2016 Cuma

LABORATUVAR DÜNYA




LABORATUVAR DÜNYA

Sal Rachele

Dünya dev bir laboratuara benzer ve çoğumuz “laboratuvar sonuçlarıyız”. Bu günlük yaşamın “insanlarının” kendi genetik deneylerine, melezleştirilmelerine, klonlanmalarına, karışmalarına ve genel olarak bozulmalarına sahip oldukları anlamına gelir; fiziksel benliklerimiz galaksi ve evrenin çeşitli sektörlerinden gelen ET ırklarının türlüsü (karışımı) oldu.
Bunun basitleştirilmiş versiyonu şöyledir: Pleiades’liler, Sirius’lular ve Orion’lular son 10 milyon yılda çeşitli zamanlarda Dünyanın genetiklerinin tohumlarını ektiler, çeşitli ırklar yarattılar, kristal veya nükleer savaşlar ile bu ırkların çoğunun nesli tükendi (veya asteoridler, kuyruklu yıldızlar veya Nibiru’nun her 3600 yılda geçişi ile). Maalesef, ET gruplarının çoğu Dünyayı ve Dünyanın kaynaklarını kontrol etmek için savaştılar ve onların savaşcı doğaları insanların genetiklerine sızdı (nüfuz etti).
İnsan için orijinal mavikopya “barışcıl, androjen bir varlık” idi, bu “eril, saldırgan savaşçı” tipine uyarlandı. Çoğu insan saldırganlık ve rekabetin insan doğasının bir parçası olduğunu düşünür, ama bunun çoğunluğu saldırgan Orion’lular ile (Orion’un Rigel sektöründen) melezleşmenin sonucudur. Kozmik dramada diğer oyuncular da vardır, bunlar Arkturus’lular, Andromeda’lılar, Alpha Draconian’lar (reptilian’lar), Antares’liler, Zeta Reticulin’ler (griler) ve diğerleridir. Her grubun kendi gündemi vardır. Zeta’lılar kendi ırklarının neslinin tükenmesini önlemek için melezleşmekteler (insan kaçırma, embriyonik aşılamalar ve genetik değişiklikler vasıtası ile), Alpha Draconian’lar Dünyanın nadir elementlerini çıkarmaktalar (ve insan zihnini köleleştirmek için kendi psişik güçlerini kullanıyorlar) ve Sirius’lular bir zamanlar kendi çok büyük egolarını tatmin etmek için (Eski Ahit ve Yunan mitolojilerinin Tanrıları) insan ırkını kasden köleleştiriyordu. Bazı daha hayırsever ırklar kendimizi havaya uçurmamızı önlemek için buradadırlar (örneğin, Arkturus’lular, Antares’liler ve Andromeda’lılar).
İnsan mühendisliğinin çeşitli kısımlarından sorumlu bir çok ET grubu vardır. Benim direkt bilgime göre, DNA 12 nci boyuttan Pleiades’li varlıklar (orijinal olarak Lyra/Vega’dan) tarafından yaratıldı, orijinal insansı formun yaratıcıları olan bu varlıklar genel olarak “Founders” olarak adlandırılır. Adem ırkı, genç Dünya üzerinde enkarne olmaya gönüllü olan 7 nci Boyuttan Pleiases’liler idi. Zaman dizilişimizde, bu 10 milyon yıl önce gerçekleşti. Hikaye devam ederken, (özünde 12 nci boyuttan Founders’in alt – benlik uzantıları olan) 7B varlıkların titreşimi hızla düştü ve 3B Dünya planı ile özdeşleşti. Tabi ki bu çok basitleştirilmiş hali, ama dini yazılarda sözü edilen “inayetten düşüşü” temsil eder.
Pleiades/Adem formları Dünyada binlerce yıl tekamül ettikten sonra, Rigel ve Betelguese’den Orion’lular geldi ve hem pozitif hem de negatif kutuplara katkıda bulundular. Orijinal Adem kök ırkı melezleştirilme yoluyla bozuldu. Rigel Konseyleri savaşçı bir grup idi ve Adem DNA gen havuzuna savaşçı – eril – saldırgan davranışı soktular. Adem ırkını kontrol etmek için Orion’lular ve Pleiades’liler arasındaki çatışma Lüsifer İsyanı olarak bilinir (yaklaşık M.Ö. 500,000’de).

2 yorum:

  1. Himalayar'ın ardında ortaya çıkmış ve orjinal çevirileri sadece Japonya, Hindistan ve Çin'de bulunan ''Dzyan Kitabi'' denilen eserde, Adem'in Dzyan dünyasından sıkılıp ayrılmak istediği söylenir. Bu da dünya da yeni bir yaşam için gönüllü olduğu anlamına geliyor. Bilgilerinizi sürekli takip ediyorum, hepsi birbirinden sağlıklı ve tutarlı. Esas ibadet; bilgiyi paylaşmaktır. Tebrik ederim. İyi çalışmalar. onceokursonrayazar@gmail.com

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim.Saygılar..

    YanıtlaSil

Yukarı Git