4 Ocak 2016 Pazartesi

ÖZ




ÖZ

“Hiçbir kimse ne ölür nede doğar, bu sadece görünüşte böyledir…Öz’ün odaklanarak yoğunlaşmaya doğru olan değişimine doğuş diyorsunuz. Gerçekten de hiçbir kimse, ne doğmuş ne de ölmüştür.
Bu sadece, öz enerjinin en kaba hal olan madde yoğunluğunda görünebilir olması ve sonra tekrar Öz’e dönerek şu anki boyutunuzda görünmez olması halidir.

Doğmak, o Uzay/Zaman’ a odaklanarak görünür olmaktır. Ölmek ise, dikkati bu kez Hiper Uzaya- Spatyom’a çevirmektir. Her iki halde de Öz aynıdır…

“Enerjinin yoğunlaşmış en kaba halindeki varoluş hologramında bulunan Dünya planına enkarne olan her ruh ve bilinç, programını ve kontratını uygulamak için mutlaka bir araca ihtiyaç duyar. Bu araç da biyolojik robot olan bir Android bedendir. Bu robotik bedenin en önemli bölümlerinden biri ise gelişmiş bir kompüter olan beyindir. Bu kompüter, ruh varlığın dünya planında yapacağı eylemleri ve deneyimleri için programına uygun bir kişilik ve karakter oluşturmasında kullanılır.

Kompüteri oluşturan hücre çekirdeklerindeki DNA’larda iki tür por vardır. Duyarlılık yüklü porlar ve önceden belirli duyarlılıkları aktive etmek için şifrelenmiş programları yüklü porlar. Bu özellik, Robotik bedenin sadece bio-kompüterinde mevcuttur. Zira bu porlar özel olarak kişilik ve karakter oluşturulmasına müsait olacak duyarlılıkları aktive etmek için, duyarlılıkların niteliğiyle uyumlu olacak şekilde şifrelenmiş ve programlanmıştır.

Ruh varlığın dünya planına doğumu (bedenlenmesi) sırasındaki Zodiyak birimlerinden gelen ışınlar ve enerjiler ile mevcut güç alanları, belirli şifreli porları harekete geçirerek karakter oluşmasını sağlayacak porları kilit altına alır ve aktive eder. Bütün bu işlemler cenin safhasının dördüncü ayından başlayarak bizzat varlığın çalışmasıyla ikmal edilir.

“Üzerinde yaşadığınız Dünya 'Sanal bir Dünya'dır. Sanal Gerçeklik; biyo-kompüter grafikleri ile yaratılan bir ortamın, insan duyuları ile birleştirilerek, kişinin kendisini o ortamın bir parçası gibi hissetmesidir.

Gerçekte bir laboratuvar olan bu Uzayda, devasa bir kozmik bilgisayar düşünün, boyutları Güneş sisteminizden büyük olsun ve bunun içinde bir sanal Dünya oluşturulsun..Ayrıca bu bilgisayar, kozmik bir okulun laboratuvarında öğrencilerin kullanımına açık bulunsun. Şimdi bu bilgisayar ile çalışmak için asal radyan denen bir iletişim aracına ihtiyacınız olacaktır..
Bu asal radyan sizin düşüncelerinizi alıp elektrik sinyallerine ve daha sonra da dijital bilgiye dönüştürerek biyo-kompütere aktaran bir aktarıcıdır. Ve aslında stereoskopik görüntüleme adı verilen ve insanda üçüncü boyut hissini doğuran bir sistemin son derece gelişmiş bir şeklidir.
Bu sistemle, görüntüyü üç boyutlu algılamanın ötesinde, üç boyutlu olarak yaşarsınız. Sizin düşündüğünüz her şeyi asal radyan bilgisayara aktarır ve ortamın enerjilerini kullanarak sizin düşüncelerinizi üç boyutlu olarak oluşturur ve sizin bunları gerçekmiş gibi yaşamanızı ve deneyimlemenizi sağlar.

“Dünya kendi ruhsal gelişiminin yeni seviyesine, yeni bir üst hologram boyutuna doğru ilerlemektedir. Ve tüm insanlık bunun bir parçasıdır. Bu süreç, insanlığın ve Dünya Ana’nın kollektif yükseliş sürecidir.

Bu yükseliş ile rezonansa girip giremeyeceğiniz, insanların bireysel ruhlar olarak hangi bilinç ve duygu seviyesinde olduğuna ve onun şu anda Dünyayı süpüren yeni enerjileri almaya ve kucaklamaya hazır olup olmadığına bağlıdır.

Şu anda gerçekleşen şey, yeni eşsiz bir ışık-enerji frekansının salıverilmiş olması ve Dünya gezegenini süpürmekte olmasıdır.

Maalesef insanların çoğu olması gerektiği şekilde hazırlanmamaktadırlar.
Bireysel ruhlar olarak, gelmekte olan bu büyük ve güçlü enerji dalgalarını alabilmek için, kendi fiziksel, zihinsel ve ruhsal gelişimleriniz için çalışmalısınız..
Ruhsal gelişim sürecinizde ne kadar ilerlerseniz, gelmekte olan bu kuvvetli, kozmik eril ışık dalgalarını alarak enerji frekansınızı o kadar fazla yükseltebilirsiniz.
Düşüncelerinizin, hislerinizin ve niyetinizin daha çok bilincinde olun.
Yaşamınızda, sizi beslemeyen, size sevinç ve doygunluk getirmeyen şeyleri elimine edin.
Fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal bedenlerinizde merkezde ve dengede olmaya gayret edin.
"Evren ve içinde var olmuş tüm enerjiler olarak sürekli ‘yayın halindeyiz’. Rezonans alanımızı durmaksızın pozitif ve negatif düşüncelerimizle ve duygularımızla programlıyoruz.
İstek ve amaçlarınızla, korku ve endişelerinizle yaratmakta olduğunuz titreşim ve rezonans alanlarınız sizinle aynı titreşimde olanları size çeker.

Benzer her zaman benzeri çeker, evrenin temel yasasıdır bu...
Enerji daima senin yaydığın içtekiler doğrultusunda çalışır. İç aleminizde sahip olduğunuz her şey, dış dünyada da karşınıza çıkacaktır.

Dışımızda olan her şey, içtekinin ve özündekinin perdeye yansımasıdır.
Zahir ve batın her ne varsa insanın kendisinde, özünde vardır.
Tüm ol’uşlar, Sen’in sesinin tekrar sana yankılanmasıdır.

Sen’den evrene yayılacak olan titreşim hangi frekans üzere Sen’den çıkarsa, yine aynı frekansta ama bir kar topunun dağdan aşağı yuvarlanırken dönüştüğü bir çığ gibi sana dönecektir.
İşte bu yüzden evrene yaydığın titreşimin ve frekansın pozitif olmasına ve bütünün hayrına olmasına özen göster.

İnsanın içinde muazzam bir güç gizlidir.

İdrak et ve unutma, Güç SEN’de!...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yukarı Git